Mal beyanı dilekçesinde borcu karşılayacak düzeyde malvarlığını göstermiş olan borçlunun, başka mallarını bildirmemiş olmasının, İİK. 338'deki suçu oluşturmayacağı–
Sanığa çıkarılan (gönderilen) görüşme davetiyesinde İİK. 349'daki -"duruşma günü gelmez veya vekil göndermezse, yokluğunda karar verileceği" şeklindeki- ve CMK. mad. 195'deki "gelmediği taktirde duruşmanın yokluğunda sonuçlandırılacağı"na dair- açıklamaya yer verilmemiş olması halinde, sanığın yokluğunda yargılama yapılıp mahkumiyet kararı verilemeyeceği–
Borçlu-sanığın "tüzel kişi" olması halinde, davanın İİK. 345 uyarınca, sanık olarak tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi ya da kişilerin gösterilerek, bu kişilere karşı (bu kişilerin ad ve soyadları belirtilerek) açılması gerekeceği böyle yapılmayıp "tüzel kişi yetkilileri" ya da "tüzel kişilik" hakkında şikayette bulunamayacağı, aksi taktirde mahkemece "davanın reddine" şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
"Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçu"nun oluşabilmesi için; borçlunun 'başkasına ait mal, alacak ve hakları kendisine aitmiş gibi göstermesi' veya 'kendisine ait malı, alacak ve hakları gizlemiş olması' gerektiği–
Duruşma davetiyesi borçlu-sanığa Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmedikçe yargılama yapılıp hüküm kurulamayacağı–
Sanığın, ödeme (icra) emrinin tebliğinden önce, başka icra dosyaları nedeniyle üzerinde çok sayıda haciz bulunan (ve takip konusu borcu karşılamaktan uzak olan) taşınır ve taşınmazlarını mal beyanı dilekçesinde bildirmemiş olmasının, İİK. 338'e göre suç teşkil etmeyeceği–
Sanığa tebliğ edilen duruşam gününden önce duruşma yapılarak hüküm kurulamayacağı–
Herkesin evinde bulunabilecek (haczi kabil olmayan) -ve takip konusu borcu karşılamaktan uzak- ev eşyalarının 'mal beyanı' sırasında borçlu tarafından bildirilmemiş olmasının 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunu oluşturmayacağı–