«Dava konusu mallar üzerindeki haczin -mülkiyet, rehin vb. iddialarına dayalı olarak- kaldırılması» istemiyle yapılan başvurunun «istihkak davası» niteliğinde olduğu, dilekçede «şikayetçi», «şikayet» sözcüklerinin geçmiş olmasının -HUMK. 76 (şimdi; HMK. 33) gereğince hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevi olduğundan- bu sonucu değiştirmeyeceği–
İstihkak davasında sadece «borçlu» davalı olarak gösterilerek dava açılmış ise mahkemece zorunlu dava arkadaşı olan takip alacaklısının davaya katılması sağlanarak -kendisine dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunarak- yargılamaya devam edilmesi gerekeceği–
«İstihkak davası»na konu olabilecek bir hususun, «şikâyet» yoluyla icra mahkemesine bildirilmiş olması halinde icra mahkemesinin, noksan harcı tamamlatarak uyuşmazlığı «istihkak davası» açılmış gibi çözümlemesi gerekeceği–
Haczedilen aracın satışını hacizden itibaren en geç 1 yıl (şimdi; altı ay) içinde istemediğinden, İİK. 110 uyarınca araç üzerinde haciz kendiliğinden kalkmış olacağı ve bu durumda; bu takiple ilgili olarak da; dava tarihinde istihkak davası açabilmesinin ön koşulu olan geçerli bir haczin bulunmadığından, davanın dava ön koşulu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
«Takip konusu borcun» ödendiğinin -ve bu nedenle de «haczin kalktığı»nın saptanması halinde icra mahkemesince bakmakta olduğu istihkak davasında «konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar esas karar olduğundan, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerektiği–
İİK’nun 97/XVII. maddesi hükmüne göre; icra mahkemesince tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için «karşılık dava» olarak açılması gerektiği (Doğrudan doğruya açılan iptal davalarına bakmak görevinin ise genel mahkemelere ait olduğu)–
İstihkak davası devam ederken davacının «istihkak davasından doğan hakları şekli kalmak koşuluyla» takip konusu borcu ödemiş (bu senetle, alacaklının alacağını tahsil etmiş) olması halinde, yargılamaya devam edilerek, deliller toplanıp, işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği (Bu durumda; «takip konusu borç ödendiğinden, davanın konusu kalmadığından, davanın reddine» ya da «davanın konusu kalmadığından, karar verilmesine yer olmadığına» şeklinde karar verilemeyeceği)–
Haczin, davacı şirketin ortağı veya yetkili temsilcisi olmayan fakat murakıp olduğu anlaşılan kişinin yüzüne karşı yapılmış olması halinde, istihkak iddiasında bulunma süresinin haciz tarihinden itibaren başlamayacağı–