Yasal süresi içinde yapılan istihkak iddiası ile dava açma süresinin kesileceği, alacaklının istihkak iddiasına karşı çıkması halinde, icra müdürlüğünce İİK. 97’deki prosedürün işletilmesi gerekeceği, bu prosedür işletilmediği -yani, dosya icra müdürlüğünce «takibin ertelenmesi» ya da «takibin devamı» konusunda bir karar verilmek üzere icra mahkemesine sunulmadığı ya da icra mahkemesince bu konuda verilen karar taraflara tebliğ edilmediği- sürece üçüncü kişinin istihkak davasını hacizli malın satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar açabileceği, prosedür işletilmişse, icra hakimliğinin takibin ertelenmesi veya devamı kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde istihkak davasının açılması gerekeceği–
Takibe taraf olmayan üçüncü kişilerin «üzerine haciz konulan kendilerine ait şeylerin -araçların, hesaptaki paranın, post makinesine ait hesapların, hisse senetlerin vb.- kendilerine ait olduğu» iddiası ile icra mahkemesine yaptıkları başvuruların «istihkak davası» niteliğinde olduğu, HUMK. 76 (şimdi; HMK. 33) uyarınca, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan, «şikayet» adı altında yapılmış olan başvurunun «istihkak davası» prosedürüne göre incelenmesi gerekeceği–
Dava konusu hacizli malların dava devam ederken yapılan ihalede dava dışı bir kişiye satılmış olması halinde dava konusunun bedele dönüşeceği, istihkak davasının kabulüne karar veren mahkemenin, kabul edilen dava konusu taşınırlara isabet eden satış bedeli icra veznesinde ise vezneden, alacaklıya ödenmiş ise alacaklıdan alınarak davacı üçüncü kişiye ödenmesine karar verilmesi gerekeceği–
İİK. nun 97/XV maddesi uyarınca istihkak davasının kabulü üzerine davacı yararına –malın değerinin %15’ inden aşağı olmamak üzere- tazminata hükmedilmesi için, “alacaklının kötü niyetinin kanıtlanması” gerekeceği; buradaki kötü niyetten amacın ”haciz sırasında, haczedilen malların davalıya ait olduğunun alacaklı tarafından bilinmesine karşın alacaklının icra memurundan o malların haczedilmesini istemesi” olduğu-
İstihkak davasının yargılama sırasında «dava konusu haczin kalkmış ya da alacaklı tarafından kaldırılmış olması halinde» mahkemece «konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
İcra mahkemesince davacı üçüncü kişiden teminat alınarak «takibin ertelenmesine» ve sonuçta «davanın reddine» karar verilen durumlarda mahkemece matrah belirtilmeden «alacaklı lehine % 40 (şimdi; %20) tazminata hükmedilmesi» denilmek suretiyle açık olmayan ve infazda duraksama yaratacak şekilde hüküm kurulamayacağı–
Hacizli malların dava tarihi itibariyle değerinin tesbit edilerek hükmedilecek harcın ona göre belirlenmesi gerekeceği–
Alacaklının, «üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkması»nın kötüniyetli bir davranış olarak nitelendirilemeyeceği–
İstihkak davasının süresinden sonra açılması halinde icra mahkemesince «davanın süre yönünden reddine» karar verilmesi gerekeceği–