Tarafların hak ve yükümlülüklerini tam olarak belirten ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde 6100 sayılı HMK 297 maddeye uygun olarak bir karar vermek gerekeceği-
Kısa kararda; ‘’yasal vekalet ücreti olan 440,00 TL ile, akdi vekalet olan 14.022,60 TL’nin taleple bağlı kalınarak ihtarnamenin ...davalıya tebliğ tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,’’ karar verilmiş iken, gerekçeli kararın gerekçe kısmında; ‘’Her ne kadar Mahkememiz kısa kararında. ..dosyası açısından hüküm kurulmuş ise de aslında ..... toplam 1.050,00 TL vekalet ücretinin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren davacıdan alınarak davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurulması gerektiği" denilmesi halinde, gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturulduğundan, HMK. mad. 297/son gereğince hükmün bozulması gerektiği-
Asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece davalının zamanaşımı iddiası konusunda yargılama aşamasında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş, dolgu işleminin hangi tarihte yapıldığı, yapılan dolgu işleminin davacının kiracı olduğu komşu parseli ne kadar süre sonra etkileyeceği zamanaşımı iddiaları kapsamında tartışılmamış olup mahkemece gerekçeli kararda gerekçesi belirtilmeksizin davalı tarafın zamanaşımı iddialarının reddedildiği anlaşılmış olup öncelikle zamanaşımı konusunda gerekçesi de belirtilerek karar vermesi gerektiğinden davalının istinaf başvurusunun itirazlar incelenmeksizin zamanaşımının yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği-
Ek kararın ıslak imza ya da e-imza ile imzalanmadığı gibi “UYAP Evrak İşlem Kütüğü”nde, kararda hakim olarak yer alan hakim tarafından dahi evrakın onaylanmasına dair işlem yapılmadığı anlaşıldığından bahse konu ek kararın, HMK'nun 297/1. maddesi kapsamında geçerli olarak kabul edilemeyeceği- Murisin ölümü üzerine üç gün ve devamında üç ay süre ile mirasçılar hakkında takip yapılamayacağı- Vefat eden murisin mirasçılarına 3 aylık süre dolmadan yapılan takibin iptali gerektiği, buna yönelik şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Tazminat davasında verilen ilk hükmün bozulması üzerine, davacı asıl davada talep etmediği faiz alacakları için ayrı bir dava açmış ve bu davanın eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece birleşen dava ile ilgili de değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerektiği-
Hüküm fıkrasında belirtilen muhdesatın dava dilekçesinde adı geçen parsel içerisinde kalıp kalmadığı hususunun duraksamaya yol açtığı, hüküm, bu haliyle infaza elverişli olmayıp, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tazminat davası-
Sözleşmenin iptali davasında kısa karar ve hüküm ile gerekçeli kararın gerekçe kısmı arasında aykırılık oluşturulduğu anlaşıldığından, hükmün, HMK. mad. 297/son gereğince hükmün bozulması gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olmasının, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin buyurucu nitelikteki hükümlere aykırı bir durum yaratacağı-