Mahkemece “yapılan yargılama, toplanan deliler ve bilirkişi raporuna göre davacının davalıya borcu bulunmadığı halde kesinleşen haciz ihbarları nedeni ile ödeme yapmak zorunda kaldığı, bu anlamda davalının sebepsiz zenginleştiği, bir yıllık zaman aşımı süresinde nedensiz zenginleşmeye dayalı icra takibine giriştiği, davacının takibinde haklı olduğu” gerekçesi ile “davanın kabulüne” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, zararın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden ve alacak da likit olmadığından, icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği-
Davalı temyiz dilekçesinde “borcun ödendiğini” belirterek ödeme belgesi ibraz etmiştir. Borcu söndüren işleme göre, ödemenin olup olmadığı değerlendirilmek ve sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir-
Davalı abone olmadığı gibi dava konusu işyerindeki suyun kullanıcısı durumunda da değildir. İşyerinin maliki olması, idare ile arasında abone sözleşmesi yapılmadıkça, kiracının kullandığı su bedelinden sorumluluğunu gerektirmeyeceği-
Davalı İİK. nun 67/2 maddesi hükmü gereğince kötüniyet tazminatı talep etmiştir. Dava kısmen reddedildiğine göre davalının bu talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin bozmayı gerektireceği-
Davalı tacir olup, ihtilafta ticari işletmesinde tüketilen elektrik bedelinin tahsili için girişilen takibe yönelik itirazın iptali isteminden kaynaklanmakta olup; görevli mahkemenin genel mahkemeler olacağı-
Yargılama sonunda reddedilen kısım üzerinden davalı yararına tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Davacının “taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını” yazılı delillerle kanıtlayamadığı durumlarda, davacının talebinin reddi gerekeceği-