Taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıpların giderilme bedeli konusundadır. Ayıpların giderilme bedeli yargılama sırasında bilirkişi raporuyla belirlenmiştir. Bu durumda alacağın likit olduğunun kabulü mümkün değildir. İİK’ nun 67/2 maddesi koşulları oluşmadığından tazminat isteminin reddi gerekirken kabul edilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılmış olması dava şartlarından olduğundan, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde, İİK. nun 50. maddesi uyarınca; öncelikle icra dairesinin yetkisinin incelenmesi gerekeceği-
Dava konusu çek örneğinde bankaya ibraz şerhi bulunmamaktadır. Süresinde bankaya ibraz edilmeyen çekler yönünden kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir, ancak aralarında temel ilişki bulunması halinde alacaklı böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanabilir ve alacağını tanık dâhil her türlü delille kanıtlayabilir. Arada temel ilişki bulunmaması halinde ise; hamilin keşideciye karşı TTK. nun 664. maddesi uyarınca sebepsiz iktisap hükümleri çerçevesinde talepte bulunabilmesi mümkündür. Öyle bir durumda ise, keşidecinin “sebepsiz zenginleşmediğini” kanıtlaması gerekir. Mahkemece bu yönler üzerinde durulup tartışılmadan karar oluşturulmasının bozmayı gerektireceği-
Dava konusu çeklerin muhatap banka dışındaki bankaların takas odası aracılığıyla tahsilinin istendiği, çek fotokopilerinin incelenmesinden anlaşılmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte olan 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 6/son maddesi “takas odaları aracılığı ile ibraz edilmiş çekler için 10. maddede belirlenen miktarı dâhil kısmi ödeme yapılmaz…’’ hükmünü içermektedir. Bu durumda mahkemece anılan yasa hükmü gözetilmeden güvence bedellerinin ödenmesi gerektiğine dair kararının bozulması gerekeceği-
Davacı tarafça dosyaya delil olarak sunulan sevk irsaliyesi örnekleri altında müşteri bölümünde teslim imzası bulunmamaktadır. Anılan sevk irsaliyesi örneklerine göre, malların nakliyeci olarak gösterilen kişilere teslim edildiği ve bu kısıma teslim alan imzasının alındığı görülmektedir. Ayrıca, irsaliyelerden birinde UPS isimli kargo şirketinin isminin yazılı olduğu saptanmıştır. Bu durumda mahkemece anılan kargo şirketindeki bilgisayar kayıtları ve kargo şirketi tarafından davalı şirkete irsaliyede yazılı maaşların teslimine ilişkin teslim belgelerinin etraflıca araştırılması ve irsaliyede imzası bulunan taşıyıcıların anılan malların teslimi yönünden belge düzenleyip düzenlemedikleri ve malların kime teslim edildiği konusunda tanık sıfatı ile dinlenip, tüm deliller birlikte değerlendirmek sureti ile hüküm oluşturulması gerekeceği-
Mahkemece, davacı talebi gözetilmeden HUMK’ nun 74. maddesine aykırılık teşkil edecek şekilde kiralananın iki aylık süre içinde yeniden kiraya verilebileceğinden bahisle, bu süre için mahrum kalınan bedel üzerinden hüküm kurulması doğru değildir. Hâkim, açılan bir davada tarafların ileri sürdükleri olgular ve neticei taleple bağlı olup, talep aşılarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektireceği-
Davacı hamilin, çeke dayalı olarak kambiyo hukukundan kaynaklanan müracaat hakkını yitirdiği tarihten itibaren (1) yıllık süre içerisinde “sebepsiz zenginleşme”ye dayalı olarak dava -keşideci hakkında- açabileceği-
Kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, alacaklının takibinde kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekeceği-
B.ye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına engel teşkil etmeyeceği-