Nispi karar ve ilam harcı, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden alınmalıdır. %40 icra inkâr tazminatı tutarı, harç hesabında dikkate alınmaz. Mahkemece inkâr tazminatı da ilave edilerek toplam miktar üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davacı yararına verilecek vekâlet ücreti bakımından da hüküm altına alınan miktar üzerinden karar tarihindeki AAÜT’deki oranlar dikkate alınarak, bulunacak vekâlet ücretinin mahkemece hatalı hesaplanması da hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava, TTK.’ nun 1472. maddesinden kaynaklanan kasko rücu davasıdır. Davalı sigorta şirketi aleyhindeki dava, zarara neden olan aracın trafik sigortacısı sıfatıyla açılmıştır. ZMSS Genel Şartları’nın A.2. maddesine göre, bu sigorta Türkiye sınırları içinde geçerlidir. Somut olayda, kaza, yurt dışında meydana geldiğinden, hasar trafik sigortası teminatı dışında olacağı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeye ilişkin değil; haksız eylem nedeni ile zarara uğrayana ödenen tazminatın, haksız eylem sorumlusuna rücuna ilişkin olduğundan, davaların dayanağı rücu yolu ile tazminat ve sebepsiz zenginleşmedir. Bu davalar için öngörülen zamanaşımı süreleri; ödeme gününden itibaren bir yıl olup, icra takibinin başladığı ve birleşen davanın açıldığı günlere göre dava, zaman aşımına uğramıştır. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, asıl ve birleşen davanın zaman aşımı nedeni ile reddedilmesi gerekeceği-
Vesayet altındaki kişi, fiil ehliyetini haiz olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış olması halinde zarardan sorumlu olacağı öngörüldüğünden, hacir altındaki kişinin karşı tarafın aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumlu olacağı- Banka kredisinden yararlanan ve aldığı kredi kartını kullanmak sureti ile bir menfaat elde etmiş olan kimsenin, davacı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edip borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınmasının hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edileceği-
Dava konusu alacak Tarımsal Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanmakta olup, likit nitelikte olduğundan, İİK. nun 67/2 maddesi uyarınca davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı kefilin, kefalet limitinin belirlendiği sayfada ve limit artırımında imzasının bulunmasına, imzaya itiraz edilmemiş olmasına, faiz oranının sözleşmeye göre belirlenmesine, alacak likit olmasına göre; hüküm olunan meblağ üzerinden %40 icra inkâr tazminatı verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece “yapılan yargılama sonucunda, davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesi nedeni ile davalı şirkete krediler kullandırıldığı, davalıların sözleşmede kefil sıfatı ile imzalarının bulunduğu ve ayrıca kredisinin teminatı olarak davalılara ait taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı bankaca, dava konusu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ayrıca dava konusu edilmeyen ilamsız takibe geçildiği, ipoteğin TMK’ nun 851. maddesi uyarınca üst sınır ipoteği niteliğinde olduğu” gerekçesi ile “davanın kabulüne” karar vermesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “davacının davalıdan alacaklı olduğunu sunduğu delillerle kanıtlayamadığı, yemin de teklif etmediği” gerekçesi ile “asıl davanın ve dava şartı oluşmayan davalının tazminat isteminin reddine, davalı-karşı davacının iddia ettiği ödemelerini kanıtlaması nedeni ile karşı davanın kabulüne” karar vermesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İİK.’ nun 67/1 maddesi “Takip talebine itiraz eden alacaklı; itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi; madde “itirazın tebliği”nden bahsetmektedir. Somut olayda, davalının itirazının davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca İİK.’ nun 67/1. maddesindeki bir yıllık sürenin başlamadığı düşünülmeden, mahkemece aksi düşüncelerle, davacı vekilinin icra dosyasında yaptığı işlem nedeni ile itirazı bu surette öğrendiğinin kabulü ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kredi kartından doğan uyuşmazlıklarda genel mahkemelerin görevli olacağı-