Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; çekin keşide tarihinde davalı şirketi temsil ve ilzama yetkisi olmayan davalı kişinin imzasından dolayı, çek bedelinden şahsen sorumlu tutulması ile şirket yönünden davanın reddi ile çek altında imzası bulunan yönünden davanın kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmayacağı-
Davacı takip dayanağı çeki zamanında bankaya ibraz etmemekle, bu çeke dayalı takip hakkını yitirmiş ve bu durumda hamil-lehtar olarak davacı, alacak iddiasını temel ilişkiye dayalı olarak ispat etmesi gerekirse de, davalı taraf çekteki imzasını inkâr etmediği “çekleri hatır ilişkisi için verdiğini” öne sürerek, aralarındaki hukuki ilişkinin varlığını kabul etmekle, bu durumda ispat külfeti yer değiştirip, davalının “çeklerin davacıya hatır için verdiğini kanıtlaması gerekeceği, bu yönü göz ardı eden mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Dava konusu uyuşmazlık Tüketici Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığından, görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; davacı alacaklıca da kabul edilen yetki itirazının kaldırılması veya iptali için ayrıca bir mahkeme kararına gerek olmadığı gibi, bu konuda yasal düzenlemede bulunmadığı, davalı tarafın konuya ilişkin şikâyetinin icra mahkemesinde reddedildiği, davacı yan defterinde kayıtlı olup, davalı yan defterinde kayıtlı olmayan faturaya ilişkin olarak hatırlatılmasına rağmen davacı tarafın yemin teklif etmediği, davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair belge de ibraz edilmediğinden, mahkemenin bilirkişi raporu doğrultusunda “davanın kısmen kabulüne” karar vermiş olmasında isabetsiz bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; mahkemece toplanan delillere göre başlatılan icra takibinden sonra kısmi ödeme yapıldığı, dava tarihinden sonra da ödeme yapıldığının tespiti ile yapılan ödemelerin toplamının borçtan düşülmesi ile kalan alacak yönünden takibin devamı ve dava tarihindeki alacak üzerinden %20 oranında inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasının isabetli olduğu-
Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmekle, itirazın iptali davalarında “yetkili icra dairesinde takip yapılması” dava şartlarından olup, bu durumda mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı sonuçlandırıp oluşacak duruma göre diğer talepleri inceleme konusu yapması gerekeceği-
Davalı “faturaya konu malları aldığını” kabul ettiğine göre, ödeme savunmasını kanıtlamak durumunda olup, ispat külfetinin kendisine düşeceği-
Banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak likit nitelikte olduğundan, hükmolunan miktar üzerinden davacı yararına İİK. nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı tarafça başlatılan icra takibinin dayanağının iki adet fatura olduğu, dolayısıyla davacı tarafın talep ettiği alacak miktarının likit nitelikte olduğu, bu durumda mahkemece İİK. nun 67/2. maddesi gereğince, davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği "bankanın, karşılıksız çıkan çekler için ödemekle yükümlü olduğu miktar tutarınca müşteri hesabına bloke uygulanacağı" hükmü gereği, davacı banka, davalı elinde kalan çekler nedeni ile gayrinakdi kredi alacağı için takip talebinde bulunmuş, mahkemece "davanın kısmen kabulüne" karar verilmişse de; bu kararda davalı tarafından iadesi yapılan çek yaprakları dikkate alınmadığı gibi, inkar tazminatı ile nisbi vekalet ücretine karar verilmiş olmasının bozmayı gerektireceği-