Alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği, takibin haksız olmasının tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olmasının da gerekeceği, alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olmasının gerekeceği, bu hususun ispat yükünün de, davalı borçluda olduğu-
İİK.’ nun 67/2 maddesine göre, alacaklının %40’lık tazminata mahkûm edilebilmesi için takibin haksız çıkması yeterli olmayıp, ayrıca kötü niyetli olması da gerekir. Mahkemece, davacı alacaklının kötü niyetli olduğunun hangi gerekçelerle kabul edildiği açıklanmadan, sadece takibinde haksız çıkması nedeniyle tazminata mahkûm edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına neden olacağı-
İpotek akit tablosunun incelenmesinde davalının dava dışı kişinin bankaya olan borcunun teminatı olarak ipotek verdiği anlaşılmakta olup, ipotekli taşınmazın maliki ile şahsen borçlu olan kişiler farklıdır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip ve dava sadece ipotek veren davalıya yöneltilmiş olup, asıl borçluya karşı takip yapılmamış ve dava açılmamıştır. MK.’ nun 887. maddesi uyarınca,’’ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.’’ Bu hüküm uyarınca asıl borçlu ve ipotek verenin farklı kişiler olması halinde aralarında zorunlu takip ve dava arkadaşlığı bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Takip konusu kredi kartı borcundan doğan alacak ve fer’ileri likit olduğundan, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Borçlunun aleyhinde başlatılan icra takibi itiraz etmek suretiyle takibi durdurması ve alacaklının da elinde İİK.’nun 68 inci maddesinde sayılan belgeler bulunmamasının, borçlunun -takibi durduran bu itirazından sonra- menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayacağı, bu halde de, borçlunun borç tehdidi altında olduğu ve bu sebeple de menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olduğu- Borçlunun 'borçlu olmadığını' ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesinin, ancak takibin durmasını sağlayacağı, icra takibini ortadan kaldırmayacağı, takibin iptalinin ise menfi tespit davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuç olduğu ve bu nedenle, davacının, takibe konu icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti davası açmakta hukuki yararı olduğu- Alacaklının borçlunun itirazını iptal ettirmek için itirazın iptali davası açmamış olması halinde de, borçlunun itiraz ile durdurduğu takipte alacaklıya karşı borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu-
İtirazın iptali davasında davacı alacaklı lehine icra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için İİK. nun 67/2 maddesi uyarınca davalının itirazında haksız olması ve alacağın likit bulunması gerekir. Takip konusu dava dışı kuruma yapılan ödemeden doğan davacı banka alacağı ve fer’ileri likit olduğundan, davacı alacaklı lehine icra inkâr tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verildiğinden, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin aleyhine hüküm verilen davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekeceği-