Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. İtirazın iptali davası yönünden bir yıllık dava açma süresinin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği gerekir. İİK.’ nun 67. maddesinde de dava açma süresinin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol öngörülmemiştir. Alacaklının icra dosyasındaki takip işlemi yapması tebliğ yerine geçmez. Somut olayda, itiraz davacıya tebliğ edilmemiştir. Bu durumda açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
BK.’ nun 362/son maddesine göre, ayıbın sonradan meydana çıkması halinde iş sahibi bunu öğrenir öğrenmez derhal yükleniciye ihbarda bulunmak zorunda olup, davalı yanca icra takibine itirazında ve davaya cevap dilekçesinde dahi ayıplı imalat savunmasında bulunulmadığı gibi, gizli ayıbın ortaya çıkmasından itibaren derhal ayıp ihbarında bulunulduğu da ileri sürülüp kanıtlanamadığından, yüklenicinin kalan alacağının ayıp nedeniyle indirim yapılmaksızın hüküm altına alınması gerekeceği-
İtirazın iptali davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılığın asıl olmasının, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılmasına olanak bulunmaması, takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılmayan belgenin ispat vasıtası olarak kullanılmasının mümkün bulunmamasının gözetilmesinin gerekeceği-
lslah ile de olsa itirazın iptali davalarında müddeabihin artırılamayacağı ve takibe konu edilmeyen kısımla ilgili talepte bulunulamayacağı-
İtirazın iptali davasında hükmedilen vekalet ücreti asıl alacaktan bağımsız olacağından, ilam kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği-
Davacı borçlu haciz sırasında tutulan icra dosyası içinde bulunan ve haciz tutanağına geçirilen imzası ile tasdik ettiği beyanında; “Toplam...TL. olan borcunun tek kalemde .... tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum” demek suretiyle dava konusu borcu kabul ve taahhüt etmiştir. Kabul beyanının yer aldığı tutanak ihtiyati haciz tutanağı olmadığından söz konusu beyanın manevi cebir altında verildiği kabul edilemez. Bu durumda mahkemece davacının haciz tutanağındaki borcu kabul eden beyanı gözetilerek, sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kooperatifler kanunun 17. Maddesine göre çıkma payının ortağın ayrıldığı yılın bilançosuna göre hesaplanacağı ayrılan ortağın ödediği aidatların tamamını kooperatiften talep edemeyeceği, ayrılan ortağın, hissesine isabet eden giderler düşüldükten sonra kalan miktarı, kooperatifin temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte isteyebileceği-
Mahkemece BK.’ nun 53. maddesi gereğince “Hâkim kusuru olup olmadığına yahut haksız fiili failinin temyiz kudretine haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyetine dair hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinden verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir.” Bu hükme göre, anılan ceza dosyasının kesinleşmesi beklenerek, varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davacı kooperatifin …. tarihli genel kurul toplantısında aldığı “aidatlarını zamanında ödemeyen üyelerden aylık %7 gecikme cezası alınması” konusundaki kararı takip eden genel kurullarda değiştirilmediği veya açıkça kaldırılmadığı sürece genel kurulca ödenmesi karar altına alınan tüm aidatlar hakkında uygulanacağı-