İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını doğrudan mahkemede dava ederek haklı çıkması, alacağın likit ve muayyen olması gerekeceği-
Yerel mahkeme gerekçesinde “bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiğini” belirttiği halde, hüküm kısmında akdi faize hükmedilmemiş olduğu görülmüştür. Takipten önce temerrüt oluşmadığından, temerrüt faizi istenemez ise de, akdi faizin istenebileceği düşünülerek ve kefilin sorumluluğunun kefalet limiti ile sınırlı olduğu düşünülerek bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmalıdır. Öte yandan, alacak kredi sözleşmesine dayalı olup, likit nitelikte olduğundan icra inkâr tazminatına da hükmedilmesi gerekeceği-
Usulüne uygun tutulsun veya tutulmasın ticari defterler sahibi aleyhine delil teşkil eder. Yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı şirketin, davacı yanca düzenlenip, gönderilen dava ve takip konusu faturayı ticari defterine kaydettiği rapor edilmiştir. Davalının fatura defterine kaydedilmiş olması içeriğine itiraz etmediği ve fatura konusu hizmeti aldığı anlamına gelir. Bu durumda davalı borçlu “borcu ödediğini” ispatlamalıdır. Mahkemece bu yön gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili için başlatılan takipte istenen işlemiş faiz ve fer’i alacaklarına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Sözleşmede açık ve tereddüde yol açmayacak şekilde bir ödeme günü kararlaştırılmamıştır. Buna göre davacının işlemiş faiz talep edebilmesi için, takipten önce davalıyı BK’ nun 101 maddesi uyarınca temerrüde düşürmesi gerekir. Dosya içerisinde; davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair delil bulunmamaktadır. Mahkemece, anılan bu hususlar gözetilmeksizin temerrüt faizine ilişkin itirazın iptali isteminin kabulü yerinde olmadığı gibi, dosyada bulunan ve davacı tarafından düzenlenen yazı içeriği bilirkişi raporunda irdelendiği halde, söz konusu yazı içeriğinin davaya etkisi üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Davalı, aleyhindeki icra takibinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, ancak itiraz dilekçesinde akdi ilişkiyi açıkça inkar anlamına gelebilecek bir beyanda bulunmamıştır. Kaldı ki davacı vekili delil listesinde fatura ve irsaliyelerden söz etmiştir. İcra dairesinin yetkisine yönelik itiraz, İİK.’ nun 50. maddesi yollamasıyla HUMK (HMK) hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip buna ilişkin deliller toplanıp değerlendirildikten sonra BK.’ nun 73/1, HMK 10 (HU8MK 10) maddeleri gözetilerek icra dairesinin yetkisi yönünden bir karar verilmesi, verilecek kararda; icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılması halinde, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi, icra dairesinin yetkili olduğunun kabulü halinde, işin esasına girilerek deliller toplanıp bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Tüketici kredisinden doğan uyuşmazlıklarda ‘tüketici mahkemesi’nin görevli olacağı-
Mahkemece birden fazla bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve ek rapor alınmış ise de hükmün gerekçesinde bunlardan hangisine itibar edilerek hüküm kurulduğu açıklanmamıştır. Esasen alınan kök ve ek raporlar yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Davalılar vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir. Bilirkişi ek raporları itirazları karşılayacak nitelikte görülmemiştir. Bu durumda mahkemece dava konusu kredi sözleşmeleri hükümleri çerçevesinde konusunda uzman kişilerden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davalıların itirazlarını da karşılayacak biçimde ve kefillerin sorumluluklarının kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin sonuçları ile sınırlı olduğu ve takipten önce temerrütten söz edilebilmesi için TBK 117. maddesi uyarınca hesap kat ihtarnamesinin tebliğinin gerektiğine ilişkin kurallar gözetilerek ayrıntılı, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak deliler hep birlikte değerlendir
H.M.K’nın 200. maddesi gereğince davacı tarafından iddia edilen yıllık kira miktarına göre kira ilişkisinin varlığının kesin delillerle kanıtlanması gerektiği-
İtirazın İptali-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-