Kendi imzasını taşıyan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak borçluya kullandırılan kredilere kefil davalının, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu, ne var ki, alınan bilirkişi raporunda kredi alacağının hangi sözleşmeden kaynaklandığı ve davalının sorumlu olduğu borç miktarı yeterince incelenip araştırılmadığı gibi raporun Yargıtay denetimine de elverişli olmadığı-
Kredi kartlarının izinsiz kullanılmasından dolayı doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen davada, davacıya ait olan kredi kart sliplerinin ilgili yerlerden getirtilerek davalının imzası bulunan harcamalar belirlenip bilirkişi raporu alınmak suretiyle inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporuna karşı davacı vekilince gerekçeleri de belirtilmek suretiyle itiraz edildiği, bu durum karşısında itirazların değerlendirilmesi için konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Kira, elektrik, su, doğalgaz borcunun ve aidat bedelinin tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi-
Taahhütnamenin bu bendine göre davacının itirazının iptali talebinin değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalının alt yapı katılım aidatlarından sorumlu tutulabilmesi için imar planlarının kesinleşmiş olması ve istenen aidatların imar planlarının kesinleşmesinden sonraki döneme ait olması, bunun için de imar planlarının hangi tarihte kesinleştiğinin tespit edilmesi gerektiği-
Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Mahkemece, yapılacak işin bozma ilamında belirtilen fatura, sevk irsaliyesi, sipariş formları ve davalı tarafından davacı adına kesilen nakliye faturası ile ilgili olarak tarafların beyanları alınıp bu konuda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaret olduğu-
Mahkemece karar yerinde tartışılıp kabul edildiği üzere, icra takip tarihi itibari ile henüz muaccel bir borç bulunmadığından davanın bu nedenle reddi gerekirken dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmediği gibi bu durumda kendilerini vekille temsil ettiren davalılar yararına nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücreti takdir edilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalının, dava konusu alacağın elden ve banka havalesiyle ödendiğini savunduğu ve ödemeye ilişkin banka havale dekontlarını dosyaya ibraz ettiği, o halde mahkemece davalının sunduğu banka havale dekontları üzerinde durulup değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken davalının ödeme savunması ve delilleri üzerinde yeterince durulmadan eksik inceleme ile karar tesisi doğru olmadığı gibi işlemiş faiz isteminin reddine karar verildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin de isabetsiz olduğu-