İdari para cezasının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacı Spor Genel Müdürlüğü kamu kurumu niteliğinde olup, özel yasada belirlenen usulde icra takibi yapılarak alacağın tahsili yoluna başvurulması gerekirken, genel takip usulü olan haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatılmış olmasının doğru olmadığı-
İtirazın iptali davası-
Davalı vekilinin savunma hakkının kısıtlanmasına yol açan esaslı bir usul hatası olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekeceği-
Kredi sözleşmesi uyarınca davacı alacaklarının belirlenmesi için banka kayıtları üzerinde bankacılık işinden anlayan uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bankaların harçtan muafiyetinin sınırlı işlemlerde öngörüldüğü-
Mahkemece, teslim alan kısımlarındaki imzaların davalı şirkete ait olup olmadığına dair araştırma yapılarak karar verilmesi gerekeceği-
Davacının başlattığı icra takibinin tarihi 01.09.2010 olup, 6352 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile İİK'na eklenen geçici 10. maddesi uyarınca davacı lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki satıcı genel sözleşmesi ve ifa taahhütnamesine aykırı olarak satışı yapılan araçların model ve fiyatlarının yanlış bildirilmesinden doğan zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemlerine konu ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan takiplerin borçluları olan davalıların, borçtan şahsen sorumlu olmayıp, ipotek veren 3. kişi konumunda oldukları ve muacceliyet ihtarnamesinin ipotekli takiplerden sonra kendilerine gönderilmesi nedeniyle davacının takip yapma hakkı olmadığının gözetilmesi gerektiği-
Taraflar arasında davacının faksından gönderildiği ihtilafsız olan 20/01/2011 tarihli faksla gönderilen mutabakat belgesinde davacının kaşe ve imzasının bulunmadığı, ayrıca dosya içerisindeki delillere göre davacının bilgisayarındaki arıza nedeniyle tüm müşterilere aynı içerikli faks gönderildiğinden söz konusu faks metni mutabakat belgesi olarak dikkate alınamayacağı gibi davalı tarafından davacı adına kesilen fiyat farkı faturasının davacıda kayıtlı olmaması nedeniyle söz konusu faturada belirtilen fiyat farkına ilişkin iddianın davalı tarafından ispatı gerekeceği-
Takipten önce 07.01.2011 tarihli banka vasıtasıyla davacı tarafa 21.504 TL'lik ödeme yapıldığının davalı yanca ileri sürüldüğü, 17.01.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda, "Davalının defter ve belgelerinden bilirkişi heyetince yapılan inceleme neticesi tespit edilen ödemelerin kabulü durumunda alacak tutarından düşülmesi gerektiği..." şeklinde bildirildiği, ancak bu konuda inceleme yapılmadığından, mahkemece bu yön üzerinde durulmadan, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-