Taraflar arasında bir yazılı sözleşme olup, davacının takibe konu ettiği miktar da, sunulan banka dekontları ile likit, belirlenebilir ve davalı tarafından bilinebilir bir miktar olduğundan mahkemece, sözleşme konusu yerin davacıya tahsis edilmemesi nedeniyle asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davaları, niteliği itibariyle takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan, takibe dayanak yapılan ve talebe eklenen faturalar üzerinde bir inceleme yapılması gerekirken, tarafların tüm cari ilişkisi üzerinde inceleme yapılarak karar verilemeyeceği-
Davalıya yapılan ödemenin mahiyeti, dayanakları ve ilgili mevzuat açısından yeterli inceleme yapılmadığından, mahkemece eğitim ödemeleri ile ilgili uzman bilirkişiden davalıya yapılan ödemenin mevzuata uygun olup olmadığı konusunda rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kiracı tarafından açılan depozito bedelinin ve fazladan ödenen kira bedelinin iadesi için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve karşı olarak, davacının ödemediği ve anahtar teslim tarihine kadar işlemiş olan kira ve aidat borcundan depozitonun mahsubu sonucu kalan miktarın davacı-karşı davalıdan tahsili istemine ilişkin davalarda, mahkemece yetkili İcra Müdürlüğünce davacı borçluya yeniden ödeme emri gönderilip gönderilmediği, yetkili icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine davacı tarafından itiraz edilip edilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 67/1. maddesine göre, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği-
Kamu alacağının genel haciz yolu ile takip edilemeyeceğine ilişkin bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, Belediye Gelirleri Kanunu'nda 6183 sayılı Yasa hükümleri uyarınca takip yapılabilmesinin düzenlenmiş olmasının; genel hükümler uyarınca takip yapılabilmesine ve dava açılmasına engel bulunmadığı, bu konuda seçimlik hakkı bulunan davacının, genel hükümler uyarınca takip ve dava yoluna başvurabileceği-
Genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adli yargının görevi içinde bulunanların o kanunda yazılı tahkim usulüne göre çözümleneceği-