Davalının, kendisinin kefaletinin bulunduğu kredi sözleşmelerinden doğan borcun ödendiğini savunduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda takibe konu kredi borcunun hangi sözleşme ya da sözleşmelerden kaynaklandığı hususunda bir açıklık bulunmadığı, bu durumda mahkemece, anılan bu husus ve davalının savunması üzerinde durularak gerektiğinde ek rapor ya da yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davadan önce yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye alacağa davalıların temerrüt tarihleri de gözetilerek taleple bağlılık kuralları gereğince %20,3125 oranında faiz yürütülmek suretiyle itirazın kısmen iptaliyle takibin devamına, takipten sonra ancak davadan önce ödenmiş olan miktarların da aynı şekilde temerrüt tarihinden ödeme tarihine kadar faiz yürütülmesine olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulması gerekeceği-
Faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davalının, dava konusu alacağın çekle ödendiğini savunduğu, bu durumda mahkemece söz konusu çekin ibraz edildiği bankadan arkalı önlü tasdikli örneği dosyaya getirtilerek çekteki ciro silsilesi incelenip çekin davacı alacaklı ile bağlantısı belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet olmadığı-
Ödenmeyen kira bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın itirazın iptali istemi-
İtirazın iptali ve tahliye-
İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olup temelini oluşturan icra takibine konu edilmeyen hususlarda inceleme yapılamayacağı-
Takip ve dava konusu alacağın, likit (bilinebilir, hesaplanabilir) nitelikte olduğu gözetilerek davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Tahkikat aşamasında davacı tarafça kendilerine ait ticari defterlerin bulunmadığı beyan edildikten sonra, davalının delillerini davacının ticari defterlerine hasretmesinin herhangi bir hukuki sonucu bulunmadığı gözetilmeden davacının ticari defterlerini ibraz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- 30.7.2002 ve 30.8.2002 tarihli 2.000’er TL’lik bonoların lehtar kısmının boş olması nedeniyle kambiyo senedi vasfını yitirdiği gözetilmeden, ispat yükünün ve ispat araçlarının belirlenmesinde hataya düşülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İmza itirazında bulunan borçlunun mirasçısının kötüniyetle itirazda bulunduğu saptanmaması halinde, mahkemece aleyhine tazminata hükmedilemeyeceği-
Bilirkişi kök ve ek raporları arasında davalının aldığı akaryakıt miktarı bakımından açık çelişki bulunduğu gibi, davacının ihtilafa konu olan 2012 yılı defterlerinin de incelenmediği, bu durumda mahkemece, aralarında mali müşavir bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi kurulundan, tarafların 2012 yılı da dahil olmak üzere tüm ticari defter ve belgeleri de incelenmek ve iddia ve savunmaları karşılanmak suretiyle, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-