Davacı yanın, dava dışı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkide taraf olduğunu, araya girdiğini veya bu alım satım sırasında bu ticari ilişkide ihraç eden olarak yer aldığını usulüne uygun delillerle ispat edemediği, bu şartlar altında davacının dava dışı şirkete yaptığı bir ödeme var ise davalıdan talep etmesinin mümkün olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve tahliye istemi-
Takiplere konu kredi borcunun hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı hususu üzerinde durularak ve gerektiğinde bu konuda konusunda uzman bir bilirkişiden banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece bankacılık konusunda uzman yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan, defter ve belgeler üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak itirazları ve çelişkileri de karşılayacak şekilde rapor alınıp, takip talebindeki istenilen kalemler de gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Eldeki davada, alacaklının icra takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre içinde takip talebinde belirtmiş olduğu faiz oranı üzerinden işlemiş faiz ve takip nedeni ile yapılan icra harç giderleri ile vekalet ücreti konusunda itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Borçlu tarafından takipte talep edilen asıl alacak tutarı ödenmiş olmakla birlikte fer'ileri ödenmediğinden ve fer'iler yönünden takibe devam edilebilmesi için mahkemece bu konuda bir karar verilmesi gerektiğinden, takip tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş faiz alacağı, vekalet ücreti, icra harç ve giderleri yönünden miktar belirtilmeksizin itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, icra müdürlüğünce tahsilat sırasında hesaplanması gereken işlemiş faiz, vekalet ücreti ve icra harç ve giderleri konusunda asıl alacak gibi itirazın iptaline şeklinde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı yanca icra takibine konu edilen tutar içerisinde işlemiş faiz kalemi de bulunmakta olup, mahkemece bu olgu gözetilmeksizin takipten sonrası için faize faiz yürütülmesine olarak verecek şekilde hüküm tesisinin BK. 104/son maddesine aykırılık oluşturduğu-
Davacı idarenin ödenmeyen idari para cezasının tahsili amacıyla genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, mahkemece, idari para cezasının 6183 sayılı Yasa’ya göre alınması gerekirken genel haciz yolu ile takip yapılamayacağı gerekçesiyle istem reddedilse de, kamu alacağının genel haciz yolu ile takip edilemeyeceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı, davacı idarenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasa uyarınca tahsil yoluna başvurabileceği gibi genel haciz yolu ile takip yoluna da başvurabileceği-
Davacı vekilinin 07/04/2013 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyanları içeren dilekçesinin açıklamalar bölümünün ikinci bendinde toplam 6.441,00 TL tutarındaki faturaların davalının haksız olarak düzenlediği aynı miktarlı hizmet faturalarına karşılık olarak mutabakat sağlanması amacıyla yapılan şifahi görüşmeler neticesinde tanzim edildiğinin belirtildiği, böylece bu miktar alacağın mal bedeline ilişkin olmadığı davacı vekilinin bu beyanıyla anlaşıldığından sözü edilen faturalara konu hizmetin davacı tarafından davalıya verildiğinin yazılı delillerle kanıtlanması gerekeceği-
Mahkemece, davalının kabul ettiği asıl alacak miktarı dışında kalan asıl alacak, işlemiş faiz ve ferileri yönünden hüküm kurulması gerekirken kesinleşen takiplere karşı dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilmeksizin itirazsız kesinleşen kısmı da içerecek şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-