Tescil belgesi bulunmayan araçların satış ve devirlerinin sahiplik belgesi esas alınarak noterlikte yapılmasının zorunlu tutulduğu, faturayla "araç sahibi" sıfatını alan kimsenin ise tescil yaptırsın ya da tescil yaptırmadan aracı satabilmesinin ancak noterlik kanalıyla mümkün olduğu, satın alan kimsenin adına tescil yaptırabilmesi için sahiplik belgesi ibrazına zorunlu tutulmasının da bunu göstereceği, oysa olayımızda, araç sahibi yetkili satıcı borçlu tarafından K. adına düzenlenmiş bir faturanın bulunmadığı, ibraz edilen adi yazılı belgenin dahi "satışın yapılacağına" dair olduğu, bu belgeyle mülkiyetin K.`ya geçmeyeceği, K. ile davacı arasında düzenlenen adi yazılı belgede de K.’nın, "komisyoncu" sıfatıyla satışın yapılacağını taahhüt ettiği, bu taahhüde dayanılarak davacının araç sahibi olduğunu kabul etmenin yasadaki "araç sahibi" tarifiyle bağdaşmayacağı, istihkak iddiasının reddinin gerekeceği-
«Tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere» -yani, ayni alacağı iki kez tahsil etmemek koşuluyla- alacaklının borçlu hakkında hem «rehnin paraya çevrilmesi» hem de -elindeki senetlere dayanarak- «kambiyo senetlerine mahsus» haciz yolu ile takip yapabileceği—
İpotek alacaklısı satıcının, ipotek borçlusu alıcıdan, “daire alım satımı dışındaki başka bir ticari ilişkiden dolayı alacağı bulunduğunu, tapuda kurulu bulunan ipoteğin teminat ipoteği olmadığını” isbat etmekle yükümlü bulunduğu–
İstihkak davası açan davacının, aracı trafik kaydında haciz şerhi bulunmadan iyiniyetle satın aldığı, satış 2918 sayılı Trafik Yasası’nın 20/d maddesine uygun yapıldığı, davanın kabulünün gerekeceği-
Hakkında genel haciz yolu ile icra takibi yapılan davalı bankanın, (takibin dayanağı olan) ilamda taraf bulunmamasına, ilam alacaklısı davacının ilam kesinleşmeden (gereği için) bankaya başvurması nedeniyle bankaca işlem yapılamadığının anlaşılmasına esasen, davalı banka hakkında bu ilamın icrası için alacaklının icra takibi yapması mümkün olmayıp, ilam borçlusu hakkındaki icra takibinin kesinleşmesi üzerine icra müdürlüğünce bankaya talimat yazılmak suretiyle hükmün icra ettirilmesinin gerekeceği-
Davacının takibe konu yaptığı işçilik haklarından doğan alacakların, niteliği itibariyle toplu sözleşme hükümlerinden yararlanarak hemen hesap edilebilir olmadıkları, yargılamayı ve büyük olasılıkla konuyla ilgili bilirkişi tetkikatı yapılmasını gerektirecek mahiyette oldukları, bu itibarla likit bir alacak miktarından söz etmek mümkün olmadığından, icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-
Çekin süresinde ibraz edilmemesi halinde hamilin; cirantalar, keşideci veya diğer çek borçlarına karşı müracaat hakkını kullanamayacağı-
Alacaklı hakkından kısmen ya da tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiç bir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan dolayı doğan zararı tazmine mecbur borçlunun, borcun teehhürle ifasından dolayı zarar ve ziyandan mükellef olduğu gibi zararın geçmiş günler faizini aşması halinde bundan dahi sorumlu olacağı-
Satışa çıkarılan taşınmaza (taşınıra) takdir edilen kıymete, -icra mahkemesine başvurularak- itiraz (şikayet) edilmiş olması halinde, bu başvuru sonucuna göre kıymet takdiri kesinleşmeden, satışın yapılamayacağı (kıymet takdirine yönelik şikayetin sonuçlandırılmasına kadar satışın icra müdürlüğünce ertelenmesi (yapılmaması) gerekeceği»—