Yeminin kesin delil olduğu ve konusu suç teşkil eden olaylar hakkında yemin teklif edilemeyeceği–
Satışın iptali davasında, mahkemece alınan bilirkişi raporları arasındaki fahiş fark incelenmeden bu raporlara dayanılarak hüküm kurulmasının doğru olmayacağı, öte yandan, İ.İ.K. 277 ve ardından gelen maddeler uyarınca açılan iptal davalarında aciz vesikası dava koşulu olup bu koşulun dava açılmadan önce yerine getirilmesinin zorunlu olmayacağı, ayrıca; hakkında muhtelif takipler bulunan borçlu şirketin tediye kabiliyetini kısmen de olsa kaybettiğini davalının borçlu şirketin koordinatörünün eşi olması nedeniyle bildiği ya da en azından bilmesi gerektiği, o halde durumun İİK.'nun 280. maddesinin 1 ve 2. fıkralarınca değerlendirilmesi gerekeceği-
İİK.`nun 126. maddesinde artırmanın satıştan en az bir ay önce ilan edileceğinin kabul edildiği, bu hüküm kamu düzeni ile ilgili olup hakimlikçe re`sen nazara alınması gerekeceği-
Takip dayanağı bonolar yasal süresi içerisinde ödenmek için keşideciye ibraz edilmediğinden borçlu tarafından bono bedelleri notere tevdii edilmiş ise de, bononun hamilin adresi bulunamadığından keşideci tarafından tevdii edilen para geri alındığından, borçlunun bono bedellerinin gecikme faizinden de sorumlu olacağı-
İlamın bozulması, icra işlemlerini olduğu yerde durduracağından, takibin kesinleşmesi koşulu gerçekleşmediği için alacaklı tarafından istirdat davası da açılamayacağından, alacaklının icra dairesinden aldığı parayı geri vermesi gerekeceği–
Üst üste iki ay kira bedelinin ödenmediğini, kira alacağı muaccel hale geldikten sonra 3 gün içinde takip talebinde bulunup iki haklı ihtar çekerek belgeleyen kiralayanın, kiralananın boşaltılması isteminin kabul edilmemesinin hukuka aykırı olacağı-
Borçlunun mercie başvurusunun borca yönelik kısmi itiraz olduğu, itiraz kabul edildiğine ve borçlunun da talebi bulunduğuna göre İİK. 169/a-6 maddesi gereğince borçlu yararına tazminata hükmedilmesinin icap edeceği, alacaklının banka hesaplarının kendilerine geç intikal ettiği yolundaki savunmasının sözü edilen tazminata hükmedilmesine engel olamayacağı-
Borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde takip dayanağı ilamda faize ilişkin hüküm bulunmadığından işlemiş faiz talep edilemeyeceğini ileri sürdüğü, mercice bu itiraz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmek gerekirken ayrıca yasal yollara başvurulabileceğinden bahisle talebin reddinin isabetsiz olacağı-
Asıl borç tediye veya sair bir suretle sona erdiği takdirde kefalet ve rehin gibi sair fer'i hakların da sona ereceği, ana para dava açılmadan önce icra dosyasına yatırılmış ise de faiz alacağına ilişkin dava bu para tahsil edilmeden açıldığına göre, açılan dava ile faiz hakkının saklı tutulduğunun kabulü gerekeceği-
İcra takibinin iptal edilebilmesi için İİK'nun 169/a maddesince borçlunun itiraz dilekçesine ekli olarak ibraz ettiği belgelerden borcun itfa veya imhal edildiği veya senedin metninden zamanaşımına uğradığı veya borçlunun borçlu olmadığı yahut icra dairesinin yetkili olmadığı kanaatine varılmasının gerekeceği, borçlunun ibraz ettiği ibranamede takip konusu senetlere gönderme bulunmaması halinde borca itirazın kabulünün mümkün olmayacağı-