Davada İİK`nun 68. maddesine dayanılarak itirazın kaldırılmasının talep edildiği, isteğin kısmen kabul edildiği, oysa itirazın kabulü halinde; iyi ya da kötü niyet araştırmasına gerek olmadan tazminata hükmedilmesinin gerekeceği, bu nedenle; tarafların tazminat talepleri de bulunduğu gözetilerek, kabul ve reddedilen miktarlar üzerinden tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Takip dayanağı bononun inşaat sözleşmesine teminat olarak verildiği, muhtevasının tahsili gerekip gerekmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği, mercice bu yön gözetilerek şikayetin kabulünün gerekeceği, borçlu tarafından mercie verilen dilekçenin borca itiraz niteliğinde olduğu, dilekçede şikayet sözcüğüne yer verilmemiş olmasının bu kabulde sonuca etkili bulunamayacağı-
Araç satışı sebebiyle verilen bonoların iptali davasında, araç 3. kişinin elinde olup davalı ilk malik tarafından bu kişiye devri de yapıldığına göre, devrin davacının yaptığı satışa dayalı olarak yapıldığını savunan davalının iddiasını isbat etmesinin gerekeceği, hakimin, müphem ve mütenakız gördüğü iddia ve sebepler hakkında izahat isteyebileceği gibi, davanın her safhasında da iki tarafın iddiaları hududu dahilinde kendilerinin istima ve lâzım olan delillerin ibraz ve ikamesini emredebileceği-
İpotek tesisinden sonra, davacı (borçlu) kooperatifçe yapılan ödemelerin ipotek borcuna karşı yapıldığı açıklanmadığı için, davalı şirketin yapılan ödemeyi muaccel hale gelmiş dilediği alacağına mahsup etme hakkının olduğu, yüklenicinin inşaattan doğan alacağı için kanuni ipotek hakkının da mevcut olduğu, bu durumda, davacı tarafça kaldırılması istenen ipoteğin, inşaat masrafları olarak borçlanılmış bulunan 555.400.000. TL. için tesis edilmiş olduğunun kabulü ile davalı yüklenici tarafından davacı kooperatif aleyhine açılan istihkak alacağı davasının sonucunun beklenilmesi ve yüklenicinin bir alacağı olduğu saptandığı takdirde ipoteğin o miktar kadar geçerli olduğu gözetilmek suretiyle gerekli karar verilmesi gerektiği-
Satış akdi başlığı altında düzenlenen senedin, tarafların karşılıklı edimlerini içerdiği, taraflarca karşılıklı edimlerin yerine getirilip getirilmediği hususunun değerlendirilmesinin mahdut yetkili mercide mümkün bulunmadığı, bunun ancak genel mahkemede çözüme ulaşabileceği-
Davacı mahcuz aracı hacizli olduğunu bilerek satın aldığından, satışın davalı alacaklının haklarına tesir etmeyeceği-
«İstihkak davası» niteliğindeki isteğin, istihkak davalarına özgü biçimde incelenmesi gerekeceği, «şikâyet» olarak değerlendirilip sonuçlandırılamayacağı–
Davanın, icra memurunun muamelesini şikayet olduğu, davacının şikayetinin, öz olarak, ihale bedelinin süresinde yatırılmadığı savına dayalı olduğu, bu iddia ile yapılacak şikayetler için İİK.nun 133. maddesinde bir süre öngörülmediği, o itibarla, olayda, süreye tabi olmayan şikayetin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının vekili H.’in, herhangi bir alım satım yapmaksızın, kendisini vekil edeni borçlandıran bono imzalamak suretiyle inancı kötüye kullanmak suçundan mahkum olduğu, bu nedenle, davacı adına alınmış bir mal olmadığı yolundaki iddia yönünden ceza kararının kesinleşmesinin beklenmesinin ve BK. 53. maddesi (şimdi; TBK. mad. 74) de gözetilerek hüküm verilmesinin gerekeceği-