Yükümlülük listesi kesinleştikten sonra yapılacak kıymet takdirinin, haciz sırasında yapılmış kıymet takdirinden ayrı ve farklı olduğu—
Kira parasının tesbitine ilişkin mahkeme kararı ile belirgin hale gelen kira farkı alacağına, ayrıca ihtara hacet kalmaksızın, kira tesbit kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz yürütülmesinin gerekeceği-
Finansal kiralama kanununda öngörülen koşullara uygun ve geçerli bir finansal kiralama sözleşmesi bulunmadığından, davacının haczedilemezlik şikayetini dayandırdığı bu yasadan yararlanma imkanının olmadığı-
"Müflis şirketin vergi borcunun yöneticiden tahsil edilip edilemeyeceği" şeklinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkta, adli yargının değil, idari yargının görevli olduğu, böyle bir durumda, iflas idaresinin nizalı vergi alacağını herhangi bir karar vermeden, sıra cetveline yazması ve müflisin başvurabileceği kanuni yollara kendisinin başvurmasının gerekeceği, vergi alacağının kayıt talebinin reddi üzerine açılan kayıt-kabul davasında VUK.`nun 10. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılamayacağından, iflas idaresinin vergi alacağının kayıt talebini reddetmeyerek, sıra cetveline geçirmesinin ve kayıt koşullarının bulunmadığı kanaatinde ise, iflas idaresinin kanuni yollara başvurma hakkı saklı kalmak üzere (VUK. Md. 162-377/1) sıra cetveline, müflis şirketin iflas masasından alacağın tamamen veya kısmen tahsil edilememe koşuluyla kaydına karar verilmesinin gerekeceği-
Menfi tesbit davası açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunması gerekeceği, İ.İ.K.`nun 89. maddesi uyarınca gönderilen 1. haciz ihbarnamesi ile 3. kişinin şeklen geçici olarak da olsa, borçlu durumuna düşürüldüğü, bu nedenle, takip borçlusuna karşı borcu bulunmadığına yönelik İ.İ.K.`nun 72. maddesine göre menfi tesbit davası açmasına yasal bir engel bulunmayacağı, 3. şahsın takip borçlusuna karşı açacağı böyle bir davanın, İ.İ.K.`nun 89/3. maddesi uyarınca açılacak menfi tesbit davasına ön mesele teşkil edeceği, diğer bir anlatımla, üçüncü şahsın takip borçlusuna borcu bulunup bulunmadığına yönelik açılan menfi tesbit davasının sonucunun bekleneceği, biri diğerinin sonucuna bağlı iki davanın birlikte görülebileceği H.U.M.K.`nun 45/3. maddesinde hükme bağlandığı gibi, usul ekonomisi yönünden de bu davaların birlikte görülmesinde fayda bulunduğunun aşikar olduğu-
Davacı Kurumun, prim alacağının tahsili için 506 sayılı Kanun`un 80/son maddesi çevresinde Belediye yetkilileri hakkında giriştiği icra takibine davalı yetkililerce yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40`dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istediği, dava sırasında prim borç ve eklentileri ödenmiş olması nedeniyle itirazın iptali isteminin gerçekten konusu kalmadığından bu yolda karar verilmesinin doğru olduğu, ne var ki, davacı Kurum’un, itirazın iptalinin yanı sıra, % 40`dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına da hükmedilmesini istediği, itirazın iptali istemine ilişkin davanın konusu kalmamış olmakla beraber, takibe itiraz haksız olarak yapılmışsa İİK.nun 67. maddesi hükmünce icra inkar tazminatına hükmedilmesi gereği düşünülmeden yazılı biçimde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Takibe konu taşınmazın yapılan kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporu ile satış ilanının borçluya tebliğ edilmediği, İİK. 127. ve 128. maddelerine aykırı bir biçimde sözü edilen tebligatlar gerçekleştirilmeden ihalenin yapılmasının doğru olmayacağı-
Takibe konu vefat ilanı ile ilgili alacak miktarının dosya içerisinde mevcut 26.10.1989 tarihli N... Etiket İmalat Sanayi ve Ticaret Şirketi’ne art faturadan da anlaşıldığı üzere belirli ve likit olduğu, İİK. nun 67/2. maddesi uyarınca talep doğrultusunda icra inkar tazminatına da hükmedilmesinin gerekeceği-
Takip dayanağının adi nitelikte düzenlenmiş tahliye taahhütnamesi olduğu, borçlunun süresinde mercie başvurmakla beraber İİK. 275/2. maddesinde belirtildiği üzere belgedeki tarih ve imzaya herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu nedenle mercice alacaklının itirazının kaldırılmasının ve tahliye isteminin kabulünün gerekeceği-
Görülmekte olan bir dava sırasında oluşacak zarar miktarının dava açılması sırasında bilinmesi mümkün olmadığından, alacaklının bu tür davalar sırasında oluşabilecek tüm zararını alabilmesi amacıyla icra inkar tazminatına hükmedebilmek için ( talep ) şartı bulunan hükümlerdeki bu şartın sadece dava dilekçesinde yer alması gerektiğinin ileri sürülemeyeceği- İcra inkar tazminatının ayrı bir dava ile istenemeyeceği-