Mahkemece taşınmazın kamu hizmetine tahsis edilip edilmediği hususu ile usulüne uygun olarak orman araştırması yapılmasının, dava konusu taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılmasına engel bir durumunun bulunup bulunmadığının etraflıca araştırılmasının, ondan sonra dosyanın bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasında, terekede olmayan ve babası tarafından murisin oğullarından birine bağışlanan taşınmazın murisin diğer oğlu tarafından davacıya satması ya da miras payını devretmesinin hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı-
Tapulu taşınmazlarda mülkiyetin aktarılmasına ya da terkinine yönelik davaların kayıt maliklerine yöneltileceği, somut olayda tapu kayıt maliki değişmiş bulunduğundan davanın yeni malike yöneltilerek neticelendirilmesinin gerekeceği, bu bakımdan HMK.nun 125 (HUMK.nun 186.m.) maddesi gereğince davacıya seçimlik hakkının sorulmak suretiyle davanın ya mülkiyet hakkı bakımından yeni malike, ya da davanın tazminat isteğine dönüştürülüp önceki malikine karşı devam ettirilip sonuçlandırılması gerekir ise de, eldeki davanın kamu düzenini ilgilendirmesi sebebiyle, davanın mülkiyet hakkı yönünden yeni kayıt malikine yöneltilmesi gerekeceği-
TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddelerine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları kamusal yönü ağırlıklı olan davalar olduğundan hakim tarafından her aşamada re'sen araştırma ve inceleme yapma olanağının mevcut olduğu, bu itibarla şahıslar lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, başka bir deyişle dava konusu taşınmazın zilyetlikle edinilmeye elverişli olup olmadığının mahkemece usulüne uygun şekilde araştırılmasının gerekeceği-
Dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olup, bir mirasçının diğer mirasçıya karşı her zaman miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunabileceği, kabulüne karar verilen davada mahkemece sadece davacının veraset belgesindeki payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, dava açmayan mirasçıların payları da gözetilerek ve istek dışına çıkılmak suretiyle iptal ve tescile karar verilemeyeceği-
Beş parçadan ikisinin kabulüne karar verildiğine göre, D ve E bitişik olup, aynı ada aynı parsel numarasıyla kayıt maliki Hazine üzerinde bırakılmasına, bunlardan bağımsız bir durumda bulunan C harfiyle işaretli yerin ise, aynı ada son parsel numarasıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, bu taşınmaz bölümlerinin askıda tutulmasının, verilen hükmün Tapu Sicil Müdürlüğü’nde infazını zorlaştırır ve duraksamaya yol açar nitelikte olduğu-
Davacının yargılama oturumunda da tekrar ettiği dava dilekçesine göre tapu iptali ile tescil ve müdahalenin önlenilmesi isteğinde bulunduğu, mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerini toplayıp, tartışıp, değerlendirilerek oluşacak sonuca göre tapu kaydının iptali ile tescil ve müdahalenin önlenilmesi istekleri hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken yanlışa düşerek sadece müdahalenin önlenilmesi isteği hakkında yazılı gerekçeyle red kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, bu hava fotoğraflarının kadastro tespitinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olmasının gerekeceği, bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro tespit tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait (1977-1987 yılları arası) en az iki farklı tarihe ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olmasının ve bu fotoğrafların stereoskopla üç boyutlu olarak incelenmesinin gerekeceği, ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde, arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği-
Davada ileri sürülen sebebe dayalı iddianın her türlü delille (tanık dâhil) ispat edilebileceği, mahkemece, davacıya veraset belgesini ibraz ile taraf teşkili sağlaması ve tüm delillerini ibraz etmesi için ara kararı kurulmak suretiyle mehil verilmiş ise de verilen mehilin ibrazı gereken deliller yönünden açıklık taşımadığı, ayrıca usul kurallarına uygun olmadığının anlaşıldığı, hal böyle olunca, davacıya ne gibi delilleri ibraz etmesi gerektiği yolunda ve ara kararı kurulmak suretiyle süre verilmesinin, süreye riayetsizliğin sonuçlarının hatırlatılmasının ve ondan sonra bir karar verilmesinin gerekeceği-