İCRA VE İFLÂS KANUNU > 4 - Haciz Yoliyle Takip > - II. HACİZ > - İstihkak iddiasına itiraz : > - A - Borçlunun zilyedliği: > Madde 96 - 1- Hazırlık safhası
Doğmamış ve doğmuş alacakların temlikinin mümkün olduğu, temlik alanın, temlik edenin sahip olduğu tüm alacağa fer'ileriyle beraber hak kazanmış olacağı, dolayısıyla alacağın tamamı temlik edilmişse davalı alacaklı yerine temlik alacaklısı geçeceği için temlik edenin davada taraf sıfatının kalmayacağı; bir bölümü temlik edilmişse her ikisinin de davalı olarak davayı takip etmesinin mümkün olacağı-
İstihkak davalarına umumi hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılacağı, davanın açıldığı tarih ve tamamlanmış iş olduğu nazara alınarak, davada HMK’nun 320. maddesinin değil; HUMK’un 409. maddesinin uygulanacağı ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği-
Üçüncü şahıs vekili tarafından icra mahkemesine verilen dilekçede, borçlu hakkında sürdürülen takip nedeniyle haczedilen aracın mülkiyetinin kendilerine ait olduğu belirtilmiş ve haczin kaldırılması isteminde bulunulmuş olması halinde -dava dilekçesinde şikayetten söz edilse bile- davanın istihkak davası niteliğinde olduğu, hukuki tavsifn hakime ait olduğu (HMK. mad. 33)-
Dosya içeriğinden, dava konusu haczin, yargılama sırasında alacaklı vekili tarafından 24.05.2012 tarihinde takipten feragat edilmesi üzerine fek edilerek dosyanın işlemden kaldırıldığının anlaşıldığı, bu durumda konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak; iddia ve savunmalara ilişkin tüm delillerin toplanmadığı, tanıkların dinlenmediği, tüm deliller toplanarak, sonuçta davanın haklı veya haksız açılmış olmasına göre vekalet ücreti ve masrafın taraflardan hangisine yükletileceğinin saptanmasının gerekeceği, bu hususa dikkat edilmeyerek vekalet ücreti ve masraf konusunda yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Noter satışlarının haciz tarihinden önce yapılmış olması sebebiyle üçüncü kişinin istihkak davasının kabulüyle alacaklının karşı dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş ise de davacının aynı tarihli satış sözleşmeleriyle borçlunun ticari nitelikli iki aracını, kasko satış değerinden daha düşük bir bedelle satın aldığı, borçlu şirkete ait bir çok aracın da borcun doğum tarihinden sonra başka şirketlere satıldığının anlaşıldığı, tasarrufun iptaline konu olan araçların ticari mahiyette olduğu dikkate alınarak, mülkiyetleri borçlu şirket ortaklarına ait olsa da vergilerin kim tarafından ödendiği, şirket defterlerinde araçlarla ilgili kayıt bulunup bulunmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekeceği, İİK. 280/son göz önünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Yapılacak işin, tacir olan ve ticari defter tutmakla yükümlü olan borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, öncelikle alacağın gerçek bir alacak olup olmadığının araştırılması, (alacağın) gerçek olduğunun anlaşılması halinde bu kez davacı ve borçlu arasındaki adi ortaklığın bulunup bulunmadığının yine ticari defterlerde araştırılarak adi ortaklığın tesbiti halinde bir ortağın alacaklısının haklarını ancak ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabileceği ve alacaklının ortaklığa ait bir mal üzerine haciz koyduramayacağının dikkate alınması gerektiği- Adi ortaklığın bulunmadığının tesbiti halinde ise işyeri borcun doğumundan önce davacıya devredildiğinden davacının borçtan sorumlu olmayacağı, ancak devre rağmen haciz adresinde faaliyete devam edip etmediği yönündeki delillerin değerlendirilmesi gerektiği- Bu kapsamda ödeme emrini tebliğ eden memurla ilgili soruşturma sonucu da araştırılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-