İstihkak davalarında dava konusuna ilişkin genel dava koşullarının yanında (kesin hüküm bulunmaması, hukuki yarar gibi) özel dava koşullarından olarak geçerli bir haczin bulunması koşulunun da oluşmasının gerekli olduğu- İhtiyati haciz kararı verilen dava dosyasında, istihkak davasına karar verildikten sonra alacaklı tarafından, İİK. mad. 264 uyarınca, bir aylık sürede takip talebinde bulunup bulunulmadığı ve ihtiyati haczi tamamlayan merasimin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin anlaşılamadığı görüldüğünden, bu husus açıklığa kavuşturularak, dava konusu haczin dayanağı kalmadığı belirlenirse konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacaklı tarafından süresinde takip talebinde bulunulması halinde ise işin esasına girerek karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak davalarında avukatlık ücretinin, asıl borç ile dava konusu hacizli mal/malların değerinden düşük olanı esas alınarak hesap edileceği-
Davanın esasına yönelik ret kararı verildiğine göre; karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerekeceği-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu-6100 sayılı HMK’nun 7/1. maddesi gereğince davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu-Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazının ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği-
Borcu taksitle ödeme taahhüdünün 09.06.2011 tarihinde yapıldığı, taahhüdün ihlal edilmesine kadar icra takibinin durması gerektiği gözetilerek borcun ilk taksidinin ödenmesinin taahhüt edildiği 28.02.2012 tarihinden önce yapılan haciz işleminin geçersiz olduğu, geçerli bir haciz işlemi bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle istihkak davasının reddine karar verileceği-
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğinde olup,borçlu Şirket hakkında devam ettiği anlaşılan ihya davasının sonucu dava ehliyeti açısından eldeki istihkak davasının sonucuna etki edecek mahiyette olup bekletici mesele yapılması gerekeceği-
İİK'nun 96/3. maddesi uyarınca, malın haczini öğrenen borçlu veya üçüncü şahsın öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunması gerekeceği, aksi halde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybedeceği, 7 günlük süre hak düşürücü mahiyette olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Takip borçlusu şirket hakkında devam eden iflasın ertelenmesi davasının bulunduğu anlaşıldığından, bu davanın sonucunda verilecek iflas kararı kesinleştiğinde borçlu hakkındaki icra takipleri düşeceği için dava konusu haczin de ortadan kalkacağı (İİK'nun 193/2.maddesi), istihkak davasının sonucuna etki edeceği için iflas ile ilgili davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğinin dikkate alınması gerektiği-
Konsinye satış için borçlu kooperatife bırakılan yağların haczedilmesi üzerine davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğu, davacı birlik ana sözleşmesinin incelenmesinden, birliğin ayrı tüzel kişiliği olmakla birlikte borçlu dahil birçok kooperetifin üyeliğinden oluşmakta olup, maddi açıdan kooperatifler ile sıkı bir bağ içinde olduğu, üreticinin koperatife verdiği ürünün bedelinin birlik tarafından kooperatif eli ile ödendiği, alınan ürünlerin mamul hale getirilmesinin organizasyonunun birlik tarafından yapıldığının anlaşıldığı, takip konusu alacağın alacaklının kooperatife teslim ettiği ürün bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığı, bu halde, borçlu ile maddi ve hukuki sıkı bir bağ içinde olan, borcun doğumundan sorumlu olduğu anlaşılan birliğin istihkak iddiası mal kaçırma amacına yönelik olduğundan istihkak davasının reddi gerektiği-
Haciz sırasında hazır bulunmayan ve dava konusu menkullerin haczine ilişkin tutanağın İİK’nun 103. maddesi uyarınca tebliğ işlemi kendisine yapılmayan borçlunun, istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığının anlaşılamayacağı, bu durumda, borçlunun davada taraf olmasının taraf teşkilinin sağlanması için gerekli ve şart olduğu, borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, üçüncü kişi bakımından davanın açıldığı tarihte davanın açıldığının kabulü gerekir (dahili dava dilekçesinin verildiği tarihin esas alınmayacağı)-