Üçüncü kişinin, alacaklının açtığı icra takibinin danışıklı olduğunu ve amacın dava konusu makinelerin elinden alınmasının amaçlandığını iddia ettiği görüldüğünden, icra mahkemesince borç kaynağı bono alacağının gerçek olup olmadığını tacir olan borçlunun ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile araştırılması gerektiği-
Açılmış olan istihkak davasında, davalı alacaklı hakkında açıldığı anlaşılan "resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık" suçları ile ilgili ceza davasının ağır ceza mahkemesinde sonucu ile borçlu tarafından açıldığı bildirilen menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Haczedilen menkuller için şikayetçi tarafından istihkak iddiasında bulunulmasına rağmen icra müdürlüğünce bu konuda bir işlem yapılmadığından, mahkemece, anılan haciz yönünden istihkak prosedürüne göre işlem yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
İstihkak davalarının İİK’nun 97/11. maddesi gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi oldukları, basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında Yasa'ca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK'nun 19/2 maddesi gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesinin gerekeceği, Aynı Yasa'nın 317/2. maddesi uyarınca cevap süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu ve 19/4. madde hükmüne göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceğinin kabul edildiği, yine HMK'nın 131. maddesi ile, cevap dilekçesinin verilmesinden sonra cevap süresi dolmamış olsa bile ilk itirazların artık ileri sürülemeyeceğinin düzenlendiği, bu kapsamda, Hakim'in doğrudan (re'sen) yetkisizlik kararı veremeyeceği-
Haciz sırasında hazır bulunmayan ve dava konusu menkullerin haczine ilişkin tutanağın İİK’nun 103. maddesi uyarınca tebliğ işlemi de kendisine yapılmayan borçlunun, istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığının anlaşılamayacağı, mahkemece, öncelikle borçluya yöntemince çıkartılacak açıklamalı davetiye ile davaya katılma olanağı sağlanmasının, duruşmaları takip etmesi halinde istihkak iddiasına karşı tutumunun belirlenmesinin, varsa delilleri de toplanarak yargılamaya devam edilmesinin gerekeceği, bu bağlamda davanın borçluya yöneltilmesi gerektiği dikkate alınmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinin bozma nedeni oluşturacağı-
Davacı üçüncü kişinin şirket yetkilisi icra dosyasına 14.02.2012'de başvurarak 15.09.2008 günü haczedilip muhafaza işlemi yapılan mahcuzlarla ilgili istihkak iddiasından vazgeçtiğini beyan ettiği, mahkemece öncelikle davacı üçüncü kişi şirket yetkilisinin bu beyanı değerlendirilerek, 15.09.2008 günlü haciz yönünden davanın konusuz kaldığı sonucuna varılırsa karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek maktu karar ve ilam harcı dâhil olmak üzere, yargılama giderleri ile nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesinin gerekeceği-
Bir işyeri devri kabul edilse dahi bu devir aslında borçlu ile 3. kişi arasında olup BK’ nun 179 ( YBK’ nun 202). maddesi gereğince iş yerini devir alan davacının, devir aldığı işletmenin borçlarından sorumlu olduğu, bu sorumluluğun sadece devir aldığı şeylerle sınırlı olmayıp devralanın tüm akitleri ile sorumlu olduğu bir sorumluluk olduğundan, davacının dava dışı kurum ve kuruşlardaki hak ve alacaklarının haczinin mümkün olduğu-
Dava konusu haciz borçlu adresi dışında üçüncü kişi adresinde ve elinde yapılmış, bu haciz işleminden sonra takip dosyasında başka bir işlem yapılmamış olup üçüncü kişi "takibin danışıklı olduğunu ve amacın dava konusu iş makinesinin elinden alınmasının amaçlandığını" iddia ettiğinden, icra mahkemesince "borç kaynağı bono alacağının gerçek olup olmadığını tacir olan borçlunun ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile araştırılması gerektiği-
Davadan feragatin kati bir hükmün sonuçlarını doğuracağı, kaldı ki, HMK'nun 310. maddesine göre feragatin hüküm kesinleşinceye kadar davanın her aşamasında mümkün olduğu-
Haczedilmezlik şikayeti olarak görülen davanın, üçüncü kişinin mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü “istihkak iddiasına” ilişkin olduğunun kabulü gerektiği- İstihkak davalarının nispi esas üzerinden harca tabi olduğu ve alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının ¼'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra yargılamaya devam olunması gerektiği, davaya eksik harçla bakılmasının doğru olmadığı-