İstihkak davalarında geçerli bir haczin varlığının dava şartı olduğu- Takip konusu alacağa ilişkin menfi tespit davasının açılıp açılmadığının belirlenmesi gerekecek olup, açılmış olması halinde, menfi tespit davasında verilecek karar istihkak davasının şartlarına etki edeceğinden, menfi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılarak karar verileceği-
Davalı alacaklı taraf vekil ile takip edildiği halde duruşmalar ile ilgili davetiyelerin doğrudan alacaklı asile çıkartıldığı, alacaklı vekilinin, bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılama sırasında davadan haberdar edildiği ve ilk oturumda davayı kabul beyanında bulunduğunun görüldüğü, vekâletnamesinde kabul yetkisinin yer aldığının da anlaşıldığı, bu durumda asıl dava ile ilgili vekâlet ücreti takdir ve tayin edilirken karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesinin dikkate alınması gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu-
Mahkemece yapılması gereken işin, anılan dava dosyasını getirtip inceleyerek, takibe dayanak senetlere ilişkin açılıp açılmadığını duraksamasız bir biçimde belirlemek, kesin olarak bu senetlere ilişkin açıldığı sonucuna varılırsa bu kez doğrudan istihkak davasının şartlarına etki edeceğinden sonucunu bekletici mesele yapmak olmasının gerekeceği-
Mülkiyeti muhafaza kaydı ile alınan aracın trafik kaydına, alıcının alacaklısı tarafından haciz konulması halinde satıcının istihkak iddiasında bulunma hakkı olduğu; satıcının istihkak iddiasında bulunabilmesi için taksitlerin ödenmesinde temerrüde düşülmesi ve bu durumda satıcının da fesih hakkını kullanması şartlarının birlikte bulunması gerekeceği-
Geçerli bir haczin bulunmasının istihkak davası ile karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasında dava şartı olduğu, dava konusu borç, bozmadan sonra davalı (borçlu) tarafından ödenmekle haciz ortadan kalktığı için açılan istihkak davası ile karşı dava olan tasarrufun iptali davasında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak davası temyiz aşamasındayken, davaya konu icra takipleri için İİK. ‘nun 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılması kararı verildiği, hükümden sonra ortaya çıkan bu yeni durumun doğrudan istihkak davasının şartlarına etki edeceğinden davalı alacaklının, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat için 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmadığının araştırılması; böyle bir dava açılmaması halinde istihkak davasının dava şartı yokluğundan reddi; açılması halinde ise, sonucunun bu davada bekletici mesele yapılarak karar verileceği-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında takip alacaklısı yasal hasım olmakla birlikte, takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dâhil edilmesi işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesinin gerekmeyeceği, dava dosyanın içeriğinden borçlunun tutumunun anlaşılamadığı, borçlunun istihkak iddiasına itiraz edip etmediğinin araştırılması,borçlunun istihkak iddiasından haberdar edilmesi halinde davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Takip borçlusunun istihkak davasının doğrudan şartlarına etki edecek mahiyette menfi tespit davası açtığının anlaşıldığı, meefi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekeceği- Aşkın haciz iddiası ile açılan şikayet başvurusu ile istihkak davasının birleştirilmesinin hatalı olduğu, aynı dosya üzerinden yargılamaya devam edilmemesi gerektiği-
Davalının alacaklı taraf üçüncü kişi ve borçlunun aynı yerde ortaklaşa çalıştıklarını savunduğu, takibe konu borcun ise ilama dayalı şahsi borç niteliğinde olduğu, davacı ile borçlu arasındaki ilişki adi ortaklık olarak tanımlansa bile, ortağın şahsi borcu nedeni ile şirket malvarlığının haczedilemeyeceği-
Davacı üçüncü kişi ve borçlu arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesi ile kiralanan mahcuz malın, 3226 sayılı yasanın 15. maddesinde; kiracının, finansal kiralama konusu maldaki zilyetliğini bir başkasına devredemez hükmündeki devir yasağına rağmen bir başka adrese nakledilerek zilyetliğin devredilmesi halinde burada haciz yapılmasının ve alacaklı tarafın haczin yapılmasını istemede kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği-
Şikayetçi vekili tarafından İcra Mahkemesi'ne, verilen dilekçede, borçlu hakkında sürdürülen takip nedeniyle haczedilen emekli ikramiyesinin kendilerine ait olduğu belirtilmiş ve haczin kaldırılması isteminde bulunulduğu, üçüncü kişinin başvurusu açıklanan bu şekliyle istihkak davası niteliğinde olduğu-