Geçerli bir haczin bulunmasının istihkak davası ile karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasında dava şartı olduğu, dava konusu borç, bozmadan sonra davalı (borçlu) tarafından ödenmekle haciz ortadan kalktığı için açılan istihkak davası ile karşı dava olan tasarrufun iptali davasında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak davası temyiz aşamasındayken, davaya konu icra takipleri için İİK. ‘nun 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılması kararı verildiği, hükümden sonra ortaya çıkan bu yeni durumun doğrudan istihkak davasının şartlarına etki edeceğinden davalı alacaklının, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat için 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmadığının araştırılması; böyle bir dava açılmaması halinde istihkak davasının dava şartı yokluğundan reddi; açılması halinde ise, sonucunun bu davada bekletici mesele yapılarak karar verileceği-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında takip alacaklısı yasal hasım olmakla birlikte, takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dâhil edilmesi işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesinin gerekmeyeceği, dava dosyanın içeriğinden borçlunun tutumunun anlaşılamadığı, borçlunun istihkak iddiasına itiraz edip etmediğinin araştırılması,borçlunun istihkak iddiasından haberdar edilmesi halinde davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Takip borçlusunun istihkak davasının doğrudan şartlarına etki edecek mahiyette menfi tespit davası açtığının anlaşıldığı, meefi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekeceği- Aşkın haciz iddiası ile açılan şikayet başvurusu ile istihkak davasının birleştirilmesinin hatalı olduğu, aynı dosya üzerinden yargılamaya devam edilmemesi gerektiği-
Davalının alacaklı taraf üçüncü kişi ve borçlunun aynı yerde ortaklaşa çalıştıklarını savunduğu, takibe konu borcun ise ilama dayalı şahsi borç niteliğinde olduğu, davacı ile borçlu arasındaki ilişki adi ortaklık olarak tanımlansa bile, ortağın şahsi borcu nedeni ile şirket malvarlığının haczedilemeyeceği-
Davacı üçüncü kişi ve borçlu arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesi ile kiralanan mahcuz malın, 3226 sayılı yasanın 15. maddesinde; kiracının, finansal kiralama konusu maldaki zilyetliğini bir başkasına devredemez hükmündeki devir yasağına rağmen bir başka adrese nakledilerek zilyetliğin devredilmesi halinde burada haciz yapılmasının ve alacaklı tarafın haczin yapılmasını istemede kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği-
Şikayetçi vekili tarafından İcra Mahkemesi'ne, verilen dilekçede, borçlu hakkında sürdürülen takip nedeniyle haczedilen emekli ikramiyesinin kendilerine ait olduğu belirtilmiş ve haczin kaldırılması isteminde bulunulduğu, üçüncü kişinin başvurusu açıklanan bu şekliyle istihkak davası niteliğinde olduğu-
Dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarih olan 22.01.2008 tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nun 409.maddesine göre davacının bir defadan fazla dosyayı takipsiz bırakması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinden davanın davacı tarafından ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı kuralının 01.10.2011 tarihinden önce bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyalar için 6100 sayılı HMK'nun yürürlük döneminde de uygulanacağı, davacı tarafın 26.02.2013 tarihli duruşmaya katılmamış olması nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Madenler Anayasanın 168.maddesi gereğince, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, aranması ve işletilmesi devlete ait olmakla birlikte devlet bu hakkını belli bir süre için gerçek ve tüzel kişilere devredebileceği- Davacı 3.kişi devlete ait maden sahasını işletme hakkını alan kişi konumunda olduğundan, çıkartılan ve üretilen maden davacıya ait olup borçlu sadece üretime yardımcı konumundaki taşeron firma niteliğinde olduğu-Borçlu ve 3.kişi arasındaki sözleşme 22.07.2011 tarihinde hacizden önce davacı tarafından fesih edildiğinden, haczedilen madenin borçlu elinde ve borçluya ait olduğundan söz edilemeyeceğinden mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yapılan işlemler danışıklı iş yeri devri niteliğinde olduğundan alacaklı yönünden bir hüküm ifade etmeyeceği açık olup, iş yeri devrinin bir an için danışıklı olmadığı düşünülse dahi, devir İİK'nun 44.madde koşullarına uygun yapılmadığı gibi BK'nun 179.maddesi (TBK'nun 202) maddesine göre iş yerini devir alan 3.kişinin devir aldığı işletmenin borçlarından sorumlu olduğundan, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davanın reddi gerekeceği-
Haciz uygulanan işyerine ilişkin vergi kaydının, esnaf odası ve abonelik kayıtlarının borçlunun kardeşi olan davacı üçüncü kişi adına kayıtlı olmasının, hacizli malların davacı üçüncü kişiye ait olduğuna ilişkin yeterli delil sayılamayacağı bu durumda alacaklıdan mal kaçırmak için davacı üçüncü kişi ile borçlunun danışıklı hareket edip etmediklerinin öncelikle değerlendirilmesi ve yeterli araştırma yapılarak karar verilmesi gerekeceği-