Borcu taksitle ödeme taahhüdünün 09.06.2011 tarihinde yapıldığı, taahhüdün ihlal edilmesine kadar icra takibinin durması gerektiği gözetilerek borcun ilk taksidinin ödenmesinin taahhüt edildiği 28.02.2012 tarihinden önce yapılan haciz işleminin geçersiz olduğu, geçerli bir haciz işlemi bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle istihkak davasının reddine karar verileceği-
İİK'nun 96/3. maddesi uyarınca, malın haczini öğrenen borçlu veya üçüncü şahsın öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunması gerekeceği, aksi halde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybedeceği, 7 günlük süre hak düşürücü mahiyette olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğinde olup,borçlu Şirket hakkında devam ettiği anlaşılan ihya davasının sonucu dava ehliyeti açısından eldeki istihkak davasının sonucuna etki edecek mahiyette olup bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Takip borçlusu şirket hakkında devam eden iflasın ertelenmesi davasının bulunduğu anlaşıldığından, bu davanın sonucunda verilecek iflas kararı kesinleştiğinde borçlu hakkındaki icra takipleri düşeceği için dava konusu haczin de ortadan kalkacağı (İİK'nun 193/2.maddesi), istihkak davasının sonucuna etki edeceği için iflas ile ilgili davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğinin dikkate alınması gerektiği-
Konsinye satış için borçlu kooperatife bırakılan yağların haczedilmesi üzerine davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğu, davacı birlik ana sözleşmesinin incelenmesinden, birliğin ayrı tüzel kişiliği olmakla birlikte borçlu dahil birçok kooperetifin üyeliğinden oluşmakta olup, maddi açıdan kooperatifler ile sıkı bir bağ içinde olduğu, üreticinin koperatife verdiği ürünün bedelinin birlik tarafından kooperatif eli ile ödendiği, alınan ürünlerin mamul hale getirilmesinin organizasyonunun birlik tarafından yapıldığının anlaşıldığı, takip konusu alacağın alacaklının kooperatife teslim ettiği ürün bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığı, bu halde, borçlu ile maddi ve hukuki sıkı bir bağ içinde olan, borcun doğumundan sorumlu olduğu anlaşılan birliğin istihkak iddiası mal kaçırma amacına yönelik olduğundan istihkak davasının reddi gerektiği-
Haciz sırasında hazır bulunmayan ve dava konusu menkullerin haczine ilişkin tutanağın İİK’nun 103. maddesi uyarınca tebliğ işlemi kendisine yapılmayan borçlunun, istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığının anlaşılamayacağı, bu durumda, borçlunun davada taraf olmasının taraf teşkilinin sağlanması için gerekli ve şart olduğu, borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, üçüncü kişi bakımından davanın açıldığı tarihte davanın açıldığının kabulü gerekir (dahili dava dilekçesinin verildiği tarihin esas alınmayacağı)-
8. HD. 10.07.2014 T. E: 2013/14556, K: 14710-
8. HD. 10.07.2014 T. E: 2013/14141, K: 14711-
Davalı alacaklı vekilinin sunduğu 07.06.2011 tarihli sözleşmelerin geçerli olup olmadığı tartışılarak, geçerli olduğu, eş anlatımla taraflar arasında sulh sözleşmesi yapıldığı kabul edildiği taktirde sulh ve kabul isteklerinden hangisinin öncelikle uygulanacağının tartışılıp değerlendirilmesi, davalı alacaklı tarafça sunulan sözleşmelerin geçerli olmadığı kabul edildiği taktirde ise kabul nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi için hükmün bozulması gerekirken, mahkeme dışında yapılan sulh sözleşmesine karşı tarafın beyanı alınmadan hukuki değer atfedilerek kararın bozulduğu görülmekle karar düzeltme isteminin kabulünün gerektiği-
Davacı tarafa duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden dava dosyasının işlemden kaldırılması ve öngörülen süre içerisinde yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-