Yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunanın 3. kişinin yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili tüzel kişi şirketin temsilcisi olmadığı, davalı 3. kişinin yetkili temsilcisi tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmadığından, mahkemece, alacaklı tarafından açılan istihkak davasının, süresinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
Haczin kaldırılması ile istihkak davası konusuz kalmışsa da, mahkemenin yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine mahkum etmesi gerekeceği-
Takip borçlusu şirket hakkında açılmış iflasın ertelenmesi davası bulunduğu, bu davada verilecek iflas kararının kesinleşmesi halinde borçlu hakkındaki takipler ve hacizler İİK’nun 193/2. maddesi uyarınca düşeceği ve bu durumun açılan istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için mahkemece sonucunun iflasın ertelenmesi davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasının gerekeceği-
Mahkemece, üçüncü kişi ve borçlu şirketler ile diğer şirketin ilk kuruluşlarından itibaren tüm ortakları ile hisse devirlerini ve faaliyet adreslerini gösterir ticaret sicil kayıtları incelenerek aradaki organik bağın araştırılmasının, bundan sonra alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı İşlemler yapılıp yapılmadığının, tek şirket gibi yönetilip yönetilmediklerinin tartışılıp değerlendirilmesinin gerekeceği-
Alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca açtığı “istihkak iddiasının reddi” davasında, mahkemece, öncelikle; davacının dayandığı delillerden olan, dava dosyasına celbi sağlanmayan borçlu ve 3. kişi şirketlere ait ticaret sicil kayıtları ile bu şirketlerde çalışanları gösteren SGK sicil kayıtlarının dava dosyasına celbi sağlanarak, özellikle SGK sicil kayıtlarındaki bilgiler ile 3. kişi şirket ortaklarının ilişkisi değerlendirilerek 3. kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığının tartışılması gerektiği- istihkak iddiasının da ileri sürüldüğü haciz tutanağında, haciz mahallinde yapılan evrak araştırması neticesinde muhasebe bilgisayarı üzerinde yapılan incelemede bulunan klasör dosyası içinde, içerik itibariyle borçlu şirket yetkilisine ait evraklar bulunduğuna ilişkin tespitler yer almakta olup bu hususlar dahil olmak üzere dosyada bulunan tüm deliller birlikte değerlendirilerek 3. kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığının tartışılması gerektiği-
Borçluya yapılacak tebligat için gerekli masrafın bulunduğu gözetilerek, dava dilekçesinin ve tensip tutanağının dosyada mevcut gider avansı kullanılarak takip dosyasında adresi belli olan borçluya tebliği mümkünken, ek gider avansının ikmal edilmediği ve borçlunun davaya dahil edilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddedilemeyeceği-
Borçlu tarafından alacaklı aleyhine borçlu olmadığı iddiası ile menfi tespit davası açıldığı, davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, ancak ilamın kesinleşmediği, bu davanın sonucunun görülmekte olan istihkak davasının sonucunu etkileyeceğinden menfi tespit dosyasının bekletici mesele yapılarak, yargılama sonucunda verilecek kararın kesinleşmesinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle hesaplarda olduğu tespit edilen paraların gerçekten banka ile borçlu arasında yapılan sözleşmeler nedeniyle bankaya rehinli olup olmadığı ve bankanın bu para üzerinde hapis hakkı bulunup bulunmadığının banka kayıtları üzerinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı üçüncü kişinin, dava konusu mahcuzları ihaleden alacağa mahsuben satın alan dava dışı şirketten satın aldığını iddia ettiği, ihale tarihi ile asıl icra takibine dayanak kredinin kat edilme tarihleri arasında bir-iki hafta gibi kısa bir zaman diliminin bulunduğu, ihalenin, muhafaza işlemi gerçekleştirilmeden borçlunun işyerinde yapıldığı ve davacı tarafından sunulan vergi levhasına göre de üçüncü kişinin aynı yerde ihaleden yaklaşık 1 ay önce ticari faaliyetine başladığı anlaşıldığı, alacaklı tarafın ihale dosyasındaki icra takibinin muvazaalı yapıldığı yönündeki savunmasının yöntemince ve yeterince araştırılması gerekeceği- Haciz sırasında hazır bulunmayan ve İİK'nun 103. maddesine göre de kendisi hakkında İcra Müdürlüğü'nce gerekli işlem yapılmayan borçlunun istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığının anlaşılamadığı bu durumda borçlunun da davada hasım gösterilmesi gerekeceği-
Mahkemece, terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibaret olduğu, mirasçıların tamamının oluru alınmak suretiyle tereke malvarlığı unsurlarının bir kısmının veya tamamının bir mirasçıya teslimi de mümkün olduğundan, mirasçıların tamamının oluru alınmadan terekenin paylaştırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemeyeceği-