Davacı tarafından İİK.nun 143.maddesi gereğince kesin aciz belgesi sunulmadığı gibi icra dosyası içinde bulunan haciz tutanağı da İİK'nın 105/2. maddesi hükmünce geçici aciz bel­gesi niteliğinde olmadığı, zira borçluya ait olduğu iddiası ile hacze gidilen konutta, yöneticiden evde başkalarının oturduğu bilgisi alındıktan sonra içeri dahi girilmeden borçlunun haczi kabil malı bulunmadığının zapta geçiril­diği, bu hali ile borçlunun borcu karşılayacak miktarda haczi kabil malı bulunmadı­ğının usulünce belirlenmiş olmadığı-
İİK. 277 vd.'na göre tasarrufun iptali istenebilmesi için, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği-
Davanın, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasar­rufun iptali istemine ilişkin olduğu- 6183 s. Yasa'nın 27. maddesi delaletiyle 28/2 maddesi gereğince 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği-
Tasarrufun iptali davasının dinlenme koşullarından birisinin de “takip konusu alacağın kesinleşmiş olması” gerektiğinden, takip konusu borca itiraz edilmiş olması ve alacaklı tarafından “itirazın iptali davası” açılmış olması (ya da; icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması”nın talep edilmiş olması) halinde, mahkemece bunların sonucunun (kesinleşmesinin) “bekletici mesele” yapılması gerekeceği-
Davanın dayanağı olan alacağın ödenmiş olması halinde davanın konusuz kalmış olacağı–
Takip (ve dava) konusu alacağını başkasına devretmiş olan alacaklıınn, bu devirden sonra tasarrufun iptali davası açamayacağı (Açılmış olan davanın "aktif dava ehliyeti" kalmamış olması nedeniyle reddedilmesi gerekeceği)–
İİK.nun 278 vd. maddelerinde iptâl edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmamış olduğu, kanunda iptâle tabi bazı tasarruflar içinde genel bir tanımlama yapılarak hangi tasarrufların iptâle tabi olduğu hususunun tayin ve takdirinin hakime bırakılmış olduğu–
Borçlunun parasını vererek eşi (oğlu vs.) adına tescil ettirdiği taşınmaz hakkında, alacaklıları tarafından iptal davası açılabileceği–
Borçlunun ev ve işyeri adreslerinde tutulan haciz tutanaklarında "borçlunun bu adreslerden ayrılmış olduğu"nun belirtilmiş olması ve tapu, trafik ve bankalara yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan "borçlunun, borcuna yetecek malvarlığının bulunmadığı"nın anlaşılması halinde, düzenlenen tutanakların "geçici aciz belgesi" niteliğinde sayılacağı-