Davalıyla yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin, yüklenici şirket ile davacı arsa sahibi arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak yapıldığı ve bunun sonucu olarak davalının çekişmeli daireyi teslim alıp kullanmaya başladığından iyiniyetli olduğu; ancak, davalının bu iyiniyetli kullanımının, açılan tapu iptal-tescil davasının reddedilip kesinleşmesi ile son bulduğu; ancak dava tarihinde çekişmeli daireyi tasarrufunda bulundurmasında kötüniyetli olduğu söylenemeyeceğinden, davalının ecrimisilden sorumlu tutulmaması gerektiği-
Dosyada tapu kaydının tedavül kayıtları eksik olduğundan tapu kaydının tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmesinin, bilirkişiden denetime elverişli rapor alınmasının, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davacı A. ve davalı C. adına belirlenen payın tesciline karar verilmesinin gerekeceği-
Davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetildiğinde olayda HMK’nun 382. ve 383. maddelerinin uygulama yerinin bulunmadığı, zira dava malvarlığına yönelik olup, bu hali ile HMK’nun 2. maddesi kapsamında olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, bu madde uyarınca da davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Boğaziçi ön görünüm bölgesinde ve yapılaşma yasağı kapsamında kalan taşınmazda vasıf değişikliğine de yol açacak nitelikte bir yapılaşmanın ortadan kaldırılması için tüm paydaşların muvafakatinin gerekli bulunmadığı gözetilerek yıkıma da karar verilmesinin gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi davası yönünden değer bildirilmemiş ise de, ilk kararın ret niteliğinde bulunması nedeniyle Dairece, bozma nedeni yapılmamış ancak bu kez elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verildiğine göre taşınmazın yöntemine uygun biçimde değerinin belirlememesinin ve bu değere terettüp eden harca hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Yenileme kadastrosu yargılama aşamasında yapılıp kesinleştiğine, dava tarihi itibarıyla davacının kadastral parseline davalının tecavüzü sabit olup, yenileme ile tecavüzün ortadan kalktığına göre davacının dava tarihi itibarıyla davasında haklı olması nedeniyle, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Öncelikle davada ileri sürülen elatmanın önlenmesi isteği bakımından dava değeri belirlenerek harç ikmalinin sağlanmasının, ondan sonra işin esası bakımından hüküm kurulmasının gerekeceği-
El atmanın önlenmesi davasında; raporlar arasında çelişkiler bulunduğundan, üç kişilik bilirkişi kurulu ile yerinde keşif yapılarak, binanın niteliği, taşan kısmın yıkılması halinde kalan kısımların yıkılıp yıkılmayacağını içerir ve önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir biçimde rapor alınması gerekeceği-
Her davanın, açıldığı tarihteki şartları ile değerlendirilmesi ilkesi gereği, yapılan infaz sırasında da işgalin halen devam ettiğininde anlaşıldığı durumda, artık davalı tarafın işgale son verdiğini ispat etmesi gerekeceği-
Kırılma noktası, davacının bina dışındaki bölgeye de elatıldığı iddiası olup; belirtilen uyuşmazlığın aydınlığa kavuşturulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmeyeceği-