Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığının veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmasının, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanmasının, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın, TMK’nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesinin gerekeceği-
E.tma isteği bakımından davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilerek, davacıya bu istek bakımından dava değerinin açıklattırılmasının, bildirilen değere itiraz edilmesi halinde ise keşfen belirlenecek değere göre harç ikmali yaptırıldıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu taşınmazların yeniden imar uygulamasına tabi tutuldukları ve bu uygulamanın hukuki geçerliliğini koruduğu, başka bir ifadeyle karardan sonra yeniden yapılan ve sicile yansıtılan imar uygulaması nedeniyle eldeki davanın konusunun kalmadığı-
Dava konusu taşınmazı davalıların ekim yapmak suretiyle haksız kullandıklarını ileri sürülerek dava açılmış olup, dosya kapsamı ile dava tarihine kadar davalıların davacının kayden paydaşı olduğu çekişme konusu taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ekim yapmak suretiyle kullandıkları, yargılama sırasında taşınmazı kullanımlarına son vererek yeri davacıya teslim ettiklerinden elatmanın önlenmesi davasının konusuz kaldığı, ancak fuzuli şagilin taşınmaz malikine tasarrufundan dolayı ödemekle yükümlü bulunduğu en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden davalıların sorumlu olacağı-
Ecrimisil istenen dönemde davaya konu binada tarafların müşterek malik oldukları, yargılama sırasında kat irtifakına geçildiği, bu durumda davacının müşterek malik olduğu dönemdeki hissesi (53/560) nazara alınarak ecrimisil hesabı yapılması gerekirken kat irtifakına geçildikten sonraki hissesi (1/2) esas alınarak fazladan ecrimisil hesabı yapılmasının doğru olmadığı-
Yapılan keşif sonucu, davacının taşınmazlarına doğrudan bir tecavüz saptanmadığı, çekişme konusu tesviye nedeniyle davacının bir zararının da oluşmadığının anlaşıldığı, muhtemel zarar için açılan davanın da dinlenme olanağının bulunmadığı-
Kesildiği iddia edilen ağaçların köklerinin zeminde mevcut olup olmadığı, kesildiklerine veya söküldüklerine dair zeminde bir emarenin yer alıp almadığı hususlarında teknik bilirkişi tarafından bir değerlendirme yapılmadan davacının beyanına göre kesilen ağaçlarla ilgili rapor düzenlenmiş, diğer taraftan özellikle elatıldığı iddia edilen bölümde yer alan ve davalı tarafından dikildiği ileri sürülen ağaçların yaşı, cinsi ve miktarı hususunda da sağlıklı bilgi verilmemiş olduğundan mahallinde uzman bilirkişiler refakatinde keşif yapılarak, davalının, çekişme konusu taşınmaza müdahalesinin bulunup bulunmadığı, ağaç keserek yerine yeni fidanlar dikip dikmediği hususlarında teknik bilirkişilerden kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ayrıntılı rapor alınması gerekeceği-
Davacının diğer paydaş N. aleyhine elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açtığı, o dava sırasında köy ihtiyar heyeti azası getirilerek fiili kullanma biçiminin belirlendiği, nitekim bu gerekçe ile elatmanın önlenmesi isteği konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı-
Devlet’in Suriye uyrukluların taşınmazlarına sahip çıktığı, özel şahıslara malikin iradesi veya iradesi dışında geçmesinin önlendiği, Suriye uyrukluların mallarının mülkiyeti 1966 tarihine kadar devlete geçmemiş ise de, devletin vaziyet ettiği, hakimiyeti altında bulundurduğu-