İçerik Akışı

Gazeteci yıllık izin ücreti-

Davacı çalışırken yıllık izin talebinde bulunmasına rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmesine rağmen ücretinin ödenmediğini iddia etmediğinden, 21. maddeye göre kullanılmayan izinlerin, 29. madde uyarınca iki katı alınarak, hesaplanmasının hatalı olduğu- Davacı iş sözleşmesinin feshinden sonra kullandırılmayan yıllık ücretli izinlerin karşılığı ücret alacağını talep ettiğine göre, 21. madde uyarınca kullandırılmayan toplam izin süresinin, 29. madde uygulanmadan son ücret üzerinden hesaplanması gerektiği- 5393 sayılı Basın İş Kanunu uyarınca, gazetecilerin kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren faiz yürütüleceğine ve yasal faiz yerine de banka mevduat faizinin uygulanacağına dair bir hükmün bulunmadığı-

İş Kanunu kapsamında işçinin 'ara dinlenme' süreleri-

Fazla çalışmanın belirlenmesinde ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerektiği, buna bağlı olarak ara dinlenme süresinin, dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalarda en az yarım saat, günlük yedibuçuk saati aşan ve onbir saatten az çalışmalarda en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak belirlenmesi gerektiği- Mahkemece yıllık ücretli izin ve fazla çalışma ücreti alacağının dava dilekçesinde talep edilen tutarına dava tarihinden, ıslah dilekçesinde talep edilen tutarına ıslah tarihinden faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de; fazla çalışma ve yıllık ücretli izin alacağı bakımından dava dilekçesinde talep edilen bir miktar bulunmadığı anlaşıldığından, bu alacaklara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği- Hüküm altına alınan alacakların net ya da brüt olduğunun kararda gösterilmemesi infazda tereddüte yol açacağından, hükmün bu haliyle doğru bulunmadığı-

Tapu iptal ve tescil davalarında iyiniyet-

Mahkemenin, sözleşmenin süresinde yerine getirilmediğinden bahisle feshine karar vermiş olmasına rağmen son malikin iyi niyetli olduğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebini reddettiği davada, yüklenicinin arsada herhangi bir inşaat yapmadığı ve arsa mahiyetinde verilen tapunun henüz maliki olmadığı, tapu kaydında 1/2 hissenin yükleniciye devri sırasında "Kat karşılığı temlik" ibaresi bulunduğu ve bu şerhin üçüncü kişilerin iyiniyetini ortadan kaldıracağı, tapuda malikler arasındaki devirlerin geçiş tarihleri de göz önüne alındığında iyi niyetten bahsetmenin mümkün olmayacağı, bu sebeple tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi gerektiği-

Yetkisizlik kararı- Kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması-

HMK. mad. 20 gereğince, yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra müdürlüğünce dosya mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemeyeceği- İcra Mahkemesince verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması geçerli olmakla birlikte yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyası yetkili yere gönderilemeyeceği, gönderilmesi halinde ise ödeme emrinin iptali gerektiği-

İflas erteleme kararı- Asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı-

İİK. mad. 149/b gereğince asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu ve icra takibi sonuna kadar haklarında birlikte takip yapılması gerektiği- Asıl borçlu hakkında verilen iflas erteleme kararının, ipotek veren üçüncü kişi yönünden de sonuç doğuracağı, icra takibi sadece ipotek veren aleyhinde devam ederek ipotek konusu taşınmazın satışı gerçekleştirilemeyeceği-

İstihkak davası- Geçerli bir haciz şartı- Satış talep edilmemesi-

İstihkak davalarında "geçerli bir haczin bulunmasının dava şartı" olduğu, hüküm kesinleşinceye kadar, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği- Haczolunan taşınır mal için, haciz tarihinden itibaren 6 ay içerisinde satış talep edilmemiş, bu nedenle de o mal üzerindeki haciz kalkmış olup; geçerli bir haczin bulunmadığından bahisle davanın reddedilmesinin gerektiği-

Davacının aracının çalıştırılmaması nedeniyle uğradığı kazanç kaybı istemi-

Davacının başka bir işte çalışması nedeniyle elde ettiği gelirin hesaplanan kazanç kaybı bedelinden düşülmesi gerektiği- Dava tarihinden sonra doğacak haklar için (aynı davada) karar verilmesinin mümkün olmadığı, mahkemece davacının çalıştırılmadığı tarihleri arasında hesaplanan kazanç kaybı tazminatına hükmedilmişse de, her dava açıldığı tarihteki duruma göre hükme bağlanacağından, davanın açıldığı tarih nazara alınarak bu tarihe kadar tazminata hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden sonraki dönem için de tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, kazanç kaybı tazminatı miktarına hesaplanan gecikme faizinin de eklenerek belirlenen bu tazminat miktarına yeniden dava tarihinden itibaren faiz işletilerek hüküm kurulmasının (faize faiz yürütülerek karar verilmesinin) hatalı olduğu-

Hakem Heyeti kararının icrası-

3533 sayılı Tahkim Yasası gereğince verilmiş konusu para olan Hakem Heyeti kararının icrasının genel hükümler uyarınca yerine getirileceği ve takibe konu Hakem kararı para alacağına ilişkin olduğundan kesinleşmesi gerekmediği-

Kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemi-

Ortaklardan hiçbirinin kendisi veya karı ve kocası yahut usul ve füru ile kooperatif arasındaki şahsi işe veya davaya dair olan görüşmelere katılamayacağı ve oy kullanamayacağı- Toplantıya katılan ortakların genel kurul kararının iptalini isteyebilmeleri için alınan karara muhalif kalarak muhalefetlerini toplantı tutanağına yazdırmaları gerektiği- İptali istenen karar genel kurula katılan ortaklarca oy birliği ile alındığından davacılardan biri dışındaki davacıların bu maddenin iptalini istemelerinin mümkün olmadığı-Oylamaya katılmaması gereken kişilerin katılarak oy kullanmasının alınan kararın nisabına etkisi bulunup bulunmadığı üzerinde durularak ve her bir davacının istemi ayrı ayrı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği- Genel kurul kooperatifin en yetkili organı olup hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararları alabileceği gibi önceden alınan ve uygulanan kararları değişen koşullara göre kazanılmış haklara zarar vermemek koşuluyla değiştirebileceği- Genel kurulunca alınan karar uyarınca 75 er m² olarak inşa edilmesi gereken dükkanlar daha büyük olarak inşa edilmiş ise, bu yerlere sahip olan ortakların diğer ortaklar ve kooperatif aleyhine nedensiz şekilde zenginleştikleri kabul edilerek mahkemece, gerekirse konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde keşif yapılmak suretiyle dükkanların genel kurul kararında belirlenenden daha büyük yapılıp yapılmadığı ve bu parselde dükkan sahibi olan kişilerin kooperatif aleyhine zenginleşip zenginleşmedikleri üzerinde durularak bir karar verilmesi gerektiği-

Suç eşyası olduğu gerekçesiyle emniyet müdürlüğü tarafından yediemin olarak otoparka teslim edilen aracın otopark ücretinden araç malikinin haklarına halef olan davacı sigorta şirketinin sorumlu olup olmayacağı-

Dava konusu aracın davalı tarafça işletilen otoparkta, araç malikinin rızası dışında saklanmış olması karşısında, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin varlığından söz edilemeyeceği, ayrıca, davalı yedieminin zararının; araç malikinin hukuka aykırı ve kusurlu eylemi sonucu doğmadığı, yine, aracın suç eşyası olarak otoparkta saklanmasının davacı yönünden bir sebepsiz zenginleşme oluşturmadığı, hâl böyle olunca; taraflar arasında araç malikinin haklarına halef olan davacının davalıya karşı edimde bulunmakla yükümlü kılan hukuki bağ bulunmadığından, davacı sigorta şirketinin otopark ücretinden sorumlu olmadığı ve aracın bedelsiz olarak iadesi gerektiği- "Davalı yediemin ile araç maliki arasında vekâletsiz iş görme sonucunda ardiye sözleşmesinin kurulduğu, araç malikinin haklarına halef olan davacı sigorta şirketinin ceza yargılaması kesinleşene kadar oluşan otopark ücretini ödemek suretiyle aracı teslim alabileceği" şeklindeki değişik gerekçenin HGK. çoğunluğunca benimsenmediği-