İçerik Akışı

Limited şirket vergi borçlarının tahsili- Şirket ortaklarının sorumluluğu-

Limited şirket tüzel kişiliğinden tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun şirket ortaklarından tahsili için öncelikle kanuni temsilcilerin takibinin gerekmediği-

Satış ilanının tebliği- Tapudaki adres bilgileri-

Taşınmaz maliki olan şikayetçi şirketin tapu müdürlüğünde adres bilgileri bulunmasa da, ticaret sicil adresinin sorularak varsa bildirilecek adrese satış ilanının tebliğ edilmesi gerektiği, bulunmaması halinde tebliğ zorunluluğu olmadığı- Tapuda adres bilgilerinin bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-

Kesilen faturalarda satışın USD cinsinden yapıldığına dair kayıtların yer alıp almadığı-

Davalı tarafından, davacı-borçlu şirkete yapılan satışlar nedeniyle kesilen faturalarda satışın USD cinsinden yapıldığına dair kayıtların yer alıp almadığı, söz konusu faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespiti yapılarak, bu şekilde düzenlenen faturalar tespit edilirse satışın USD cinsinden yapıldığının kabul edilmesi ve bu durumda davacı şirket tarafından ödeme yapıldığı tarihteki USD karşılığı TL’nin tespit edilerek davalının kur farkı alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği-

Davacı tarafından davalı çalışanlarına ve yakınlarına sağlanan sağlık hizmet bedelinin tahsili- Tarafların sıfatı- 3533 s. K. mad. 1 ve 4- Mecburi hakem sıfatı-

Davacı tarafından davalı çalışanlarına ve yakınlarına sağlanan sağlık hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkin davada; tarafların sıfatı ile 3533 s. K. mad. 1. ve 4 dikkate alınarak, uyuşmazlığın yüksek dereceli Asliye Hukuk Hakimi tarafından mecburi hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerekeceği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-

Belirsiz Alacak Davaları-

Belirsiz Alacak Davası- Bozmadan Sonra Islah (ve) Talep Arttırımı İlişkisi

Konkordato sürecinde karşılıksız çıkan çekler hakkında Yargıtay 19. CD.'nin BAM Ceza Daireleri arasındaki karar uyuşmazlığının giderilmesine dair kararı-

Karşılıksız çekle ilgili ceza davasına bakan icra ceza mahkemesinin, konkordato yargılamasını "bekletici mesele" yapması ve "konkordatonun tasdikine" karar verilmesi halinde, konkordato anlaşmasına göre hüküm ve sonuçları yeniden belirlenen suça konnu çekin, ibraz tarihinden sonra suçun konusunu oluşturan bir çek olmaktan çıkması nedeniyle, tüzel kişi yetkilisi sanıkların "beraatine" karar vermesi gerektiği- "Konkordatonun reddi" halinde ise, bu süreçte çek hesabının yönetimi, bu hesaba para aktarma gibi yetkiler komisere verilmişse ve bankaya ibraz edilen çek komiserin yetkili olduğu dönemde karşılıksız çıkmışsa, yine şirket yetkilisi gerçek kişilerin "cezai sorumluluklarının devam etmeyeceği"; ancak mahkemece, bu süreçte çek hesabının yönetimi, bu hesaba para aktarma gibi yetkilerin komisere verilmesi yönünde açık bir karar verilmemişse, şirket yöneticilerinin karşılıksız çıkan çekten dolayı "cezai sorumluklarının devam edeceği"-

İcra edilen ilam hükmünün bozulması- Eski hale iade- Paranın iadesine ilişkin muhtıra- Temerrüt- Faiz

İcra edilen ilam hükmünün bozulması halinde, ödeme yapan kişinin borçlu olmadığının ancak kesinleşen bir ilamla belirlenmesinden sonra icranın eski hale iade edilebileceği- Alacaklı (iade borçlusu) tarafından tahsil edilen paranın iadesine ilişkin muhtıranın alacaklıya tebliğ edildiği tarihte temerrüt gerçekleştiğinden, borçlunun (iade alacaklısı) ancak bu tarihten itibaren yasal faiz isteyebileceği-

Boşanma sebebi olmayan bir olaya dayanan manevi tazminat talebi- Sadakat yükümlülüğünün ihlali- Görevli mahkeme- 06.07.2018 T. 5/7 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı- Dürüstlük kuralı- Hakkın kötüye kullanılması-

Davacının, eşi olan davalıdan boşanma sebebi olmayan bir olaya dayanan manevi tazminat talebinin boşanma davasının ferî mahiyetindeki TMK’nın 174/2. maddesi çerçevesinde incelenmesi hukuken mümkün bulunmadığı, davacı sadakat yükümlülüğünün ihlali olgusuna dayanmış ise de, bu durum manevi tazminat talebini boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkının saldırıya uğraması hususunu düzenleyen TMK’nın 174/2. maddesinin kapsamına dâhil etmeyeceği, davacı ile davalılardan eşi arasında bir boşanma davası bulunmadığından, davacının kişilik hakkı saldırıya uğradığı iddiasıyla açtığı manevi tazminat davasının hukuki dayanağı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümler olduğu ve bu nedenle davacının eşi olan davalıdan manevi tazminat talebini inceleyip karara bağlamakla aile mahkemesinin değil asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerektiği- "Davanın hukuki dayanağının (TMK. mad. 185/3) sadakat yükümlülüğünün ihlali olduğu, bu olguya dayanarak açılacak manevi tazminat davasının boşanma davası ile birlikte açılabileceği gibi müstakilen de açılabileceği, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığı, bu nedenle eşe karşı açılacak manevi tazminat davalarında taraflar arasında boşanma davası bulunup bulunmadığı hususuna bakılmaksızın aile mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle davanın davacı ile davalı eşi arasındaki manevi tazminat istemine ilişkin kısmı yönünden görev nedeniyle bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından kabul edilmediği- İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlayacağı- Davacının dava dilekçesinde manevi tazminat istemine dayanak olarak gösterdiği maddi olgular; evlilik birliğinin devamı sırasında davacının eşi tarafından sadakat yükümlülüğünün ihlali niteliğindeki eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişi olan ve evlilik birliğinin tarafı olmaması nedeniyle üçüncü kişi konumunda olan diğer davalının salt evli bir kişiyle birlikte olmak şeklindeki eylemine ilişkin olup davalının evli olduğunu bilerek davalı eşi ile birlikte olmaktan ibaret olduğu anlaşılan eyleminden başka doğrudan doğruya davacıya yönelik olarak bağımsız, özel ve nitelikli bir kişilik hakkı ihlâlinde bulunduğuna dair bir iddia da bulunmadığından, eldeki davanın konusu itibariyle davalının durumunun 06.07.2018 T. 5/7 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği- Dosya kapsamından, davacının resmî nikahın kendisinin üzerinde olması hâlinde çocuklarına bakacağını bildirmesi üzerine davalıların anlaşmalı şekilde boşandıkları ancak fiilen ayrılmadıkları, davacının da bu durumu bilerek anlaşmalı boşanmadan iki gün sonra davacı ile evlendiği, ancak fiilen birlikte yaşamadıkları, davacının davalıların birlikte yaşadığını ve evlendikten sonra davalının kendisi ile birlikte yaşamayacağını bilerek resmî nikahla evlendiği anlaşıldığına göre, davacının açtığı bu davanın dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın açıkça kötüye kullanılması niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği-

Ziynetlerin iadesi- Görev-

Davacının, kendisine takılan bilezikleri ödünç olarak davalıya verdiğini, ancak geri alamadığını ileri sürerek açtığı davada, davalı, davacının kayınpederi olduğu gibi taraflar arasında da aile hukuku kapsamında bir ilişki mevcut dolmadığından ve  taraflar arasında karz akdi bulunduğundan davaya "aile mahkemesince" değil, genel mahkemece bakılması gerektiği-

Islah- Yabancı para alacağının vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk Parası ile ödenmesi-

Dava dilekçesinde döviz cinsinden talepte bulunan alacaklının artık bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi ile TL cinsinden talepte bulunmasının mümkün olmadığı-