İçerik Akışı

Menfi tespit davası- Kötü niyet (haksız takip) tazminatı-

Davalı alacaklı şirketin (hamilin) senetleri ciro yoluyla elde etmesi nedeniyle icra takibinde kötü niyetli olduğunun kabul edilebilmesi için, senetlerin sahte olarak düzenlenerek kendisine verildiğini ve dolayısıyla senetler üzerindeki imzanın ciro yolu ile devredildiği tarihte sahte olduğunu bilmesi gerektiği- Senetlerin (aynı zamanda hamil şirketin yetkili temsilcisi olan) dava dışı lehtar tarafından davalı alacaklı şirkete (hamile) ne zaman ciro edildiği anlaşılamamakta olup, icra takibine konu senetlerin protesto çekilen tarihler itibariyle davalı şirkete devredildiği, ayrıca tüzel kişilerin iradesini organları aracılığı açıkladıkları, organları vasıtasıyla işlem yaptıkları göz önüne alındığında, senetlerde lehtar olarak yer alan kişinin belirtilen tarihlerde davalı (hamil) şirketin yetkilisi olup olmadığının tespiti gerektiği-

İnegöl Konferansı

Yargıtayın Son İçtihatları Doğrultusunda İcra ve İflâs Hukuku

Sadakat Yükümlülüğü-

Boşanma kararı verildikten sonra, ancak henüz bu karar kesinleşmeden, bir başkası ile gayriresmi şekilde birlikte yaşamaya başlayan tarafın sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş olacağı-

HMK. mad. 124 - Tarafta iradî değişiklik

Aralarında hâkim ortak- bağlı şirket ilişkisi bulunan, adresleri ile yöneticileri aynı olan ve unvanları arasında büyük bir benzerlik bulunan şirketlerde hataya düşülmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı- HMK'nın 124/3-4’üncü maddesindeki taraf değişikliği koşullarının bulunduğundan, davanın sıfat yokluğundan reddinin hukuka uygun olmadığı-

Tehiri icra- Taşınmaz teminat olarak gösterilmesi- Hacizlerin kaldırılması-

İİK. mad. 36. maddesi gereğince, icranın tehiri için taşınmaz teminat olarak gösterilebilir ise de, taşınmazın (taşınmazların) satışı halinde, satış bedelinin, dosya borcunu ferileri ile birlikte karşılayıp karşılamayacağı belli olmadığından, teminat olarak taşınmazın (taşınmazların) gösterilmesi halinde, bu teminatın hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağının kabulü gerektiği- Borçlu, mehil vesikası almak amacıyla nakit ya da kesin teminat mektubu sunmayıp, bir taşınmazı borca teminat olarak gösterdiğinden, mahkemece "hacizlerin kaldırılmasına" ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-

Belirsiz alacak davası- Fazla çalışma ücreti- Ulusal bayram ve genel tatil ücreti- Hafta tatili ücreti- Bakiye süre ücreti- İndirim miktarı-

Dava konusu "fazla çalışma ücreti", "ulusal bayram" ve "genel tatil ücreti" ile "hafta tatili ücreti" alacaklarının kanıtlanması için tanık deliline dayanıldığı ve söz konusu alacakların tanık anlatımları ile kanıtlanması durumunda hesaplanacak alacak miktarından hâkimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, somut olayda fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının "belirsiz alacak davasına" konusu olabileceği- Belirli süreli iş sözleşmesi süresinin bitiminden önce, işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedilen işçinin, "bakiye süre ücretini" talep edebileceği- Bakiye süre ücreti alacağından yapılması gereken indirim miktarı (TBK. mad. 438/2) da durum ve koşullara göre hakimin takdirine bağlı olup baştan belirli olmadığından, dava konusu bakiye süre ücreti alacağının da "belirsiz alacak davası" konusu olabileceği-

Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının tahsili istemi-

Davacı yaptığı işe göre "altıncı" sınıf kadrosu yerine "dördüncü" sınıf kadrosunda ücretlendirilebilir mi ve burada varılacak sonuca göre davacının fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarına hak kazanır mı?

Emlakçının ücret alacağı hangi şartlarda doğar?

"Taşınmazın satışı için aracılık eden tellalın saf dışı bırakılarak satışın sağlanması halinde tellallık ücretinin cezası ile birlikte ödeneceğine" ilişkin sözleşme maddesinin geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğu- Davacı emlakçının aracılık faaliyeti tarafların satış konusunda mutabık kalmasını sağlayamadığı, satışın davaya konu sözleşmeden iki ay kadar sonra mal sahibinin yetkilendirdiği başka bir emlakçının çaba ve gayreti ile gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından davalının komisyon ücreti ödememek amacıyla davacı emlakçıyı saf dışı bırakmasından söz edilemeyeceği- Yer gösterme de tellallık faaliyetinin hazırlık işlemlerinden olup bu faaliyetler çerçevesinde neticenin elde edilememesi hâlinde salt yer gösterme işlemi nedeniyle herhangi bir hak iddiasında bulunulamayacağı-

Tasarrufun iptali- Davanın ön koşul yokluğundan reddi- Vekalet ücreti-

Borcun, "tasarruftan sonra" doğmuş olması halinde, davalı lehine "maktu" vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-

Davaların birleştirilmesi- Ara karar- Ara karardan dönme-

Ara karar niteliğindeki kararların geri alınmasının her zaman mümkün olduğu-