İçerik Akışı
Namı müstearın ispatı- HMK 203-
Davalılar, karşı davalarında çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazı 3. kişiden satın alırken satış bedelinin 1/3’lük kısmının mirasbırakan tarafından ödendiğini, kalan kısmın ise kendileri tarafından ödendiğini ancak tescilin mirasbırakan adına yapıldığını iddia etmiş olup bu iddia, namı müstear hukuki sebebine dayalı olduğundan, iddianın yazılı delille ispatı gerektiği, bu tür olaylarda HMK 203. maddesinin uygulanmayacağı- Davalılar savunmalarını kanıtlar nitelikte bir yazılı delil bildirmediklerinden, karşı davada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının mirasbırakana ait olduğu şeklindeki istemin reddine; asıl dava yönünden ise davalılar adına paylı olarak kayıtlı 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali- İhtiyati haciz-
Tasarrufun iptali davası kapsamında tedbir niteliğinde verilen ihtiyati haciz kararı ile haczedilmiş olan ve bu suretle icra dosyasında celbedilerek alacaklıya ödemesi yapılan para alacağı üzerindeki ihtiyati haciz kararı, yerel mahkemenin kararı ile verilen 'konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına' dair karar ile hükümsüz kalmış olduğundan, geçerliliği bulunmayan ihtiyati haciz kararına istinaden alacaklıya ödenmiş olan paranın iadesinin gerektiğine ilişkin icra müdürü kararında ve bu müdürlük kararı dayanak yapılarak alacaklı yana muhtıra gönderilmesine ilişkin icra müdürlüğü işleminde usul ve yasaya uymayan bir yönün olmadığı-
Somutlaştırma Yükü- Hakimin Davayı Aydınlatma Görevi-
Dava dilekçesinde, somutlaştırma yükünün yerine getirilmemiş olması halinde, öncelikle hâkim davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemesi gerektiği, ancak bu eksiklik tamamlanırsa yargılamaya devam edilerek karar verileceği, bu eksiklik tamamlanmaz ve somutlaştırma gerçekleşmezse, ispatsız kalan davanın reddine karar verileceğinden, dava dilekçesinde, davacının ödenmesi gereken aylık ücretinden her ay cüzi bir miktarının ödendiği, ödenmeyen ücret ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsilinin talep edilmiş olması şekli ile soyut ve genel anlatımlar içerdiğinden, öncelikle davacıdan ücret ve ikramiye alacağı taleplerinin hangi aylara ilişkin olduğu ile ödenmeyen ücret ve ikramiye alacağı açıklattırılması ve işverenden davacıya yapılan ödemeye ilişkin bilgi ve belgeler de istenerek davacının talepleri ve işverence ibraz edilecek bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Hukuki Dinlenilme Hakkı- Yemin Teklifi-
Hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği, bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsadığı, bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerektiği, somut olayda bilirkişi raporunun davalıya tebliği gerekirken tebliğ edilmeden hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanarak karar verildiği- Yeminin konusunun, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardan oluştuğu, bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılacağı, somut olayda davalı taraf, süresinde verdiği cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olmasına rağmen herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin bu teklifin yerine getirilmemesinin hatalı olduğu-
İş hukukundan kaynaklanan alacaklar bakımından belirsiz alacak davası-
Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik talep bakımından, alacak iddiasının tanık anlatımlarına dayandırılması sebebiyle, davanın kabul edilmesi halinde, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak uygun oranda takdiri indirim yapılması gerekliliği söz konusu olacağı ve hakimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmayacağından, söz konusu alacakların belirsiz alacak olduğu, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve ücret alacakları bakımından ise, davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, kullandırılmayan yıllık izin ücreti alacağını, belirleyebilecek durumda olduğundan, dava konusu kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği-
Şekli (usuli) bakımdan mecburi dava arkadaşlığı-
Şekli (usuli) anlamda mecburi dava arkadaşlığı, gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılması ve taraflar arasındaki ilişkinin doğru karara bağlanmasını sağlamak amacıyla kabul edildiğinden, dava konusu hukuki ilişki hakkında bütün dava arkadaşlarına yönelik tek ve aynı doğrultuda bir karar verme zorunluluğunun bulunmadığı, aynı zamanda dava arkadaşlarının yaptıkları usulî işlemlerinde birbirinden bağımsız olduğu-
Islah-
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile, açılan davadaki taleplerinin yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kaleminin de hükme bağlanmasını istemiş olması karşısında, hasara bağlı olarak oluşan zarara ilişkin bu yeni istemin HMK. mad. 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilemeyeceği ve bu halde aracın pert-gizli ayıplı satılmasına bağlı olarak araçta oluşan hasarlara bağlı zarara dair alacak isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Hayat sigortaları- Sigortalının doğru bilgi verme yükümlülüğü-
Sigorta sözleşmesi kurulurken, sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen TTK.'nun 1435. maddesinin, hayat sigortalarında da uygulandığı- Sigortalının beyan edilemeyen hastalığa bağlı olarak vefat etmesi halinde sigortacının tazminat borcunu ödeme yükümlülüğü ortadan kalkacağı-
Kambiyo vasfını taşımayan belgeye dayalı menfi tespit davasında görevli mahkeme-
(Ödeme yeri ve keşidecinin adının yanında düzenleme yeri bulunmayan) takibe konu belge kambiyo vasfını taşımadığından ve menfi tespit davası mutlak ticari nitelikte olmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde, asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Miras bırakanın asıl irade ve amacı- Muris muvazaası-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, yani miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği- Davacı tanıklarının beyanlarından "mirasbırakanın gırtlak kanseri olduğu ve davalı ile birlikte yaşadığı, diğer çocukları ile arasında mal kaçırmasını gerektirir bir husumet bulunmadığı" anlaşılmakta olup terekesinde dava konusu taşınmazdaki 1/2 payı ile 1/3 paydaşı olduğu tarla ve arsa vasfında toplam 33 parça taşınmazı daha bulunduğu, mal kaçırma kastı ile hareket etseydi dava konusu taşınmazın tamamını devredebileceği gibi terekesindeki diğer taşınmazları da davalıya temlik edebileceği açık olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-