İçerik Akışı
İcra ve İflâs Hukukuna İlişkin 'Makale ve İnceleme Yazıları', 'Hukuki Mütalâalar' ve Yüksek Mahkemenin Önemli İçtihatları (Ücretsiz Kitap Duyurusu)
Sevgili Meslektaşlarıma...
Finansal kiralama konusu malların davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemi- Konkordato dosyasının bekletici mesele yapılması talebi-
Salt konkordato talep edilmesinin finansal kiralamaya konu malların iadesinin ertelenmesini gerektirmediği- Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu ... numaralı ödeme planına göre kira bedelinin ...2018 vadeli olduğu ve 3 aylık süre içerisinde ödenmediği, bu itibarla bu ödeme planına konu emtianın mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğu bu durumda davacının konkordato sürecinde olduğuna yönelik istinaf sebebinin yerinde görülmediği- Diğer ödeme planlarından kaynaklanan tüm kira bedellerinin davalı tarafça ödendiği, davacının defterlerine göre davalıdan sigorta alacağı bulunduğu belirtilmiş ise de, sigorta alacağının ödenmesi için davacı tarafından davalı aleyhine ihtarname düzenlenmediği, bu nedenle sigorta bedeli yönünden temerrüdün ispatlanamadığı ve bu ödeme planları ile davalıya teslim edilen araçlar yönünden davanın sübut bulmadığı-
Bölge Adliye Mahkemeleri Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair Karar-
ZMSS Genel Şartlarının B.4/f bendine göre kaza yerinin terk edilmesi halinin salt maddi hasarlı trafik kazalarında da içe rücu sebebi olduğu-
Tazminat (faiz alacağı)- Hakkaniyet indirimi- İndirim oranının hangi tutar üzerinden yapılması gerektiği-
Mahkemece, öncelikle zararın belirlenmesi ve daha sonra belirlenen tazminat miktarı üzerinden indirim yapılması gerektiği, zira hâkimin zararın gerçek miktarını göz önünde bulundurmak suretiyle tazminatı belirlemekte olduğu- Dosya kapsamında alınan bilirkişi ek raporuyla davacının yoksun kaldığı faiz alacağı belirlenmiş, fakat davacı dava değerini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle önceki tarihli dilekçesi ile ıslah etmiş olup davacının uğradığı zarar miktarı bilirkişi raporuyla belirlenen miktar olduğundan; tazminattan yapılacak indirimin de bu miktar üzerinden yapılması gerektiği-
Aile konutunun ipotek edilmesi- Diğer eşin açık rızası- Hayatın olağan akışı- İpoteğin kaldırılması istemi-
Aile konutunun maliki olan eşin, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramayacağı, bu sınırlandırmanın ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabileceği- Eşin "açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "geçersiz olduğu", diğer eşin ipotek işlemlerinin yapılması esnasında hazır olduğu ve ipotekten habersiz olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesi ile ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali davasında üçüncü kişi konumunda olan şikayetçi- Meskeniyet iddiası- Aktif husumet ehliyeti-
Borçludan dava konusu taşınmazı satın alan ve tasarrufun iptali davasında üçüncü kişi konumunda olan şikayetçinin meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı (şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-)
Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil- Davalıların "mülkiyet iddiasına" dayanan savunması- İlamın kesinleşmeden icra takibine konu edilememesi-
Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli olarak açılan davada, davalıların (borçluların) "inançlı temlik nedeniyle mülkiyet iddiasına" dayanarak davaya karşı koydukları anlaşıldığından, davanın gayrimenkulün aynına ilişkin olduğunun ve ilamın kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğinin kabulü gerektiği-
HMK m. 20'nin, İİK m. 50'nin göndermesiyle genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde de uygulanabileceği
Bölge Adliye Mahkemesince, "HMK m. 20nin kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceği, şikayete konu genel haciz yolu ile ilamsız takip yönünden uygulama yeri bulunmadığı" gerekçesiyle "şikayetin reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
İç hukuktaki kamu düzeninin çerçevesi- İş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve yargılama giderine ilişkin uyuşmazlık-
İç hukuktaki kamu düzeninin çerçevesi- İç hukukumuzda işe iade davalarında 1 aylık arabulucuya başvuru süresi, işe iade davalarında arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabileceğine ilişkin süre, yine idare mahkemesinde dava açmak için öngörülen 60 günlük dava açma süresi daha kısa olup iç hukukumuzdaki 3 aydan daha kısa sürelerle yapılan uygulamaların kamu düzenine aykırı olmadığı kabul edildiğinden, dava konusu uyuşmazlığa uygulanan Rusya ve Türkmenistan hukukundaki 3 aylık zamanaşımı sürelerinin kamu düzenini ihlal eder nitelikte olmadığı-
Arabuluculuk bürosunun yetkisine yapılan itirazın değerlendirilmesi-
Arabulucunun yetkisine itiraz dilekçesinde "Uşak Arabuluculuk Bürosunun yetkisiz olduğu, İzmir Arabuluculuk Bürolarının yetkili olduğu" bildirilmiş olup bunun dışında 6325 s. K. ve ilgili Yönetmelik hükmünde sözü geçen "yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belgelerin sunulmadığı" anlaşıldığından, davacı tarafça arabuluculuk bürosunun yetkisine ilişkin itirazın usulüne uygun şekilde yapılmadığı, usulüne uygun yapılmayan yetki itirazının hukuki değer taşımadığı, dayanak belge sunulmaması nedeniyle yetki itirazına itibar edilmeyerek arabuluculuk görüşmelerinin sonlandırılmasıyla son tutanağın tanziminde usulsüzlük görülmediği- "Davacı işverenin anlaşma yapılamadığına ilişkin arabulucu tarafından düzenlenen son tutanağın iptali talebiyle açtığı davanın hukuki yarar yokluğundan 'usulden' reddi gerektiği, davanın 'esastan' reddinin hatalı olduğu ve kararın bu nedenle bozulması gerektiği" görüşünün ise benimsenmediği-