İçerik Akışı

Tehiri icra- Taşınmaz teminat olarak gösterilmesi- Hacizlerin kaldırılması-

İİK. mad. 36. maddesi gereğince, icranın tehiri için taşınmaz teminat olarak gösterilebilir ise de, taşınmazın (taşınmazların) satışı halinde, satış bedelinin, dosya borcunu ferileri ile birlikte karşılayıp karşılamayacağı belli olmadığından, teminat olarak taşınmazın (taşınmazların) gösterilmesi halinde, bu teminatın hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağının kabulü gerektiği- Borçlu, mehil vesikası almak amacıyla nakit ya da kesin teminat mektubu sunmayıp, bir taşınmazı borca teminat olarak gösterdiğinden, mahkemece "hacizlerin kaldırılmasına" ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-

Belirsiz alacak davası- Fazla çalışma ücreti- Ulusal bayram ve genel tatil ücreti- Hafta tatili ücreti- Bakiye süre ücreti- İndirim miktarı-

Dava konusu "fazla çalışma ücreti", "ulusal bayram" ve "genel tatil ücreti" ile "hafta tatili ücreti" alacaklarının kanıtlanması için tanık deliline dayanıldığı ve söz konusu alacakların tanık anlatımları ile kanıtlanması durumunda hesaplanacak alacak miktarından hâkimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, somut olayda fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının "belirsiz alacak davasına" konusu olabileceği- Belirli süreli iş sözleşmesi süresinin bitiminden önce, işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedilen işçinin, "bakiye süre ücretini" talep edebileceği- Bakiye süre ücreti alacağından yapılması gereken indirim miktarı (TBK. mad. 438/2) da durum ve koşullara göre hakimin takdirine bağlı olup baştan belirli olmadığından, dava konusu bakiye süre ücreti alacağının da "belirsiz alacak davası" konusu olabileceği-

Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının tahsili istemi-

Davacı yaptığı işe göre "altıncı" sınıf kadrosu yerine "dördüncü" sınıf kadrosunda ücretlendirilebilir mi ve burada varılacak sonuca göre davacının fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarına hak kazanır mı?

Emlakçının ücret alacağı hangi şartlarda doğar?

"Taşınmazın satışı için aracılık eden tellalın saf dışı bırakılarak satışın sağlanması halinde tellallık ücretinin cezası ile birlikte ödeneceğine" ilişkin sözleşme maddesinin geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğu- Davacı emlakçının aracılık faaliyeti tarafların satış konusunda mutabık kalmasını sağlayamadığı, satışın davaya konu sözleşmeden iki ay kadar sonra mal sahibinin yetkilendirdiği başka bir emlakçının çaba ve gayreti ile gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından davalının komisyon ücreti ödememek amacıyla davacı emlakçıyı saf dışı bırakmasından söz edilemeyeceği- Yer gösterme de tellallık faaliyetinin hazırlık işlemlerinden olup bu faaliyetler çerçevesinde neticenin elde edilememesi hâlinde salt yer gösterme işlemi nedeniyle herhangi bir hak iddiasında bulunulamayacağı-

Tasarrufun iptali- Davanın ön koşul yokluğundan reddi- Vekalet ücreti-

Borcun, "tasarruftan sonra" doğmuş olması halinde, davalı lehine "maktu" vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-

Davaların birleştirilmesi- Ara karar- Ara karardan dönme-

Ara karar niteliğindeki kararların geri alınmasının her zaman mümkün olduğu-

Ön inceleme yapılamadan feragat halinde akdi ve karşı yan vekalet ücreti-

Henüz ön inceleme duruşması yapılmadan davadan feragat edilmesi halinde, avukatın hak kazandığı karşı yan vekalet ücretinde -tarifede düzenlendiği şekilde- 1/2 indirim yapılması, akdi vekalet ücretinde ise indirime gidilmeden hesaplama yapılması gerektiği-

Borçlunun resmi olarak çalıştığına ilişkin kayıt bulunmayan adresine tebligat- Zabıta araştırması-

Borçlu "tebligatın çıkarıldığı iş yeri ile ilgisinin bulunmadığını" ileri sürmekte ve resmi olarak borçlunun o işyerinde çalıştığına ilişkin bir kayıt bulunmasa da, mahkemece yaptırılan zabıta araştırması ve şikayetten sonra yapılan fiili haciz esnasında borçlunun haciz mahallinde bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; Tebligat Kanunu mad. 17 gereğince, buranın borçlunun iş yeri adresi olduğu ve tebligat yapılabileceğinin kabulü gerektiği-

Daha önce açılan boşanma davasında verilen ret kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacak üç yıllık süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulmadığını ispat yükünün taraflardan hangisine ait olduğu?

Daha önce açtığı boşanma davası ispatlayamadığı gerekçesiyle reddedilerek kesinleşen ve kesinleşme tarihinden üç yıldan sonra eldeki davayı açan davacı, ön inceleme duruşmasında "davaya ilişkin bildireceğim delilim yoktur" demek suretiyle kanunda öngörülen üç yıllık süre içerisinde ortak hayatın kurulması amacıyla bir araya gelinmediği hususunda herhangi bir ispat vasıtası sunmayacağını ortaya koymuş, davalı kadın ise davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamış olduğundan, HMK. mad. 128 gereğince dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmekle yetinmiş olup eldeki dava res'en araştırma ilkesinin uygulandığı bir dava da olmadığından, mahkemece, üç yıllık süre koşulu oluşmasına rağmen davacı kocanın delil bildirmemesi nedeniyle "bu sürede tarafların bir araya gelmediklerini" ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini isabetli olduğu-

Temerrüt-

Davalının temerrüdünün, ihtarnamenin tebliğ tarihinin ertesi gününden başlayacağı ve ihtarnamede tanınan atıfet dikkate alınarak temerrüdün takip eden gün gerçekleşeceği- Bilirkişi tarafından takip öncesi işlenmiş faiz hesap edilirken davalının temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında geçen sürenin dikkate alınması gerektiği-