İçerik Akışı

Avukatlık ücreti- Av. K. mad. 164/5-

Tarifeye Dayanılarak Karşı Tarafa Yüklenecek Vekâlet Ücretinin Avukata Ait Olmasının Anayasa’ya Aykırı Olmadığı-

Menfi tespit- Aval- İcra dosyasındaki kabul beyanı-

Aval veren kişinin teminat altına aldığı borcun şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerli olacağı ve davacı olan her iki avalistin de icra dosyasına yapılmış kabul beyanlarının bulunduğu ve bu durumda artık haciz baskısından da söz edilemeyeceğinden, açılan menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiği-

Vekalet ilişkisinin kötüye kullanılması sebebi ile dürüstlük ve iyiniyet ilkelerine aykırılık nedenlerine dayanmak suretiyle tapu iptali ve tescil esaslı terditli dava-

Vekalet ilişkisinin kötüye kullanılması sebebi ile dürüstlük ve iyiniyet ilkelerine aykırılık nedenlerine dayanmak suretiyle tapu iptali ve tescil esaslı terditli talepte bulunmuş olup, davalılardan avukat ile davacı taraf arasındaki ihtilafın aralarındaki vekalet akdinden kaynaklandığı düşünülecek ise de; davacı, dava dilekçesi ile birden fazla davalı göstermek suretiyle ve farklı sebeple talepte bulunmuş olup davanın 6502 sayılı yasada düzenlenen vekalet akdi hususunda Tüketici Mahkemesinin görevli olacağı kuralı kapsamında değerlendirmesinin hatalı olduğu-

Tasarrufun iptali davası- Borcun doğum tarihi- Alacaklı ile borçlunun isticvabı- Senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki- Bilirkişi incelemesi-

Davacı alacaklının, borcun doğumunun takip dayanağı bononun tanzim tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürmesi halinde, mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmesi, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu isticvap edilerek senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişkinin sorulması, gerektiğinde davacı ile borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerektiği- Borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise, davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği- Borçlu adresinde yapılan hacizler İİK. mad. 105 kapsamında aciz belgesi niteliğindeyse de, tasarruf hacizden 2 yılı aşan bir süre önce gerçekleşmiş olduğundan, bedel farkı gerekçesiyle İİK. mad. 278/3-2 uyarınca tasarrufun iptal edilemeyeceği- Davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi arasında; İİK. mad. 280/1 uyarınca tanışıklık, arkadaşlık, akrabalık, iş ilişkisi vs. gibi durumların olup olmadığı, davalı üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığı konusunda araştırma yapılması gerektiği-

Dava şartı- Yabancı mahkeme ilamının tenfizi-

Noksan dava şartı tamamlandıktan sonra yeniden dava açılabileceği- İlk karar davanın esası hakkında değil yanız belli bir dava şartının yokluğu ilişkin olduğundan davalının bu yeni davaya karşı kesin hüküm itirazında bulunamayacağı- Yabancı mahkeme kararının tenfizi için kararının kesinleşmiş olmasının dava şartı olduğu-

HMK. mad. 275

İlk etapta tek kişilik bilirkişinin raporunu ibraz ettikten sonra bu heyete 2 kişi eklenerek 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış olmasının HMK.'nun 275/1 maddesine aykırı olduğu- Davacının davasını ispat etmek zorunda olduğu, mahkemece yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak "dava konusu dönemde malzemelerin kim tarafından tesis dışına çıkarıldığı" üzerinde de durulup sonuca göre karar verilmesi gerekirken ispat yükünün davacıda olduğu hususunun gözetilmemesinin hatalı olduğu-

İkinci (ek) davaya bakan mahkeme, kısmi davada verilen kararın tespite ilişkin bölümü ile bağlı mıdır?

Sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlunun sözleşmedeki edimini aynen ifa etmesi gerektiği- Kısmi davada alınan bilirkişi raporlarının açılan ek dava yönünden kesin delil olmayacağı- Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşme (protokol) hükümleri değerlendirilmeden kesinleşmiş hüküm doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmişse de, sözleşmedeki "... Bu toplam bedelin 300.000,00 USD'si (üçyüzbinamerikandoları) tapu müdürlüğündeki satıştan önce elden bakiye kalan kısım ise ... parsellerdeki diğer tüm maliklerin, tapularını .. A.Ş. adına devir, ferağ ve tescil ettirmelerinin hemen ardından diğer maliklerin satış bedelleri ile birlikte kendisine ödenecektir." şeklindeki düzenleme, alınan bilirkişi raporları gerek içerik gerekse miktar yönünden eksik incelemeye dayalı olduğundan açılan fazlaya ilişkin ek dava yönünden kesin delil niteliği taşımamakta olduğundan, akit serbestisi ilkesi gereğince geçerli olduğundan ve hak ve yükümlülükler incelenmediğinden mahkemece, belirtilen hususlarda değerlendirme ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-

Avukatlık ücret sözleşmesi- Hakkaniyet indirimi-

Avukatlık sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edildiğine göre, sözleşme hükümleri dikkate alınarak belirlenen vekalet ücreti üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerektiği- Hakkaniyet indirimi (TBK. mad. 182) uygulanmak suretiyle belirlenen bedel üzerinden karar verilemeyeceği-

Maddi tazminat davası- Islah- Ek dava- Faiz-

Davacılar açtıkları davayı ıslah etmişler, bundan sonra da bu dosya ile birleştirilen ek davayı açmış olup davacının ek dava konusu yaptığı talebinden açıkça feragati bulunmadığı, dolayısıyla ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasa da, ıslah ile artırılan miktar dışında da maddi tazminat isteminde bulunabileceği- Davacılar, dava dilekçeleri ile faiz isteminde bulunmamış ıslah dilekçeleriyle ise faiz isteminde bulunmakla birlikte, bu istemde de faiz başlangıç tarihleri hakkında bir talepleri olmadığından, asıl davada ancak ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilebileceği-

Avukatın mesleğinde kullandığı bir hesabın haczedilmezliği-

Avukatın mesleğinde kullandığı bir hesabın haczedilmezliğinin, ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmesi gerektiği ve bu konuda ispat yükünün borçluya düştüğü- Haczedilen hesabın mesleğinden kaynaklı harcamalar için kullanıldığını borçlu avukatın ispatlaması gerektiği- Borçlu avukatın haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılmasının, "haczedilmezlik hakkından feragat" olarak kabul edilmesi gerektiği- Avukatlık mesleği için lüzumlu olan vergi ödemeleri, icra ödemeleri, ücretler gibi paraların olduğu haciz konulan hesapta ayrıca kişisel olarak aidat, kırtasiye, sağlık hizmetleri, gıda, fatura .. gibi harcamaların da bu hesaptan yapıldığı, haciz konulan hesabın havuz hesabı olduğu, sadece mesleğin lüzumu için gerekli şekilde kullanılmadığı anlaşıldığından, şikayetin reddi gerektiği-