İçerik Akışı

Termik Santralden kaynaklı maddi tazminat istemi-

Termik santrallerden kaynaklanan bir zarar olup olmadığı hususunda alınan raporlar arasında açık çelişki bulunduğundan, öncelikle termik santrallerden kaynaklanan bir zarar olup olmadığı hususu tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği- Ziraat Fakülteleri'nin toprak, bitki ve tarım ekonomisi bölümlerinden seçilen uzman üç akademisyen ile çevre mühendisi ve dava konusu yerlerle ilgili bilgi ve deneyimi bulunan ziraat mühendisi ile fen bilirkişisinden oluşacak altı kişilik bir bilirkişi kurulu aracılığı ile taşınmazlar üzerinde "hasattan önce" keşif yapılması gerektiği- Keşif sırasında, taşınmazlardan yeteri kadar toprak ve bitki örnekleri toplanması, karşılaştırma yapılabilmesi için santrallerin etki alanı dışındaki taşınmazlardan şahit toprak ve bitki numuneleri ile santrallere komşu taşınmazlardan toprak ve bitki numuneleri alınması ve analiz yaptırılması gerektiği- Bilirkişi heyeti tarafından, bitkilerin başak, yaprak ve köklerinin yerinde incelenmesi, boyları, gövde kalınlıklarının gözlemlenmesi, kökleri çekilerek kök yapılarında çürüklük olup olmadığına bakılması, bitki yaprak ayalarının genişliği ve parlaklığının kontrol edilmesi, bitki yüzeylerinde normalin dışında bir toz birikimi ve plaklaşmış baca gazı artığı olup olmadığının denetlenmesi ve edinilen gözlem sonuçlarının raporda açıklanması, ürünlerin yakından ve anlaşılır şekilde, yeteri kadar fotoğrafları çekilerek dosyaya alınması gerektiği- Toprak ve bitki analiz sonuçları ile yapılan gözlem sonucu tespit edilen hususlar, taşınmazların santrallere uzaklıkları ve konumları, hakim rüzgar yönüne ilişkin meteoroloji verileri, santrallerin çalışma kapasiteleri ve zamanları değerlendirilerek, toplam metal değerleri ile alınabilir metal değerleri tespit edilip, gerek yasal sınır değerler gerekse literatürde kabul edilen değerler ile kıyaslanarak, toprağın doğal yapısının bu sonuçlara etkileri açıklanarak, davaya konu taşınmazlarda santrallerden kaynaklı bir zarar doğup doğmadığının tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiği- İncelemeler sonucunda santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde; zarar hesaplaması yapılırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelirin belirlenmesi ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin verilerin esas alınması gerektiği-

Haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemi- Müterafik kusur-

Haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemi- Davacının denetim sırasında ve sonrasında el konulan akaryakıta ait faturaların tamamını ibraz edememiş olması, kaynağı belli olmayan akaryakıtın bilirkişi tarafından da kırsal motorin olarak değerlendirilmiş olması, el koyma sırasında teknenin fiziki durumu, hatta ceza soruşturma ve yargılama sürecinde alınan ilk bilirkişi raporunda gemi projesinde görülen makine dairesi ile ambar arasında peredenin kesilerek iptal edildiği, dinlendirme tanklarının tadil edilerek amacı dışında akaryakıt tankı haline dönüştürüldüğü, deniz suyu soğutma pompasının tanklarla irtibatının sağlandığı ve gemi dışına yakıt pompalama amacına dönüştürüldüğü gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, zararın oluşması ve artmasında davacının müterafik (bölüşük) kusuru bulunduğu- Hükmedilecek tazminat miktarından uygun miktarda indirim yapılması gerektiği (TBK. mad. 51)-

Kooperatif üyesinin tazminat istemi- Eşitlik ilkesi-

Kooperatifte parasal yükümlülükleri tam olarak yerine getirmeyen kooperatif üyesinin konut tahsisi isteyemeyeceği- Davalı kooperatif inşaat yapmaya devam ettiğini beyan ettiğine göre kooperatif üyesi davacının edayı beklemek zorunda olduğu- Eşitlik ilkesine göre üyenin kendisiyle aynı durumda olan başka bir üyeye konut tahsis edilmiş olması halinde kooperatif üyesinin ancak kira talep edebileceği-

Muris Muvazaası- Bedeller Arasında Fark-

Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteği- Muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerektiği- Mirasbırakanın, mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgu ortaya konulmadığı gibi dinlenen davacı tanıkları mirasbırakanın yokluk içinde öldüğünü, davalının alım gücü bulunduğunu bildirmiş olup bu durumda, temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varıldığı- Salt bedeller arasındaki farkın muvazaanın kanıtı olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

Menfi Tespit Davası- Ödeme Yasağına İlişkin Tedbir-

Alacaklı cirantanın taraf olduğu menfi tespit davasında verilen kararın alacaklıyı bağlayacağı ve (çek her kim tarafından ibraz edilirse edilsin verilen ödeme yasağına ilişkin) tedbir kararının ona karşı hüküm ifade edeceği-

Kamulaştırma Bedeli Tespiti- Usuli Kazanılmış Hak- Yıpranma Payı-

Bozma nedeni yapılmayan bina bedeli tespitinde % 25 yıpranma payı düşülmüş olup, bu hususun davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı; bozma sonrası alınan raporda bina bedelinden % 50 yıpranma payı düşülerek az bedel tespitinin doğru olmadığı- Dört ay içerisinde sonuçlandırılamayan kamulaştırma bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedele ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiği-

Tapu Kaydının Düzeltilmesi- Mülkiyet İhtilafı-

Davacıların mirasbırakanlarına ait taşınmazlarda eksik olan kimlik bilgilerinin (soyadı) tapu kaydına ilave edilmesini istedikleri davada, bozma ilamı sonrasında davaya dahil edilen Mustafa ve Fatma oğlu Halil’in mirasçıları, tapu maliki Halil’in mirasbırakanları Halil olabileceğini bildirdiklerinden, mülkiyet ihtilafı oluştuğu, nitekim temyize gelenlerin de mülkiyet iddialarını sürdürdükleri, uyuşmazlığın, tapuda isim düzeltme ile çözülemeyeceği, davacı tarafın mülkiyet iddiasında bulunan kişiler aleyhine açacağı bir davada çözüme kavuşturulacağı-

Konkordato- Takip Yasağının Anlamı-

İİK.'nun 297. maddesinde öngörülen takip yasağının "icra ve iflas takiplerinin başlatılmaması" değil, "başlatılıp yürütülmemesi", örn;ödeme emri gönderilmemesi olarak anlaşılmasının mümkün olmadığı- Her halükarda eğer geçici mühlet kararından sonra takip başlatılmış ve borçluya ödeme emri gönderilmiş ise, bu takibin geçici mühlet kararını veren asliye ticaret mahkemesi nezdinde (süresiz) şikayet yoluyla iptal edilebileceği-

İcra takibinin iptali- Teminat senedi- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip- Borca itiraz-

Takibe konu bononun, taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiği, üzerinde kayıt ve şart ihtiva ettiğine dair hiç bir tereddüte yer bırakmayacak şekilde bir ibare bulunmadığı, senedin arka yüzünde yer alan ibarelerin senedin kambiyo senedi vasfını etkilemeyeceği, kaldı ki borçlu asilin duruşmada "alacaklı tarafa 5.000 TL borcu olduğuna" dair kabul beyanında bulunduğu ve İİK. mad. 170/a-son uyarınca artık takibe dayanak bononun kambiyo senedi vasfında olup olmadığı hususunun tartışılamayacağı- Teminat iddiasının İİK. mad. 169/a kapsamında borca itiraz hükümleri çerçevesinde incelenmesi gerektiği- Borçlu tarafça sunulan sözleşmede takibe konu senede açık atıf bulunmadığı ve bu nedenle borca itirazın ispatlanamadığı-

Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası-

"Düzenleme şeklinde tanzim edilen vekaletname sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olduğundan, vekaletname gereğince yapılan işlemde muvazaa bulunduğunun kabul edilemeyeceği" şeklindeki görüşün isabetsiz olduğu- Vekaletnamenin geçerli olmasının, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının dinlenmesine engel teşkil etmeyeceği-