Boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten başlamak üzere çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
Boşanma davasından sonra tarafların biraraya gelip altı-yedi ay süreyle aynı evde birlikte yaşamalarının, davadan önceki kusurlu davranışların affedildiğini veya en azından hoşgörüyle karşılandığını göstereceği, bu halin, tarafların kusurlarını ortadan kaldıracağı, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar nedeniyle artık tarafların kusurlu kabul edilemeyeceği, kusur bulunmayınca da maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Velayeti farklı ebeveyne verilen çocukların velayet verilmeyen eşle kişisel ilişkileri düzenlenirken; görüşme dönemlerinde çocukların bir arada ve birbirlerini görebileceği şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekeceği-
Her hafta sonu kişisel ilişki kurulması babanın velayet görevini engellediği gibi, çocuğun bedeni ve fikri gelişimine olumsuz etki yapacak nitelikte olduğundan, mahkemece ayın belirli haftaları için kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olup; bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerektiğinden velayeti davacı anneye verilen küçükler için davacı anne yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Kişisel ilişki düzenlenirken; çocuğun yararının yanında, analık ve babalık duygusunun tatmin edilip geliştirilmesine, görüşme süresinin yeterli ve taraflar ayrı şehirlerde iseler, tarafların ve çocuğun külfetli sayılabilecek seyahatlere katlanmamalarına dikkat edilerek karar oluşturulması gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olup; (TMK.md.182) bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerektiğinden velayeti temyiz edene tevdi edilen müşterek çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Velayeti anneye bırakılan çocuk ile baba arasında; babalık duygusunun tatmini, çocuğun babasıyla ilişkisinin gelişimi bakımından ayın belirli hafta sonlarında ve dini bayramların belli günlerinde, yaz döneminde belirlenecek belli bir ayın belirli bölümünde çocuğun babası yanında yatıya kalacağı şekilde ve yeterlilikte uygun kişisel ilişki kurulması şeklinde düzenlenmesi gerekirken; yazılı şekilde yetersiz kişisel ilişkiye karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davacı, takdir edilecek nafakaların, gelecek yıllarda artış miktarının da karara bağlanmasını istediğinden velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının, gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanmasının gerekeceği-
Çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkının diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabileceği-