Kişisel ilişki süreleri konusunda protokolde taraflarca kabul edilen düzenlemede hakim tarafından gerçekleştirilen değişiklikler konusunda tarafların düşüncesi alınmadan anlaşmalı boşanma kararı verilemeyeceği; protokoldeki düzenlemenin uygun bulunmaması durumunda hakimin sebeplerini belirterek uygun göreceği düzenlemeyi yapması, bu düzenlemenin taraflarca da kabulü halinde buna göre karar verilmesi, aksi takdirde bu konuda gösterecekleri deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 
3 yaşındaki müşterek çocuğun, annenin bakım ve şefkatine muhtaç olduğu ve tarafların ayrılıkları sürecinde davacı-davalı annenin yanında kaldığı; annesinin yanında kalması halinde ise, çocuğun bedeni ve psikolojik gelişimi bakımından mevcut veya beklenen bir tehlikenin varlığının da ispatlanamadığı hususları dikkate alınarak çocuğun velayetinin anneye verilmesi gerektiği- 
Davacı tanıklarının anlatımlarında geçen olaylardan sonra, evlilik birliğinin uzun süre birlikte sürdürüldüğü ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde davalıdan kaynaklanan başka bir olay da kanıtlanmış olup, davacı kadının manevi tazminat isteminin reddedilmesi gerektiği- Velayet kendine verilmeyen eş ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulurken; ana/babalık duygusunun tatmin edilmesi ile çocuğun fikri, bedeni ve ahlaki gelişimini sağlayıcı nitelikte olmasına özen gösterilmesi gerektiğinden; 4 yaşındaki çocuğun baba yanında hafta sonları ve dini bayramlarda kurulan ilişki zamanlarında yatıya da kalacak şekilde uygun kişisel ilişki tesis edilmesi gerektiği- Ziynet alacağına ilişkin dava reddedildiği halde,davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına ziynet alacağına yönelik dava yönünden vekalet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- 
Velayeti anneye bırakılan müşterek çocuklar ile baba arasında her ayın 2. haftasonu C.rtesi saat 10:00 ile Pazar 18:00 arası şeklinde tesis edilen kişisel ilişkinin babalık duygularını tatmine elverişli olmayıp, yetersiz olduğu; müşterek çocuklar ve babanın farklı şehirlerde oturdukları da dikkate alınarak, her ayın 2. haftasonu kurulan ilişki dışında ayrıca dini bayramlar ile yarıyıl tatilinin bir bölümünü de kapsayacak ve bu sürelerde çocukların baba yanında yatıya kalacağı şekilde de kişisel ilişki tesisi gerektiği- 
Birlik görevlerini yerine getirmeyen koca ile eşini evden kovan kadının boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları ve eşit kusur halinde maddi-manevi tazminata hükmedilemeyeceği- Yurt dışında yaşayan ve eğitimini orada sürdüren müşterek çocuğun, yurt dışındaki eğitim dönemleri de araştırılarak çocuğun eğitimini aksatmayacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerektiği- 
Davacı anne işe girdiğini belirterek çocukların velayetini istediğinde; küçüklerin ana yanında kalmasının bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı gibi, hemen meydana gelecek bir tehlikenin varlığı da ispat edilmediği takdirde, ayrıca küçüklerin ana bakım ve şefkatine muhtaç oldukları da gözetilerek, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesi gerektiği- 
Davalı-davacı kadının vekili duruşmada hükmün boşanmaya ilişkin bölümüne yönelik temyiz talebinden feragat ettiklerini beyan ettiğinden; boşanma hükmüne ilişkin temyiz isteğinin feragat nedeniyle reddedilmesi gerektiği- 12 yaşındaki müşterek çocuğa annesinin müessir fiil uyguladığı iddiasıyla dava açıldığı anlaşılmış olup, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri gereğince idrak çağındaki küçük, mahkeme uzmanına velayetinin babasına verilmesi yönünde irade beyanında bulunduğundan; velayetin babaya verilmesi gerektiği-
Tarafların ayrı şehirlerde oturmaları dikkate alınarak daha uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması gerektiği-
Tarafların boşanmalarına karar verildiğinde müşterek çocuğun velayetiyle ilgili bir düzenleme yapılması gerektiği- 
TMK 181/2 Boşanma davası sürerken eşlerden birinin ölmesi halinde mirasçıların davaya kusur yönünden devam ettiği durumlarda, kusur yönünden bir karar verilmesi gerekeceği-