Karşılıklı Boşanma
Velayeti anneye verilen müşterek çocuk 2002 doğumlu Nidanur ile baba arasında, aynı şehirde yaşandığı takdirde, her hafta C.rtesi günleri kişisel ilişki kurulmasının, anneyi sürekli eve bağımlı kılacağı gibi hafta sonları annenin çocukla ilgilenmesi imkanını ortadan kaldıracağı ve velayet görevini gereği gibi yerine getirmesini engelleyeceği, ayın belli haftalarında daha uygun süreli kişisel ilişki kurulmasının gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş tarafın gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu; iştirak nafakasına hakimin görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerektiği- Taraflar arasında manevi tazminatın yabancı para cinsinden ödeneceği hususunda bir anlaşma olmadığı halde kadın yararına takdir edilen manevi tazminatın yabancı para cinsinden hükmedilmesinin doğru olmadığı- Davacı, dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesini de talep edip, yatırılan başvurma harcı bu isteği de kapsadığından; mahkemece bu konudaki eksik nispi harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, boşanma hükmünün kesinleştiği hususu da göze alınarak karar verilmesi gerektiği- Davacının çalışarak kazandığı tüm paraların davalı tarafından harcandığından bahisle maddi tazminat istemiş ve yatırılan başvurma harcı bu istemi de kapsadığından; mahkemece bu konudaki nispi harç tamamlattırılarak karar verilmesi gerektiği-
4620 s. K.'la onaylanması uygun bulunan ve Bakanlar Kurulunun 12.3.2002 tarih 2002/3910 s. kararı ile onaylanarak yürürlüğe konulan "Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi"nde, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda dava ile ilgili tüm bilgileri almak, kendisine danışılmak ve kendi görüşünü açıklamak olanağının sağlanması hakkı tanındığından; 14 yaşındaki çocuğun dinlenmesi ve görüşlerinin alınması, velayet düzenlenmesine esas olmak üzere bilirkişiden mütalaa alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği- 
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuğun kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, bu hususu hakimin görevi gereği kendiliğinden dikkate almasının gerektiği, o halde velayeti temyiz edene tevdi edilen çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Babanın yerine dedenin ikame edilerek, babaya uygun olabilecek genişlikte kişisel ilişki düzenlenmesi doğru olmadığı gibi infazda tereddüt yaratacak şekilde kişisel ilişki kurma kararı verilmesi halinde hükmün bozulması gerekeceği-
Boşanmada maddi ve manevi tazminat hesaplanırken tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatin dikkate alınması gerekeceği-  Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk ve çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakalarının az olduğu- 
Boşanma davasında, velayete tabi ortak çocuk için velayet düzenlemesinin boşanma kararı verilmesi durumunda gerekli ve zorunlu olduğu-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş tarafın gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, bu hususu, hakimin görevi gereği kendiliğinden gözetmesinin gerekeceği-
"Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi"nin iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara kendilerini ilgilendiren davalarda dava ile ilgili tüm bilgileri almak, kendisine danışılmak ve kendi görüşünü açıklamak olanağının sağlanması hakkını tanıdığı-