Somut olayda tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen "yoksulluk nafakası" miktarı çok olup, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmadığı-
Tarafların gerçekleşen bu sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, küçüğün yaşı, eğitim durumu ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında yaklaşık 1,5 yıl önce hükmedilen nafakada yapılan iyileştirme miktarı fazla olup, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmadığı-
Gözetim, altında kişisel ilişki kurulmasının gerekçesi gösterilmeden, kişisel ilişkinin gözetimsiz sürdürülmesinin çocuğun yararına olmayacağı yönünde bir rapor da alınmadan üçüncü kişilerin yanında ve gözetiminde kişisel ilişki tesisinin doğru olmadığı- 
Tazminatlar için yasal faiz talebinde bulunulması durumunda, hüküm altına alınan tazminatlara hükmün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olacak şekilde yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiği- Davacı, çocuğun velayeti ile birlikte çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesini ve iştirak nafakasının gelecek yıllarda artırılmasına karar verilmesini de istemiş olup, hüküm altına alınan iştirak nafakasının gelecek yıllarda ne miktar ödeneceğinin karara bağlanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bozma ilamında çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu belirtilip, çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası bozmaya konu edilmediğinden; müşterek çocuk yararına kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken; iştirak nafakasının başlangıç tarihinin dava tarihi olarak belirlenmesinin doğru olmadığı- Bozma ilamında, müşterek çocuk ile baba arasında, her ayın belirli hafta sonları ve dini bayramlarda yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiği yönünden karar verilmiş ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup, çocuk ile baba arasında hafta sonları ve dini bayramlarda, yine yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığı- Taraflardan her biri, ilk temyiz incelemesi aşamasında, kendi temyiz inceleme taleplerinin temyiz başvuru ve temyiz nispi harcını yatırmış ve bozma ilamında, temyiz nispi harcının istek halinde yatırana iadesine karar verilmiş olup, dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi amacıyla yatırılan posta masrafının ise, davacı kadın tarafından yatırıldığı anlaşıldığında; posta masrafı dışında kalan temyiz başvuru ve nispi harcının, davalı kocadan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tarafların üzerinde kayıtlı çocuğun soybağı reddedilmediği gibi, nüfus kaydının gerçeğe aykırı olarak oluşturulduğuna ilişkin alınmış bir hüküm de bulunmadığı, bu durumda resmi sicilin gösterdiği olgunun doğru kabul edilmesi ve boşanma halinde velayetin kanuni bir sebep bulunmadıkça eşlerden birine verilmesi gerekeceği-
Davacı kendisi ve çocuğu için nafaka istemediğini bildirmiş, sonrasında da bir nafaka isteğinde bulunmamış olup, bu beyan, beyanın ihzar edildiği tarihe kadar ki nafaka hakkından ve hükümle birlikte tayini mümkün olan yoksulluk ve iştirak nafakasından feragat anlamına geldiğinden; davacı yararına ve müşterek çocuk için dava tarihinden geçerli olacak şekilde tedbir nafakasına ve davacı yararına yoksulluk ve çocuk yararına da iştirak nafakasına hükmedilemeyeceği- 
4 yaşındaki müşterek çocuğun anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı gibi, velayetin anneye verilmesi durumunda meydana gelebilecek çocuğa yönelik bir yakın tehlikenin varlığı da ispat edilmediği ve görüşüne başvurulan uzman da velayetin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine uygun düşeceğini bildirdiği durumda; çocuğun velayetinin anneye bırakılması gerektiği- 
Davacı-davalı kocanın birleşen tedbiren kişisel ilişki kurulması davası kabul edilmesine rağmen davacı-davalı koca yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi gereğince maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği- 
Nüfus kayıt örneğinden küçüğün tarafların müşterek çocuğu olmadığı, davalının önceki eşinden olduğu anlaşıldığından, velayetin annesi olmayan davacıya verilmesinin isabetsiz olduğu-