12. HD. 23.09.2020 T. E: 3894, K: 7474-
Bilirkişi raporunda, imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirmediği, inceleme konusu bir kısım mukayese belgelerin fotokopi olduğu, ispat külfeti kendisinde olan alacaklı tarafın ise detaylı itirazında yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını istediği görüldüğünden, mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı da gözetilerek, her ne kadar bilirkişi raporunda imza asılları üzerinde inceleme yapıldığı belirtilmişse de dosya içerisinde imza örneklerinin ve tatbike esas asıllarına rastlanmadığı görüldüğünden gerektiğinde borçlunun imza örnekleri alınmak suretiyle bu konuda uzman bilirkişiden ya da oluşturulacak bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Şikayete konu  kambiyo senedine dayalı takip dosyasına konu borçla ilgili olarak derdest ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin bulunduğu, her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu anlaşılmakla takibin iptalin yerinde olduğu-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçerek tercih hakkını bu takip türünden yana kullanana alacaklının aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı ve bu durumda İİK. mad. 45/1 uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği; bu konudaki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen tedbir kararı, tüm takip işlemlerinin durdurulmasına ilişkin olup, takip yapılamayacağı öngörülmediğinden ve icra mahkemesince de tedbir kararı yorumlanamayacağından takibin iptalinin mümkün bulunmadığı- Borçlu vekilinin başvurusu üzerine, icra müdürlüğünce tedbir kararı dikkate alınarak icra takiplerinin durdurulmasına karar verildiği görüldüğünden, mahkemece, tedbir kararı gereğince icra müdürlüğünce takip durdurulmuş olup, borçlu şirketin, icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimsenin, keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremeyeceği; ancak, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde bu def’iler ileri sürebileceği- Takip alacaklısının kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi, senet metninde de tüketici sözleşmesi nedeniyle verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığından ve icra mahkemesinin dar yetkili bir mahkeme olması, borçlunun senet lehtarı ve cirantası olması karşısında, TKHK’nın 6/A maddesi gereğince senedin nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını hamile karşı ileri sürmesinin (TMK. 2) çelişkili davranış yasağını oluşturduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Bononun düzenlenme tarihinin, bononun üst bölümünde yer alan vade tarihi kısmında da tekrarının çift vade anlamına gelmeyeceği-
Haksız suç duyurusundan (haksız fiilden) kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası- Davacının (aslında) alacaklı, davalının ise borçlu olduğu çek bedelini, üçüncü kişinin yaptığı icra takibi nedeniyle ödemek zorunda kalması halinde, davacı maddi tazminat isteyebilir mi?
Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nın 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerektiği-