Mahkemece; takip dayanağı senetlerde çift vade bulunmadığından bu yöne ilişkin iddianın yerinde olmadığı nazara alınarak, borçlunun sair itiraz ve şikayet nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bonodaki borçtan sorumlu olmayan lehtarın kefil (avalist) olarak senedin ön yüzüne koyduğu aval şerhinin geçersiz olduğu ancak bu şerhin bono vasfına etkili olmayacağı ve bu durumda senette düzenleyen ve lehtar farklı kişiler olduğundan borçlu sıfatının birleşmesinden söz edilemeyeceği-
Alacaklı hamilin, protesto keşide etmeksizin, lehtar ve cirantaları takip edemeyeceği, keşidecinin takip edilebilmesi için ise protesto şartı öngörülmediği- Mevcut icra dosyası kapsamına göre; şikayetçi borçlunun ............. tarihinde işbu şikayetin görülmesi sırasında öldüğü görülmüş olmasına rağmen dosya arasına mirasçılık belgesi alınmadığı gibi mirasçılarının takip dosyasına borçlu olarak eklendiğine ilişkin bir bilgiye de rastlanılmadığı anlaşılmakla, mahkemece adı geçen murisin mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi dosya arasına alınarak, takipte taraf olup olmadıkları da araştırılmak suretiyle, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılması ve şikayetin lehtar ile ciranta borçlular yönünden kabulüne ve takibin bunlar hakkında iptaline karar verilmesi gerekirken, tüm borçlular hakkında takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
6102 sayılı TTK'nun 783/3. maddesine göre; muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişinin, çekin karşılıksız kalan bedelinin %10'unu ödemekle yükümlü olduktan başka, hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin edeceği, çek keşide eden kimsenin, bu çekin karşılığı olan miktarı, ibraz süresi içerisinde muhatap banka nezdinde bulundurmasının zorunlu olduğu, dolayısıyla, karşılığını bulundurduğu çek bedelinin, alınan ödeme yasağı kararı nedeniyle ödenmemesinden dolayı çek tazminatından sorumlu tutulamayacağı-
İstinaf incelemesinin dava dilekçesi ve istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılması gerektiği, re'sen mükerrer takip nedeniyle takibin iptaline karar verilemeyeceğinden Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış ise aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapamayacağı, bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-
Her ne kadar borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış ise aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapamayacağı, bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-
Takibin iptali uyuşmazlığında temyiz tetkikatının mürafaalı olarak yapılamayacağı- Takip alacaklısının lehtar olmadığından yetkili hamil olmadığı ve bu nedenle alacaklının takip hakkı bulunmadığı kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
5.000.000 USD bedelli bonoya dayalı olarak 3.177.690,2166 USD asıl alacakla birlikte bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 17,03 oranında işleyecek gecikme cezası talep eden alacaklı "bononun Genel Kredi Sözleşmesi gereğince kredi alacağının tahsili için alındığını ve takipte kredi sözleşmesi hükümlerine göre gecikme tazminatı istendiğini reeskont faizi istenmediğini" ileri sürmüş olup kredi sözleşmesi temin edildikten sonra, taraf beyanları da dikkate alınarak, talep edilen gecikme cezasının niteliği ve kambiyo takibinde gecikme cezası talep edilip edilemeyeceği hususları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Bilirkişi raporunda "takip sonrası uygulanması talep edilen gecikme cezasının uygulama şekline bakıldığında peşin oran belirlenmiş olması nedeni ile cezadan çok faizi ifade ettiği, talep edilen ceza taraflar arasındaki sözleşmeye dayandığından sözleşme serbestisi ilkesi gereğince herhangi bir değerlendirme yapılmadığının" belirtildiği ve yine raporda "asıl alacak için yıllık % 17,03 gecikme cezası talep edildiği, işletilecek faiz cinsinin ticari temerrüt faizi olabileceği, takip tarihindeki ticari temerrüt faizi oranının % 10,75 olduğu" ifade edilmesine karşın, sonuç kısmında "talep edilen gecikme cezasının takip tarihindeki faiz oranları ile uyumluluk arzettiği" rapor edildiğinden, faize ilişkin çelişkili bilirkişi raporunun olup hüküm esas alınamayacağı-
Aynı bononun, bedeli bölünmek sureti ile tarafları aynı farklı icra takiplerine konu edilerek tahsil edilmeyeceği- İlk takip dosyasında kısmi asıl alacak talep eden alacaklımın bono miktarından geriye kalan alacağından vazgeçmiş ya da tahsil etmiş sayılacağı, artık geriye kalan bono miktarını farklı bir kambiyo takibine konu edemeyeceği- Alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak aynı bononun tahsili için bölünerek ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde davacı borçlu tarafa fazladan avukatlık ücreti ve takip masrafları yükletilmesine neden olunmasının da hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu- Takip dayanağı senet aslının icra kasasında bulunmasının zorunlu olduğundan ilk takip devam ederken aynı senet aslı ibraz edilmeden yeniden ikinci bir takip başlatılmasının da düşünülemeyeceği-