Davanın, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takibin işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımı oluştuğunu belirterek icranın geri bırakılması istemi olduğu, çekte keşide yerinin D.BAKIR şeklinde yazıldığı, dolayısıyla çek vasfı bulunmadığının görüldüğü, bu belgenin on yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımı itirazının reddedilmesinin gerektiği, ayrıca borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında, alacaklı bu davaya katımlı ve alacak iddiasını ileri sürmüş ise borçlunun açtığı menfi tespit davasının da zamanaşımını keseceği, söz konusu davanın zamanaşımını kesecek nitelikte olup olmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesinin de doğru olmadığı-
Savcılıkça hazırlık soruşturmasına konu edilen ve el konulan senedin tasdikli fotokopisinin icra dairesine sunularak icra takibi yapılmasının mümkün olduğu- Borçlunun bono aslını görebilmesi için dayanak belgenin saklı tutulduğu makamdan icra müdürlüğünce resmen istenilmesi, gerekli incelemenin yapılması ve sonrasında aynı makama iadesi mümkün olduğundan senet aslı ibraz edilmediğinden bahisle örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği talebinin reddine karar verilemeyeceği-
Kambiyo senedi niteliğindeki hakkın devrinin ancak ciro ve teslim yolu ile mümkün olduğu; lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine gerek bulunmadığı gibi, cironun, sadece cirantanın imzasından ibaret de olabileceği, bu şekilde yapılan ciroya “beyaz ciro” deneceği-
«Keşide yeri»nin bonoda açıkça belirtilmemiş olması halinde, bononun «keşidecinin ad ve soyadının yanında yazılı olan yerde» düzenlenmiş sayılacağı—
Alacaklının kambiyo takiplerine mahsus haciz yoluyla takip yapmasının, geçerli bir keşide yeri olmayan çeki kambiyo vasfına sokmayacağı; buna göre olayda uygulanacak zamanaşımı süresinin 6 ay değil, 10 yıl olacağı-
Ticari senetlerin ciro kabiliyeti olduğundan kiracının verdiği senedin kimin elinde olduğunu bilmesinin gerekeceği, bu durumda kira parasının tahsili bakımından öncelikle ticari senetlerin tahsiline ilişkin yollara müracaat edilmesinin ya da mahkemeye ibrazının gerekeceği, mahkemece ticari senede bağlı alacak yönünden istemin bu nedenle reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Çekte lehtarın yazılıp yazılmamasının gerçek veya tüzel kişiliğe sahip olup olmamasının önemsiz olduğu (Bu durumda, çekin «hâmiline» düzenlenmiş sayılacağı)—
Yasal faiz ile reeskont faizinin aynı anlam taşımadığı, reeskont faizinin yasal faizden farklı olup merkez bankasınca belirlenmekte olan değişen reeskont faiz oranları üzerinden faiz hesabının yapılması gerekeceği-
Ne «keşide yeri»ni ne de «keşidecinin ad ve soyadı yanında bir yer ismini» içermeyen senedin, «bono» sayılamayacağı - Takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, mahkemece diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin aynı kanunun 170/a maddesi uyannca re'sen takibin iptaline karar vermesi gerekeceği-