Vadeden sonra yapılan ciro ile kambiyo senedinin devrinin mümkün olmadığı, bu durumda, alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerekeceği-
Hamiline yazılı çeklerde takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almaması halinde ve bankaya ibraz için ciro edenin de son hamil olduğunun belirlenmesi durumunda takip alacaklısının yetkili hamil olabilmesi için ibrazdan sonra adı geçene (temlik hükmünde de olsa) bir cironun varlığının zorunlu olduğu,aksi taktirde takip alacaklısı yetkili hamil olmadığı-
Takibe konu bonoda keşideci borçluların isim ve soy isimlerinin altında “İstanbul” ilinin yazılı bulunmasının, senette keşide yerinin bulunduğunun kabulü için yeterli olduğu, ayrıca borçluların açık adreslerinin yazılı bulunmasına gerek olmadığı-
Senet arkasındaki kayıtta, bononun aracın % 10 hissesinin teminatı olarak verildiği yazıyor ise, bu durumda kayıtsız şartsız bir borç ikrarı içermediği, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden bu bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Çek üzerinde yazılı olan keşide tarihi üzerinde yapılan değişiklikler altına atılmış bulunan paraf imzasının keşide tarihindeki her iki değişikliği de kapsadığının kabulünün gerekeceği-
Ticari mümessilin özel yetkisi olmadan kambiyo taahhütlerinde bulunabileceği-
Tanzim tarihi bulunmadığından kambiyo senedi vasfını taşımayan bonodaki hakkın ciro yolu ile devri mümkün olmayıp ancak, alacağın temliki suretiyle devri mümkün olsa da usulüne uygun yapılmış bir temlik işlemi bulunmaması halinde, takip yapanın tasarruf etme hak ve yetkisinin olmadığının gözetilmesinin gerekeceği-
Senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza ve paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekeceğini, onaylanmamış, çıkıntı, kazıntı veya silintinin tesbit edilmesi halinde senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılacağı-
Tamamen doldurulmamış bononun, tedavüle çıkarken anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, bono üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihlerin gerçekliğini ve varlığını koruyacağı-
Keşideci borçlunun, ciranta imzasının sıhhatini tartışamayacağı, keşidecinin birinci ciranta hakkındaki iddiasının kendi imzasının doğurduğu sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı, bu durumda keşideci yönünden alacaklının takip hakkının bulunduğunun kabulünün gerekeceği-