Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünün alt işverenin olduğu- Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemeyeceği- Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden alt işverenle birlikte sorumluluğu olduğu
Davacı işçi kesinleşen muvazaa kararı gereği baştan itibaren davalı işverenin işçisi olsa da, davacının sendika üyesi olup olmadığı, dayanışma aidatı dilekçesi verip vermediği, emsal olarak hesaplamalarda dikkate alınan işçinin öncesinde davalı işyerinde sendika üyesi olarak çalışıp çalışmadığı anlaşılamadığından, öncelikle davacı işçinin sendika üyesi olup olmadığı, dayanışma aidatı dilekçesi verip vermediği tespit edilerek, davacı sendika üyesi değil ise Toplu İş sözleşmesindeki artışlardan yararlanma imkanı bulunmadığından ilave tediye hesabı varsa aynı işyerinde çalışan ve sendika üyesi olmayan emsali işçinin ücreti esas alınarak belirlenmesi, bu şekilde emsal işçi yoksa fiilen almakta olduğu ücreti üzerinden hesap yapılması gerektiği- İlave tediye alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunduğundan, süresinde yapılan zamanaşımı savunması hakkında bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu-
Hüküm fıkrasında “ davacının işe iadesine” denilmesinden sonra; tavzih kararında 2. bendinin tamamen çıkarılarak yerine “ davacının ... Belediye Başkanlığı’ndaki işine iadesine” denilmesinin tavzihe konu olamayacak şekilde hüküm fıkrasının değiştirilmesi niteliğinde olduğundan hatalı olduğu- Davacının, davalı Belediyeye güvenlik hizmeti temin eden diğer davalılar tarafından oluşturulan adi ortaklığın işçisi olduğu, güvenlik işinin belediyenin asli işlerinden olmayıp yardımcı iş niteliğinde olduğu, 5393 s. Belediye Kanunu mad. 67 gereği, Belediyenin asli işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebileceğinin yasal güvenceye bağlandığı, mahkemenin alt işverenler değişmesine rağmen davacının işinin ve görev yerinin değişmemesinin muvazaa olduğuna dair kabulünün hatalı olduğu- Davacının, davalı şirketlerin oluşturduğu ortak girişimdeki işine iadesine, mali yükümlülükler yönünden davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Belediyeler kendilerine ait birimlerde düzenin ve temizliğin sağlanmasını kendi işçileri ile yerine getirebilecekleri gibi, bu birimlerde hizmet alımı yaparak alt işveren işçisi çalıştırmak suretiyle de görevlerini yerine getirmelerine kanuni bir engel bulunmadığı- Belediyelerin kendi birimlerinde temizliği ve diğer işlerin işin devamını sağlamalarının asli görevleri içinde kabul edilmesi gerektiği ve buna bağlı olarak İş. K. mad. 2/6 uyarınca, davacının ödenmeyen alacaklarından dolayı asıl işveren olarak sorumlu tutulması gerektiği, davalı belediye vekilinin belediye ile şirket arasındaki ilişki ve davalı belediyenin sorumluluğu yönünden husumet itirazının yerinde olmadığı- Davalı Belediye ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığına yönelik mahkemece varılan sonucun isabetli olmadığı- Davacının dava dilekçesinde davalı belediyeyi asıl işveren olması sebebi ile sorumlu tutmasından da muvazaa iddiasını çelişkili olarak ileri sürdüğü- Davalı belediye ile dava dışı şirketler arasında İş. K. mad. 2 uyarınca kurulan ve muvazaaya dayanmayan geçerli bir asıl işveren- alt işveren ilişkisi bulunduğundan, dava konusu tazminat ve alacaklardan davalı belediyenin asıl işveren sıfatı ile sorumlu tutulması gerektiği- Davacı hakkındaki gerekli SGK evrakları getirtilerek yapılacak inceleme neticesinde, dava tarihi itibariyle halen davalı belediye başkanlığı bünyesinde alt işveren işçisi olarak çalıştığının tespiti halinde çalışma ilişkisinin sona ermemesi nedeni ile feshe bağlı hakların reddi gerektiği-
Davacının yaptığı veri hazırlama ve tıbbi sekreterlik işi yardımcı iş olup, yardımcı işin bölünerek alt işveren firmaya verilmesine yasal bir mani olmayıp, hizmet alımı konusu olan iş davalı idarece yapılabileceği gibi, hizmet alımı suretiyle alt işverene verilmesi de olanaklı olduğundan, davalı Bakanlık ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve alt işveren 6772 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığından davacının, nezdinde çalıştığı dava dışı firmalarla davalı arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğunun tespitiyle ilave tediye alacağının tahsili istemi davasının reddi gerektiği-
Davacı vekili son alt işveren davalı şirket yönünden taleplerini sınırlamışsa da, ıslah dilekçesi ile davalıların tamamından müştereken müteselsilen sorumlu tutulması talep edildiğinden, ıslah nedeniyle son alt işveren davalı şirketin de kıdem, ihbar tazminatları ile yıllık izin alacağından sorumlu tutulması gerektiği-
İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı- 6772 s. K. kapsamında belirlenmiş olan 52 günlük ilave tediye dışında, sendikanın üyesi olan işçilere toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmü gereği, en çok iki aylık yani 60 günlük ücreti tutarında ilave tediye daha ödeneceği, 6772 s. Kanun'a göre de (26 X 2=52 günlük) olmak üzere toplam 112 günlük ikramiye verilebileceği şeklideki düzenleme ile kurumca en fazla ödenecek ikramiye miktarına sınırlama getirilmiş olduğu- Yasal sınırı aşan düzenlemeler, aşılan miktar oranınca geçersiz sayılacağından, davalının toplu iş sözleşmesinde öngörülen, 112 günlük ikramiye ve ilave tediye ödeneceğine ilişkin hükmün, 52 günlük kısmının, 6772 s. Kanun gereği ödenmesi gereken ilave tediye alacağı olduğunun kabulü gerektiği-
Davacı, Belediye Başkanlığı ile hizmet alım sözleşmesi imzalayan davalı Ltd. Şti.'nde elektrikçi olarak çalışmış olup davalı Belediye ile diğer davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılan işin niteliği göz önüne alındığında, davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun şekilde kurulduğu ve muvazaaya dayanmadığı- Davacının iş sözleşmesinin alt işverence geçerli veya haklı bir sebep bulunmadan feshedildiği anlaşıldığından, feshin geçersizliğiyle davacı işçinin alt işveren işyerindeki işine iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından ise davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının belirlenmesine karar verilmesi gerektiği-
Davalı idarenin, belli bir teknoloji ve uzmanlık gerektiren aydınlatma, elektrik kameralı izleme ve bilgisayarlı yol bilgilendirme sistemlerinin bakım onarım işini yükleniciye ihale ile verdiği, ihale edilen işin, ihaleyi alan şirket tarafından belirli süre içerisinde yerine getirilmesi zorunlu ise de, söz konusu iş niteliği gereği sürekli bir iş olduğu, sadece belli bir zaman dilimi ile sınırlı olamayacağı ve bu hali ile de anahtar teslimi bir iş olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı- Davalı idare ile diğer davalı arasındaki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, "davalı idarenin ihale makamı olduğunun kabulü ve bir kısım işçilik alacakları için davalı idare yönünden husumetten ret kararı verilmesi"nin hatalı olduğu-