İş akdinin haklı veya geçerli bir nedenle feshedildiği davalı işverence ispat edilemediğinden ve davalılar arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin hukuka uygun olduğu ve muvazaa bulunmadığı anlaşıldığından davacının şirkete işe iadesine ilişkin karar yerinde olduğu- Davacı tarafça dosyaya sunulan yerel basında yer alan Belediye Başkanının fesihler üzerine basına verdiği demeçlerden, feshin davalı işverenin desteklediği sendikaya üye olunmaması, istenilmeyen sendikaya üyeliği nedeniyle yapıldığı ve feshin sendikal nedene dayandığı anlaşılmakla sendikal tazminat talebinin kabulü gerektiği-
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı biçimde kurulması halinde, işçinin gerçek işveren işyerine iade edilmesi ve işçinin iş akdinin geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacaklarından (boşta geçen en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ile birlikte işçinin süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat) muvazaalı işlemin tarafı olan gerçek veya tüzel kişinin, gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği- Muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaanın ileri sürülemeyeceği- Davalılar arasında muvazaa bulunması nedeniyle, davacının asıl işveren davalı Belediye'ye iadesine, maddi sorumluluk açısından ise davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması veya yasal unsurları taşımaması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından, işe iade isteyen alt işveren işçisinin asıl işveren işyerine işe iadesine işe iadenin mali sonuçlarından gerçek işveren ile muvazaalı işlemin tarafı olan kişi, kurum veya kuruluşun müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği- Davacı 2011 yılından itibaren muvazaalı çalıştığını iddia etmiş ve muvazaa tespiti yapılan dönem sonrası işe girmiş olup dosya arasında davacının çalıştığını iddia ettiği tüm dönem ihale evrakları bulunmamakta olduğu, mahkemece, davacının çalıştığı döneme ait tüm ihale evrakları temin edildikten sonra, davacının tam olarak ne iş yaptığı, yapılan işin hizmet alım sözleşmesi ve eki teknik ve idare şartnameler kapsamında olup olmadığı belirlenmeli, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı İdareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığı yani salt davalı İdareye hizmet vermek amacıyla hareket edip etmediği, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğinin tespit edilmesi gerektiği-
Davacının çalıştığı döneme ait tüm ihale evrakları temin edildikten sonra, davacının tam olarak ne iş yaptığı, yapılan işin hizmet alım sözleşmesi ve eki, teknik ve idare şartnameler kapsamında olup olmadığının belirlenmesi, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de "yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı İdareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığı" yani, "salt davalı İdareye hizmet vermek amacıyla hareket edip etmediği, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceği"nin tespit edilmesi gerektiği-
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması veya yasal unsurları taşımaması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından, işe iade isteyen alt işveren işçisinin asıl işveren işyerine işe iadesine işe iadenin mali sonuçlarından gerçek işveren ile muvazaalı işlemin tarafı olan kişi, kurum veya kuruluşun müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği- Davalı A.Ş.'nin alt işveren şirketin işçilerinin kendi bünyelerinde hangi işleri yaptığına ilişkin bir liste sunduğu, bu listeye göre alt işveren işçilerinin rampada görevli olduğu, yemekhanede çay ve yemek servisi yapmakta olduğu, şubede satış yaptığı, oksijen, azot ve mtp dolum işi yaptıkları, co2 dolumu ve tüp boyama işi yaptıkları, tüp okutma, tüp bakımı, tüp test sorumlusu olarak çalıştıkları, karışım dolumcusu, operatör vs işleri yaptıkları, davacının ise, boyacı olarak işe alınmış olup, son 3 ayda dolum alanının sokaklarının genel temizliği işinde, rampaların temizliği, hurdalıkların temizlenmesi işinde çalıştırıldığı, davacının nakliye hizmet alım işinin sona ermesi nedeniyle iş akdine son verildiği, davacı dahil alt işveren şirketin işçilerinin emir ve talimatları davalı AŞ.'nin dolum tesisinde görevli idari personelden aldıklarının tanıkların ifadelerinde belirtildiği görülmekle, davalı A.Ş.'nin işçi temini maksadıyla diğer davalı Ltd. Şti. ile hizmet alım sözlemesi yaptığı çok açık olup, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğunu kabulü gerektiği-
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması veya yasal unsurları taşımaması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından, işe iade isteyen alt işveren işçisinin asıl işveren işyerine işe iadesine işe iadenin mali sonuçlarından gerçek işveren ile muvazaalı işlemin tarafı olan kişi, kurum veya kuruluşun müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği- Dosya içerisine sunulan hizmet alım sözleşmesinin 01.01.2014-31.12.2014 tarihleri arasında 2014 yılı park, bahçe ve yeşil alanların bakım işlerinin yapılması için 30 işçi , 5 şoför , 1 marangoz ustası, 2 marangoz yardımcısı, 2 tesisat ustası çalıştırılmasına ilişkin olduğu görülmekle birlikte, hizmet alım sözleşmesi ve tanık beyanları davalılar arasındaki ilişkinin niteliğini tespite yeterli olmadığından, mahkemece, davacının ne iş yaptığı, yapılan işin hizmet alım sözleşmesi ve eki teknik ve idare şartnameler kapsamında olup olmadığı belirlenmeli, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı İdareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığı yani salt davalı İdareye hizmet vermek amacıyla hareket edip etmediği, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğinin tespit edilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı, ilave tediye ile ücret farkı alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; eava dilekçesinde belirtilen rapor ve rapora itiraz hakkındaki davaya ilişkin bilgilerin sehven yanlış gösterilmiş olması ihtimali gözönünde tutularak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 10.03.2011 tarih ve 7 sayılı inceleme raporu ile Sivas İş Mahkemesinin 2011/203 esas, 2012/233 karar sayılı dava dosyasının celp edilerek incelenmesi ve yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiği-
Davacı vekili, davalı Belediye ile dava dışı ihbar olunan şirketler arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu iddia ettiği, mahkemece davacının ilave tediye alacağına hak kazandığına dair tespit yapılırken, davalı Belediye ile ihbar olunan şirketler arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun belirtildiği, bilirkişinin kök raporundaki davalı Belediye ile Belediye İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenen ücreti aldığına gerekçede yer verildiği,  ancak ek bilirkişi raporunun asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığının kabulüne göre hesaplanan alacakların hüküm altına alındığı görüldüğünden, mahkemenin kararı ile gerekçesi arasında çelişki oluştuğu, bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine ilişkin davada; davacı elektrikçi olarak yani davalı belediyenin çalışma alanı içerisinde yardımcı iş kategorisinde değerlendirilebilecek bir işte çalıştığı, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin “temizlik, bakım ve inşaat” işlemine ilişkin olduğu ve içeriği incelendiğinde yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında, alt işverene devredilen işin asıl işin bir bölümü niteliğinde olmayıp, yardımcı iş mahiyetinde bulunduğu anlaşıldığından, davalı belediyenin, yardımcı işlerinden olan elektrik ustalığını alt işverene vermesi 4857 sayılı Kanun'un 2/6-7. maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 67. maddesine göre mümkün olup, geçerli ve muvazaaya dayanmayan bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığı, bu anlamda, mahkemece, feshin geçerli sebebe dayanmadığının kabulü doğru ise de, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu sonucuna varılarak, davacının davalı belediyeye ait işyerine iadesi doğru olmadığı, feshin geçersizliğine dair tespitte bir hata olmamakla birlikte; davacı işçinin alt işveren nezdindeki işyerine iadesine ve iş güvencesi hükümlerinin mali sonuçlarından her iki davalının müştereken sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiği-
Davacının iş sözleşmesi TRT Türk kanalında yayınlanan spor programında prodüksiyon amiri 1. yardımcısına ihtiyaç kalmaması ve harcama kaleminden çıkarılması sebebi ile feshedilmiş olup, davalı TRT Genel Müdürlüğü 2954 sayılı yasa gereğince kurumda hizmet sözleşmesi ile işçi çalıştırılmasının mümkün olmadığını savunmuş olup, davalılar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin idarenin ihtiyacı doğrultusunda program ile ilgili muhtelif işlerin sözleşmede belirtilen şartlar dahilinde sağlanmasına yönelik yardımcı iş olarak değerlendirilerek yapılan işin niteliği itibariyle davalılar arasında 4857 sayılı Kanun'un 2/6. ve 7. maddelerine uygun ve geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu anlaşıldığından davacının alt işveren işyerindeki işine iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından ise alt işverenin asıl işverenle müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiği-