Alacakların reddedilme gerekçesinin kararda tartışılması gerektiği- Davacı işçinin diğer şirkete devredilse bile Toplu İş Sözleşmesi imzalanıncaya kadar asıl şirketin taraf olduğu Toplu iş Sözleşmesinden yararlanacağı- Ayrıca Emsal kararlarda görüldüğü üzere çağrı hizmetini kurduğu şirketi alan asıl şirketin iş kolu tespiti kararına kadar ki doğan alacaklardan sorumlu tutulduğu-
İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayandığının belirlenmesi halinde mahkemece davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi gerektiği- Taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına yönelik olarak yapılacak inceleme sonucunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması halinde işçi gerçek işverenin işyerine iade edilmesi, işe iadenin parasal sonuçlarından muvazaalı işlemin tarafı olan diğer kişi veya kurumun gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği- 
Fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, bayram tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ücret farkı alacağı, ikramiye alacağı, yiyecek, yakacak ve kıyafet yardımı alacaklarının ödetilmesine-
Davacı, İ. A.Ş. bünyesinde kok bataryaları sıcak tamir işinde örüm-söküm ustası olarak davalı şirket nezdinde çalıştığı, davalı ile dava dışı İ. A.Ş. arasında akdedilen sözleşmede, işin 1 ve 2 nolu kok bataryaları sıcak tamir işi olduğu, süresinin 600 iş günü olarak belirtildiği; tamir yapılacak bataryaların her birinde 69 adet fırın ve 70 adet ısıtma duvarı bulunduğunun belirtildiği, İ. A.Ş. tarafından Mahkemeye verilen 13/01/2016 tarihli müzekkere cevabında 2003-2006 yılları arasında E. A.Ş. kontrollüğünde G. A.Ş. tarafından, 2006-2007 arasında İ. A.Ş. kontrolünde O. A.Ş. tarafından işin yapıldığı, 2014-2015 yılları sıcak tamir çalışmalarının E. A.Ş kontrolünde O. A.Ş.'ne yaptırıldığını, işin rutin bir zaman aralığına bağlı olmadığını, bataryalarda ve refrakter yapıda incelemeler sonrasında ve üretim projeksiyonlarına bakılarak alınan kararlara göre yapıldığı ifade edilmiş olup tanıklar emsal dosyalarda G. A.Ş. ve P. İnşaat Şirketlerinde aynı işte çalıştıklarını ayrıca kok bataryalarında sürekli tamir işlerinin de devam ettiğini beyan etmiş olup, davalı şirket ile dava dışı İ. A.Ş. arasında yapılan sözleşme kapsamında belirtilen işlerin devam edip etmediği, sürekli çalışan tamirci usta ve usta yardımcılarının bulunup bulunmadığı, çalışanlar var ise kadrolu veya alt işveren işçisi olup olmadıkları, bu bölümde yıl bazında çalışan işçi sayısı, yapılan işin asıl iş veya yardımcı iş kapsamında bulunup bulunmadığı hususları demir-çelik sektöründe uzman bilirkişiler ve insan kaynakları veya endüstri mühendisi tarafından mahallinde keşfen incelenerek, ihale konusu işin faaliyet devam ettiği sürece mevcut ve devamlı bir iş olup olmadığı belirlenip sürekli ve devam eden bir iş olması halinde sırf ihalenin süreli olmasının da işi belirli süreli yapmayacağı-
İşkolu tespitine itiraz davaları, kamu düzenini ilgilendirdiğinden delili toplama bakımından resen araştırma ilkesinin uygulandığı davalardan ise de, bu davalara bazı istisnalar dışında medeni yargılama hukuku ilke ve kurallarının tatbik olunduğu, bu itibarla hukuk devleti prensibi ile ''belirlilik-hukuki öngörülebilirlik'' temel kuralları karşısında, işkolu tespitine itiraz davalarının işkolu tespit tarihindeki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanmasının zorunlu olduğu-
İşe iade istemine ilişkin dava, aralarında muvazaalı ilişki bulunduğu iddiası ile S.. Yemek Temizlik İnşaat B.sayar Ltd. Şti. ve Maliye Bakanlığına karşı açılıp yargılama anılan davalılara karşı yürütülerek sonuçlandırıldığı, ancak Sosyal Güvelik Kurumu kayıtlarında davacı işvereninin S.. Temizlik Hizmetleri B.sayar Turizm Yemekçilik Otomotiv Sanayi Ltd. Şti. olduğu görüldüğü, temizlik hizmetleri konusunda dosyaya sunulan hizmet alım sözleşmesi dava dışı, S.. Temizlik Hizmetleri B.sayar Turizm Yemekçilik Otomotiv Ltd. Şti. ile davalı Maliye Bakanlığı arasında imzalandığı, davalı şirket temyiz isteminde her iki şirketin faaliyet konularının farklı ve ayrı tüzel kişilikleri olduğunu savunduğundan davanın alt-işveren şirket bakımından yanlış hasma yöneltildiği anlaşıldığından doğru hasma teşmili için davacı tarafa süre verilerek oluşacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerektiği-
Asıl-alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde; "biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığının, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıklarının, alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığının, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığının, alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığının, alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığının, istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığının, alt işverene verilen işte, asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Alt İşverenlik Yönetmeliği’nde; 1) İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektirmeyen işlerin alt işverene verilmesini, 2) Daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile kurulan alt işverenlik ilişkisini, 3) Asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak hakları kısıtlanmak suretiyle çalıştırılmaya devam ettirilmesini, 4) Kamusal yükümlülüklerden kaçınmak veya işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut çalışma mevzuatından kaynaklanan haklarını kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak gibi tarafların gerçek iradelerini gizlemeye yönelik işlemleri ihtiva eden sözleşmelerin muvazaalı olarak açıklandığı- Hastaların poliklinikler arasında transferi, hastaların tahlil numunelerinin takibi, sağlık ekebine tıbbi araç ve gereç temini, poliklinikte hasta kaydı, reçete ve raporların yazılıp, işlenmesinin (tıbbi sekreterlik) asıl işin bir bölümünü oluşturduğu, bu işlerde çalışanların doktor ve hemşirelere yardımcı olması yaptıkları işin yardımcı iş olduğu anlamına gelmeyeceği- Bu işlerin, tanı ve tedavi sürecinin tamamlanması için yapılması gereken aynı iş organizasyonu kapsamındaki zorunlu, asli işler olduğu- Alt işveren işçisinin, tanı, teşhis ve tedavi sürecinde yer almadan, bu işler bittikten sonra, hastane ve hasta kayıtları ile ilgili veri hizmetleri bölümünde çalıştırılmış ise o zaman yardımcı işte çalıştığı kabul edilmesi gerektiği- Davacı tanı ve tedavi sürecinde poliklinikte tıbbi sekreter olarak veri hizmelerinde çalıştırıldığını iddia etmiş, dinlenen davacı tanıkları bu iddiayı desteklemiş olup mahkemece işyerinde bilirkişi marifeti ile keşif yapılarak davacının asıl iş olan (sağlık iş) tanı ve tedavi hizmetinde mi, yoksa yardımcı iş niteliğinde olan veri hizmetlerinde çalıştığı açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine ilişkin uyuşmazlıkta; fesih bildirimine göre, davalı bankada güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, banka yönetim kurulunun 25.12.2014 tarih ve 4/10186-1 sayılı kararı ile aldığı işletmesel karar doğrultusunda güvenlik hizmetlerinin, hizmet satın alınması yöntemi ile başka firmaya ( T... Güvenlik..Ltd Şti) verildiği ve bunun sonucu olarak davacının istihdam fazlası konumuna düştüğü gerekçesiyle feshedilmiş olup, dava dışı T... güvenlik firmasının davalı bankada kendi işçilerini değil, davalı bankanın işten çıkardığı güvenlik görevlilerini işe alarak üstlendiği güvenlik işini yerine getirdiği, bu durumun İş Kanunu'nun 2. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamayacağı, aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem göreceği,d İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.” düzenlemesine aykırı olduğu, bu nedenle davalı Akbank ile dava dışı T... Güvenlik firması arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığı anlaşıldığından, muvazaa olgusu ve feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı kabul edilerek davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olduğu-
Davalılar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ve ekleri ile alt işverene bir takım işler devredildiği, iu halde, davalılar arasında bu devirden doğan ve muvazaaya dayanan bir ilişki olup olmadığının belirlenmesi için öncelikle davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin mahiyeti tam olarak belirlenerek ve davacının davalı işyerinde fiilen yaptığı iş tespit edilerek davacının, davalılar arasından imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmadığının tespiti halinde sadece davacı yönünden ihale kapsamında çalıştırılmaması nedeniyle davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının belediyenin işçisi olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması, şayet hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışıyor ise davalı işverenin fesih tarihindeki Türkiye genelinde aynı işkolunda çalışan işçi sayısı Sosyal Güvenlik Kurumunda ve davalı işverenden sorulmak suretiyle araştırılarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerektiği-
Alt-asıl işveren ilişkisinde kanun gereği hizmet alımı yapılması gerektiği, personel alımı değil, çıkarılan/ çalıştırılan personelin hizmet alımı çerçevesinde çalıştırılması gereken personelden olup olmadığı değerlendirilmesi gerektiğinden alt işverene işin tamamı verilebileceği ancak o işle ilgili bir ya da birkaç personel temini şeklinde bir uygulama yapılamayacağı, şoförlerin, büronun tamamı iş olarak başka işverene verilebileceği, tek bir şoför, sekreter vb. personelin temini için hizmet alımının yapıldığı halde yapılan işin İş Kanunu 2.madde anlamında bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmuş olmayacağı- Feshin geçersizliğine ile davacının davalılardan A. T.A.Ş. nezdinde işine iadesine ve kayden işveren olarak görünen ve muvazaalı işlemin tarafı olması nedeniyle kendine menfaat sağlayamayacak olan diğer davalı A. Hizmet ve Danışmanlık A.Ş.’nin işe iade kararının mali sonuçlarından diğer davalı A. T.A.Ş. ile birlikte sorumlu tutulması gerektiği-