Davacı işçinin sendika üyesi olup olmadığı, dayanışma aidatı dilekçesi verip vermediği tespit edilerek, davacı sendika üyesi değil ise Toplu İş sözleşmesindeki artışlardan yararlanma imkanı bulunmadığından ilave tediye hesabı varsa aynı işyerinde çalışan ve sendika üyesi olmayan emsali işçinin ücreti esas alınarak belirlenmesi ve bu şekilde emsal işçi yoksa fiilen almakta olduğu ücreti üzerinden hesap yapılması gerektiği- Davacı dava dilekçesinde belirlediği ilave tediye talebini ıslah beyanı ile arttırmış ise de ıslah harcının yargılama sırasında yatırılmadığı, ıslah harcının yargılama sona erdikten sonra yatırıldığı anlaşıldığından, harcı yatırılmayan ıslah işlemi yok sayılarak karar verilmesi gerektiği-
HMK. mad. 124/4 gereği; dava dilekçesinde tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hakim karşı tarafın rızası olmaksızın taraf değişikliğini kabul edebileceği- Davacı asilin dava dilekçesinde; hizmet alımının muvazaaya dayandığını belirterek sadece Üniversitesi Rektörlüğü’nü taraf olarak göstermesi yanılma olmadığı ve bu nedenle yargılama sürecinde davaya dahil edilerek gerekçeli kararda dahili davalı olarak gösterilen ve kararı temyiz eden Şirket aleyhine usulüne uygun açılmış davadan söz edilemeyeceği- Davalı asıl işveren ile dahili davalı alt işveren arasında güvenlik hizmetine yönelik sözleşme olmasına rağmen, davacının bu hizmet dışında fakülte sekreteri şoförü olarak çalıştığı, davacı yönünden asıl alt işveren ilişkisinin unsurlarının oluşmadığı, davacının başlangıçtan itibaren asıl işveren davalı üniversite işçisi sayılması gerektiği, davacının işvereninin üniversite olduğu ve fesih geçerli nedene dayanmadığından, davanın davalı üniversite yönünden kabulü gerektiği-
Dava dilekçesinde "davacının 18.08.2008-15.08.2010 tarihleri arasında davalı işveren bünyesinde çalışmakta iken davalı işyerinden çıkışının yapıldığını, aynı gün işyerine gelen dava dışı ...AŞ firması yetkilililerince, yeni iş sözleşmesini imzalanmadığı takdirde davalı işyerinde çalışmaya devam edemeyeceğinin ifade edildiğini, işten çıkma baskısı altında sözleşme imzaladığını ve aynı şekilde çalışmaya devam edildiğini, davalı şirketin bu yola başvurması ile ücretlerin ve sosyal hakların düşürüldüğünü" ileri sürmüş ve davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı hususu mahkeme tarafından yeterli derecede araştırılıp değerlendirilmemiş, özellikle, davalı firma ile dava dışı AŞ şirketi arasında yapılan sözleşme içeriği, sözleşme içeriğinde alınan hizmetin kapsamı ve davalı firmanın faaliyet konusu, alt işveren şirket tarafından yapılan işte davalı firmanın işçisi çalışıp çalışmadığı gibi hususlar araştırılmamış olduğundan, mahkemece, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri ve eki şartnameler getirtilerek, genel muvazaa denetimine ilişkin olarak gerekirse uzman bilirkişiler eşliğinde keşifle yerinde inceleme yapılması, davacının fiilen yaptığı iş ve bu işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında belirlenen iş olup olmadığının tespit edilmesi, işyerinde davalı asıl işveren işçileri ile dava dışı alt işveren işçilerinin aynı işi yapıp yapmadıkları, davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Davacının dava dışı ..Ltd. Şti. işçisi olarak davalı asıl işveren bünyesinde 04.09.2007-09.08.2012 tarihleri arasında filo destek işinde çalıştığı, davacının davalı firmanın araç filosunun bakım, onarım, muayene vb işlerini takip ve yerine getirmekle sorumlu olduğu; bu alanda davacıdan başka, asıl veya alt işveren işçisi olarak çalışan kimsenin bulunmadığı, davalı firmanın esas olarak tütün üretim alanında faaliyet gösterdiği, davacı tarafından davalı asıl işverene karşı açılmış işe iade davası içeriği, davacının yaptığı işin niteliği ve davalı asıl işverenin faaliyet alanı gözönünde bulundurulduğunda, davalı Şirketi ile dava dışı Ltd. Şti arasındaki asıl alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayanmadığı anlaşıldığından, talep edilen alacakların reddi gerektiği-
Asıl-alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde; "biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığının, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıklarının,alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığının, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığının, alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığının, alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığının, istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığının, alt işverene verilen işte, asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Mahkemece davalı belediye vekilinin "feshin davalı belediye tarafından gerçekleştirildiği" yönündeki savunması nedeniyle "davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının, davalı Belediye nezdinde işe iadesine" karar verilmiş ise de, davalı Belediye vekilinin soyut kabul beyanının sonuca etkili olmadığı, davalılar arasındaki hizmet alımı kapsamında, işin yapılması için lazım gelen araçları kimin temin ettiği, işçi alım ve çıkarmaya kimlerin yetkili olduğu İş Kanunu mad. 2/6 ve 5393 s. K. mad. 67 kapsamında incelenerek, işçilik temini olup olmadığı, asıl-alt işveren ilişkisinin unsurlarının bulunup bulunmadığı, gerekirse işyerinde bilirkişi marifeti ile keşif yapılarak davacının öncelikle gerçek işverenin kim olduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Alt İşverenlik Yönetmeliği’nde; 1) İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektirmeyen işlerin alt işverene verilmesini, 2) Daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile kurulan alt işverenlik ilişkisini, 3) Asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak hakları kısıtlanmak suretiyle çalıştırılmaya devam ettirilmesini, 4) Kamusal yükümlülüklerden kaçınmak veya işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut çalışma mevzuatından kaynaklanan haklarını kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak gibi tarafların gerçek iradelerini gizlemeye yönelik işlemleri ihtiva eden sözleşmelerin muvazaalı olarak açıklandığı- Davacının muvazaa iddiası araştırılıp bir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın ve davacının fesih tarihi itibari ile dava dışı bir şirketin işçi olarak çalıştığı gözetilmeksizin karar verilmişse de, mahkemece gerekli araştırma yapılarak; davalı şirket ile dava dışı A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin saptanması, muvazaalı bir ilişkisinin varlığının olmadığının tespiti halinde davacının dava dışı A.Ş.'nin işçisi olduğu dikkate alınarak davanın reddine hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemenin bozma sonrası hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığı yönündeki tespit nedeniyle taşeron işçisi olan davacının ilave tediye alacağına hak kazandığına ilişkin kabulünün eksik araştırmaya dayalı olduğu- Her hizmet alım sözleşmesinin kendi şartları dahilinde değerlendirilmesi gerektiği- Davacının yaptığı belirlenen işin üçüncü kişilere gördürülebileceğine ilişkin bir açıklık bulunmaması halinde; yapılan iş asli işlerden ise, teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı, yardımcı iş ise davacının hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi, davacının, davalının kadrolu işçileri ile aynı işi yapıp yapmadığı, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı idareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığının yani salt davalı idareye hizmet vermek amacıyla kurulup bu doğrultuda hareket edip etmediğinin, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğinin tespit edilmesi gerektiği-
Davacının çalıştığı süreye ilişkin tüm ihale evraklarının getirtilip dava dilekçesinde iddia edilen muvazaaya ilişkin İş Mahkemesinin dava dosyası da celbedilerek, öncelikle muavazaa hususunun değerlendirilmesi gerektiği; mahkemece muvazaa olmadığı görüşüne varılırsa davanın alt işverene yöneltilerek neticelendirilmesi gerektiği- Davacıya ilişkin kurumca yapılan idari tahkikat evrakları ile davacının da yargılandığı Asliye Ceza Mahkemesinin dosyası ve davacının son duruşmada emsal olarak bahsettiği dava dosyası incelenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının hangi tarihli ihale ile hangi işverene bağlı çalıştırıldığı, ilgili hizmet alım sözleşmesinde gösterilen iş dışında başka bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığı, özel mevzuatta davacıya yaptırılan işin üçüncü kişlere gördürülebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, davacının yaptığı belirlenen işin üçüncü kişilere gördürülebileceğine ilişkin bir açıklık bulunmaması halinde; yapılan iş asli işlerden ise, teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı, yardımcı iş ise davacının hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi, davacının davalını kadrolu işçileri ile aynı işi yapıp yapmadığı, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığının üzerinde durularak bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceği hususlarının tespit edilmesi gerektiği-
İşçilik alacaklarının ödetilmesine-
