Dosya kapsamında yer alan bilgi–belgeler ve tanık anlatımlarından; davacının davalı şirket yetkililerinin emir ve talimatlarına uygun olarak çalışmasını sürdürdüğü, diğer davalı şirketin kendisine ait bağımsız organizasyon ve yönetim hakkının bulunmadığı ve davalı sigorta şirketine ait iş yerinde istihdam edilmek üzere işçi sağlayan bir şirket olduğu tespit edilmiş olup, davalılar arasında görünürde olan asıl- alt işveren ilişkisi muvazaaya dayanmakta olduğu, muvazaalı ilişki içine girilmesi nedeniyle, davacının baştan itibaren asıl işveren olan sigorta şirketi işçisi olarak işlem görmesi gerektiği-
Davacı işçi davalı asıl işveren bünyesinde değişen alt işverenler nezdinde temizlik personeli olarak çalışmış olup, dava sadece asıl işverene karşı açılmış, davalı asıl işveren vekili cevap dilekçesinde davanın, davacı işçinin çalıştığı alt işverenlere ihbarını isteyip, ilgili alt işverenlerin unvan ve adreslerini bildirmiş olduğundan özellikle davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve yıllık ücretli izin hakkının kullandırılıp kullandırılmadığının tespiti bakımından alt işverenlere davanın ihbarının önem arz ettiği; talep hakkında işlem yapılması gerektiği-
Davalı hastane sağlık hizmeti işini her ne kadar ihale ile alıyor ise de ihaleler sonunda ihale alan firmaların değişmesine rağmen çalışanların hiç değişmediği çalışanların ihale süreçlerinden haberdar olmadığı gibi ihaleyi alan şirket yetkililerini de hiç tanımadıkları yapılacak işin çalışma şeklinin çalışma saatlerinin ve görev yerlerinin tamamen Hastane yetkililerince belirlendiği ve yine çalışanların izin gibi işlemlerini yine bu merkez yetkililerince düzenlendiği ve davacının davalı hastanenin işi dışında başka bir işte çalışmamış oldukları, alt işverenle yapılan ihale sözleşmesi ve teknik şartnamede değerlendirildiğinde, Sağlık Bakanlığının asıl işveren olduğu ve Hastane ile aralarındaki ilişkinin muvazaalı olduğu- Aynı tarihte iş sözleşmeleri feshedilen ve davacı ile aynı işi yapan birçok işçinin açmış oldukları işe iade veya işçilik alacakları davalarında İş Mahkemelerince alt işverenle yapılan ihale sözleşmesinin muvazaalı olduğu ve Sağlık Bakanlığının asıl işveren olduğuna karar verilmiş olup verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, mahkemece davacının davalı Bakanlığın çalışanı olması sebebiyle ilave tediye alacağına hak kazanacağı gözetilmeksizin kabulü yerine reddinin hatalı olduğu-
Davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi incelendiğinde, bir işin ve hizmetin bir bölümünün verilmediği, toplam 500 gemi adamının çalıştırılmasına ve işçi teminine yönelik olduğu, yasalarımızda işçi teminine yönelik açık düzenleme bulunmadığı, Borçlar Kanunu’nun genel muvazaa kriterlerine göre davacının başlangıçtan itibaren asıl işveren ... A.Ş.'nin işçisi olduğu anlaşıldığından, davalılar arasında muvazaa bulunduğu- Davacının sendika üyeliğinin asıl işveren A.Ş.'ye bildirildiği tarih yararlanma tarihi olacağından, bu tarihin araştırılması ve buna göre Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden faydalanıp faydalanmayacağının belirlenmesi gerektiği-
Mahkemece davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığı dosyaya özgü şekilde tartışılıp gerekçelendirilmeden, kendi içinde çelişkili gerekçe ile davacının ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
Asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumlu olduğu- Davalı asıl işini diğer davalıya devretmiş olup mahkemece işletim sözleşmesi ve ekleri incelenmeksizin davalılar arasındaki hukuki ilişki irdelenmeksizin hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Davacı işçinin, davalı Temizlik şirketinden 31/12/2014 tarihinde çıkışının yapıldığı, 01/01/2015 tarihinde ihaleyi alan dahili davalı  Yapı şirketinde işe başladığı ve çalıştığını gösterir herhangi bir yazılı kayıt sunulmadığı, aksine 2015 yılı personel listesinde davacının isminin yer almadığı, dolayısıyla davacının dahili davalı şirkette çalıştığının kanıtlanamadığı, en son davalı Temizlik şirketi işçisi olarak diğer davalı Belediyesi nezdinde çalıştığı, buna göre davacının iş akdinin feshedildiği tarihte dahili davalı Yapı şirketinin işçisi olmadığı- Davada muvazaa iddiası olmayışı karşısında aleyhine usulüne uygun şekilde dava açılmayan Yapı şirketinin dahili dava yolu ile davaya ithal edilmesi ve hakkında hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Mahkemece, davalı tarafın yargılamaya katılımının sağlanması gerektiği- Mahkemece davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek, davalının delilleri toplanarak sonuca gidilmesi gerektiği- Tebligatın muhataba yapılabilmesi için, muhatabın medenî hakları kullanma ehliyetine, kısaca fiil ehliyetine sahip olması gerektiği- Fiil ehliyetine sahip olmayan kişilere tebligat yapılamayacağı bu durumda tebligatın kanunî temsilciye yapılması gerektiği- Ancak bir meslek veya sanatla uğraşan ve ayırt etme gücüne sahip küçükler veya kısıtlılar, bu meslek ve sanatın icrasından doğan borçlardan bizzat sorumlu olduklarından, bu konuda kendilerine tebligat yapılması tebliği usulsüz ve geçersiz kılmayacağı- Aksine hüküm bulunmadıkça tebligat giderlerini tebliğin yapılmasını isteyen tarafın peşin olarak ödemesi gerektiği- Tebliğ gideri verilen süre içinde yatırılmaz ise, talep eden kişinin bu isteminden vazgeçmiş sayılacağı- Dava dilekçesinin karşı tarafa tebliği için tebliğ gideri peşin verilmemiş ve verilen makul süre içinde yattırılmamış ise, dava hakkında 1086 sayılı Yasanın 409 uncu maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği- Tebligatın kural olarak muhatabın kendisine yapılması gerektiği- Muhatap adresinde bulunmadığı takdirde, onun yerine tebligatı kabule yetkili kişilere yapılacağı- Muhatabın konut adresinde süreklilik arz edecek şekilde birlikte oturan aile halkından biri veya varsa birlikte oturduğu hizmetçi tebligatı almaya yetkili kişiler olarak kabul edildiği- Yetkili kişilerin görünüşe nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği- Tebligat yapılacak gerçek kişi işyeri, işletme veya iş sahibi ise, işyerinde bulunmaması halinde daimî işçisine yapılan tebligatın geçerli olacağı- Adreste tebligatın, gerçek veya tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılması gerektiği- Adres niteliğinde bulunmayan yerlerde, örneğin inşaat halindeki binalarda tebligatın  yapılamayacağı- Tebligat evrakına adresin doğru ve okunaklı olarak yazılması gerektiği- Bir kişinin adresinden başka bir yerde tebligat yapılabilmesi o kişinin tebligatı kabul etmesine bağlı olduğu- Ev adresine çıkarılan tebligatın herhangi bir nedenle yapılamaması nedeniyle iş adresinde yapılması durumunda, tebligatın geçerli kabul edildiği-
Davacının hizmet süresinin başlangıcından sonuna kadar fiilen davalı .. şirketinde çalıştığı halde, sigorta kaydında zaman zaman alt işveren olarak ... nakliyat şirketinde gösterildiği ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalılar arasındaki ilişki muvazaalı olduğu- Davalı vekili, cevap dilekçesinde, "davacıya yapılan ihbar tazminatı ödemesinin 01/01/2008 ila 24/02/2010 tarihleri arasındaki çalışmasına karşılık ödendiğini" açıkladığından, davacıya 6 haftalık ihbar öneli karşılığı tazminatın ödendiği sonucu doğduğu ve bu nedenle, mahkemece bakiye 2 haftalık ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerektiği-
Davacı, "belediye hizmetlerinde çalışmasına karşın davalı Anonim Şirketi adına kayıtlı gösterildiğini" iddia etmiş, davalı şirket vekili ise "davalı Belediye ile yapılan hizmet alım sözleşmesiyle alt işveren olarak Belediye bünyesindeki yer alan işçileri kayden devraldığını, Belediye'nin talimatıyla davacının iş akdine son verildiğini, davacının müvekkil firma nezdindeki çalışmasının 6 gün gibi kısa bir süre olmasının da bu durumu gösterdiğini" savunmuş olup mahkemece davalı Belediye ile davalı şirket arasındaki alt işveren üst işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığının iş yeri kayıt belgeleri ve iş yerinde çalışan işçiler tanık olarak dinlenerek, davalı Belediyenin asıl işçisi olarak çalışıp çalışmadıklarının tespiti ile işe iadenin kime yapılacağının değerlendirilmesi gerektiği-