Davalı M. Kargo A.Ş.nin asıl işinin alt işverene verilemeyeceği, asıl işin alt işverene verilebilmesi için işletme ve işin gereği ile teknik nedenlerle uzmanlık gerektirir bir durumun bulunmadığı, davalı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, bu kapsamda davacının başlangıçtan itibaren M. Kargo A.Ş.nin işçisi olduğu tespiti ile feshin geçersizliğine ve davacının davalılardan M. Kargo A.Ş. nezdinde işine iadesine dair verilen karar isabetli ise de, kayden işveren olarak görünen ve muvazaalı işlemin tarafı davalı Y. End. ve Taş. Lt. Şti.’nin muvazzalı ilişki nedeniyle menfaat temin edemeyeceği, işe iade kararının mali sonuçlarından diğer M. Kargo A.Ş. ile birlikte sorumlu tutulması gerektiği-
Davacının yardımcı iş kapsamında alt işveren işçisi olarak çalıştığı anlaşılmakta olup, davalı alt işverence gerçekleştirilen feshin haklı ya da geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi yerinde ise de, davada muvazaa iddiası olmayışı karşısında aleyhine usulüne uygun şekilde dava açılmayan belediye başkanlığının dahili dava yolu ile davaya ithal edilmesinin ve hakkında hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Asıl işveren-alt işverenlik ilişkisinin kurulması için, asıl işverenin işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçilerinin de bulunması, alt işverene verilen işin, iş yerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olması, asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olması, alt işverenin, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o iş yerinde aldığı işte çalıştırması, alt işverene verilen işin, iş yerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir iş olması, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olması, alt işverenin, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kimse olmaması gerektiği- Mahkemece davalı şirketin bayilik sözleşmesine göre üst işveren olduğu ve ayrıca haksız fiil hükümlerine göre de sorumlu olduğu belirtilmiş ise de, bayilik sözleşmesinin varlığının mümeyyiz davalı şirket yönünden üst işveren sıfatını kazandırması için yeterli olmadığı ve davalı şirketin haksız fiil hükümlerine göre de bir sorumluluğunun bulunmadığı-
Mahkemece hizmet alım sözleşmeleri getirtilip muvazaa yönünde delillerin de toplanılıp ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti halinde davacının başlangıçtan itibaren davalı Belediye'nin işçisi kabul edilerek iş güvencesi hükümlerinden yararlanabileceği, alt işverenlik sözleşmesinin geçerli olduğunun tespiti durumunda, alt işveren olan davalı şirkette fesih tarihi itibarı ile 30'dan az işçi çalıştığı ve davacının iş güvencesi kapsamında kalmadığı gözününe alınarak, muvazaa tespiti halinde ise feshin geçerli olup olmadığının tartışılması ve feshin geçersizliğinin tespiti halinde ve ilk kararın davacı tarafça temyiz edilmemesi sonucu ortaya çıkan müktesep hakların da gözetilerek hüküm kurulmamasının hatalı olduğu-
Davacının 05.01.2000-24.03.2015 tarihleri arasında fasılasız olarak davalı Belediyede yeminli zabıt katipliği, büro elemanlığı, veri hazırlama vs. işlerde çalıştığı, davacının çalıştığı birimler ve alt işverenler değişse de tüm çalışma döneminde Belediyenin asli işlerinde çalıştığı, davalı taraf tanık dinletmemiş olup; davacı tanıkları ise davacının çalıştığı süre içerisinde emir ve talimatları daha ziyade davalı Belediye yetkililerinden aldıklarını, davacının çalıştığı birim ve bölümde Belediyenin kadrolu işçileri ile birlikte çalıştığını beyan ettiği, en son hizmet alım sözleşmesinin konusunun, “Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından teknik, idari ve destek hizmetleri için personel çalıştırılması işi” olduğu görüldüğü ve yine, puantajların altında Belediye yetkililerinin de imzasının bulunduğu 24.03.2015 tarihli feshe dair yazılı belge içeriği ve davalı şirketin de kabulüne göre, davacının iş akdinin feshi dahi davalı Belediyenin talimatı ile gerçekleştiğinden davalı Belediye ile davalı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu açık olup davacının baştan itibaren gerçek işvereni davalı Belediye kabul edileceğinden davalı şirket de muvazaalı işlemin tarafı olup kendi muvazaasından faydalanamayacağından işe iadenin mali sonuçlarından sorumlu tutulması gerektiği-
Taraf teşkili sağlandıktan sonra asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması halinde işçi gerçek işverenin işyerine iade edilip, işe iadenin parasal sonuçlarından muvazaalı işlemin tarafı olan diğer kişi veya kurum gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği-
İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayandığının belirlenmesi halinde mahkemece davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi; verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmesi, aksi halde davanın usulden reddedilmesi gerektiği- Taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına yönelik olarak yapılacak inceleme sonucunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması halinde, işçinin gerçek işverenin işyerine iade edilmesi, işe iadenin parasal sonuçlarından muvazaalı işlemin tarafı olan diğer kişi veya kurumun, gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği-
Davacı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilmesine rağmen, aynı celse davacı vekilinin yokluğunda davanın nihai karara bağlanması usule ve kanuna aykırı olduğu-
Baştan itibaren davalı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’nun işçisi olduğunun tespiti ve aylık ücret miktarının belirlenmesiyle, ilave tediye, ikramiye, prim alacağı, kömür yardımı, bedelsiz yemek iaşe bedeli, sabun ve aydınlatma bedeli, sosyal yardım, koruyucu malzeme ve giyim eşyası alacaklarının ödetilmesine-
Yüklenicinin sorumlu olduğu “ücretler”in içerinde ulusal bayram ve genel tatil günleri ile fazla çalışma saatlerine ilişkin ücretleri ile kıdem tazminatı olduğu anlaşıldığında asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşme ve şartnamelerde, iş akdinin feshedilmesi nedeniyle doğan söz konusu tazminat alacaklarından tümüyle yüklenici alt işverenin sorumlu olacağına ilişkin düzenleme bulunduğundan, dava dışı işçiye yapılan dava konusu ödemeler nedeniyle davacı Belediye 'nin davalıya rücu edebileceği-