Davacı vekili son alt işveren davalı şirket yönünden taleplerini sınırlamışsa da, ıslah dilekçesi ile davalıların tamamından müştereken müteselsilen sorumlu tutulması talep edildiğinden, ıslah nedeniyle son alt işveren davalı şirketin de kıdem, ihbar tazminatları ile yıllık izin alacağından sorumlu tutulması gerektiği-
Davacı, Belediye Başkanlığı ile hizmet alım sözleşmesi imzalayan davalı Ltd. Şti.'nde elektrikçi olarak çalışmış olup davalı Belediye ile diğer davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılan işin niteliği göz önüne alındığında, davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun şekilde kurulduğu ve muvazaaya dayanmadığı- Davacının iş sözleşmesinin alt işverence geçerli veya haklı bir sebep bulunmadan feshedildiği anlaşıldığından, feshin geçersizliğiyle davacı işçinin alt işveren işyerindeki işine iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından ise davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının belirlenmesine karar verilmesi gerektiği-
Davalı idarenin, belli bir teknoloji ve uzmanlık gerektiren aydınlatma, elektrik kameralı izleme ve bilgisayarlı yol bilgilendirme sistemlerinin bakım onarım işini yükleniciye ihale ile verdiği, ihale edilen işin, ihaleyi alan şirket tarafından belirli süre içerisinde yerine getirilmesi zorunlu ise de, söz konusu iş niteliği gereği sürekli bir iş olduğu, sadece belli bir zaman dilimi ile sınırlı olamayacağı ve bu hali ile de anahtar teslimi bir iş olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı- Davalı idare ile diğer davalı arasındaki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, "davalı idarenin ihale makamı olduğunun kabulü ve bir kısım işçilik alacakları için davalı idare yönünden husumetten ret kararı verilmesi"nin hatalı olduğu-
Davacının yaptığı işe ilişkin hizmet alım sözleşmesi ve ekleri dosyaya getirtilmediği gibi dayanak yapılan muvazaanın tespiti hakkındaki raporun ve bu rapora ilşkin yargılamanın davacının son çalıştığı firma hakkında olmadığı, son alt işveren hakkında verilmiş bir muvazaa tespiti kararının dosyada bulunmadığı gözönünde bulundurulduğunda, davacının davalı ile alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasının incelenmesi ve varılacak sonuca göre taleplerin değerlendirilmesi gerektiği-
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasında davacının muvazaalı bir asıl işveren- alt işveren ilişkisi kapsamında çalıştırıldığı konusunda ihtilaf bulunmadığına göre, işçi, işverenin "eşit işlem borcu" kapsamında aynı işi yapan aynı kıdemdeki işçilere ödediği ücretin kendisine de verilmesini ve ayrıca iş yerindeki işçilerin yararlandığı diğer ekonomik ve sosyal haklardan yararlandırılmasını talep edebileceğinden, davacıya emsal olacak işçiler tespit edilerek ve iş yerinde uygulandığı anlaşılan toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşullarının oluşup oluşmadığı da belirlenerek işlem yapılması gerekeceği-
Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetlerinin; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetlerin; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetlerinin; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işlerin, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebileceği- Davacı, Belediye Başkanlığı ile hizmet alım sözleşmesi imzalayan davalı  Ltd. Şti.'de çalışmış olup davalı Belediye ile diğer davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılan işin niteliği göz önüne alındığında, davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun şekilde kurulduğu ve  muvazaaya dayanmadığı-
24.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5272 s. Belediye Kanunu ve 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri ile 5393 Sayılı Kanun'un 67. maddesi uyarınca belirtilen işlerin hizmet alım yoluyla üçüncü kişilere gördürülmesinin mümkün olduğu- Sözü edilen düzenlemeler ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebileceği ve bu durumda sadece 4857 s. K. mad. 2/7 ve TBK. mad. 19 çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabileceği- 24.12.2004 tarihinden itibaren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olarak kurulduğu ve muvazaaya dayanmadığı anlaşıldığından 12.08.2004 - 24.12.2004 tarihleri arasındaki dönem bakımından asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olup olmadığının tespiti ise dava zamanaşımı nedeniyle 08.06.2007 öncesi ilave tediye alacağı zamanaşımına uğradığı için sonuca etkili olmayacağı-
Davacının çalıştığı ihale şartnameleri incelendiğinde arıza bakım onarım işi için gerekli araç ve ekipmanın, tamirde kullanılacak makine ve aletlerin yüklenici tarafından karşılanacağı, personel seçiminin ve sorumluluğunun, vardiyalarının düzenlenmesinin yükleniciye ait olduğu, asıl işverenin denetleyen kontrol işçisi dışında bağımsız bir organizasyona sahip olduğu, davacı tanıklarının da sadece denetim yapıldığını ifade ettikleri dikkate alındığında, arıza bakım ve onarım işinin alt işverene verilmesinin doğrudan muvazaayı göstermediği, asıl işveren işçilerin verdikleri talimatın işin yürütümünün gözetimi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu durumda, davalı ile dava dışı şirket arasındaki ihale sözleşmesinin muvazaalı olduğu ispatlanamadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İlave tediye ücreti alacağı- İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla İş Kanununun 2 nci maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmişse de, bunların aksi kanıtlanabilen kanunî karineler olduğu-Davacının davalı işyerinde muvazaa tespiti yapılan dönem sonrası işe girdiği, muvazaa tespitinin temizlik işi dışındaki işlerde çalıştırılan işçileri kapsadığı, davacı tanık beyanı haricinde taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna ve/veya davacının asıl iş kapsamındaki hangi işlerde çalıştırıldığına ilişkin bir delil bulunmadığı anlaşıldığından, bozma sonrası mevcut delil durumu ve dosya kapsamı nazara alınarak davanın reddi gerektiği-