Mahkemenin bozma sonrası hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığı yönündeki tespit nedeniyle taşeron işçisi olan davacının ilave tediye alacağına hak kazandığına ilişkin kabulünün eksik araştırmaya dayalı olduğu-  Her hizmet alım sözleşmesinin kendi şartları dahilinde değerlendirilmesi gerektiği- Davacının yaptığı belirlenen işin üçüncü kişilere gördürülebileceğine ilişkin bir açıklık bulunmaması halinde; yapılan iş asli işlerden ise, teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı, yardımcı iş ise davacının hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi, davacının, davalının kadrolu işçileri ile aynı işi yapıp yapmadığı, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı idareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığının yani salt davalı idareye hizmet vermek amacıyla kurulup bu doğrultuda hareket edip etmediğinin, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğinin tespit edilmesi gerektiği-
Davacının çalıştığı süreye ilişkin tüm ihale evraklarının getirtilip dava dilekçesinde iddia edilen muvazaaya ilişkin İş Mahkemesinin dava dosyası da celbedilerek, öncelikle muavazaa hususunun değerlendirilmesi gerektiği; mahkemece muvazaa olmadığı görüşüne varılırsa davanın alt işverene yöneltilerek neticelendirilmesi gerektiği- Davacıya ilişkin kurumca yapılan idari tahkikat evrakları ile davacının da yargılandığı Asliye Ceza Mahkemesinin dosyası ve davacının son duruşmada emsal olarak bahsettiği dava dosyası incelenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının hangi tarihli ihale ile hangi işverene bağlı çalıştırıldığı, ilgili hizmet alım sözleşmesinde gösterilen iş dışında başka bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığı, özel mevzuatta davacıya yaptırılan işin üçüncü kişlere gördürülebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, davacının yaptığı belirlenen işin üçüncü kişilere gördürülebileceğine ilişkin bir açıklık bulunmaması halinde; yapılan iş asli işlerden ise, teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı, yardımcı iş ise davacının hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi, davacının davalını kadrolu işçileri ile aynı işi yapıp yapmadığı, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığının üzerinde durularak bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceği hususlarının tespit edilmesi gerektiği-
İşçilik alacaklarının ödetilmesine-
Gerektiğinde karşı taraf beyanları alınmak sureti ile alt işverenler ile davalı arasındaki ilişkinin 4857 sayılı Yasa'nın 2. Maddesi anlamında alt işveren-asıl işveren ilişkisi olup olmadığının ya da taraflar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanıp dayanmadığının irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Öncelikle, davacının çalıştığı alt işveren şirketlere dikkat edilerek, çalışmaya dayanak hizmet alım sözleşmeleri, teknik ve idari şartnameler ile sair ekleri davalıdan ve davacının çalıştığı alt işverenden celp edilerek incelenmesi, yol ve yemek ücreti ödemesi ile ilgili madde içerip içermediğinin denetlenmesi, emsal dava dosyası da dosya ekine alınarak, içeriğindeki bilgi ve belgelerin incelenmesi, aylık yol ücreti ve aylık yemek ücreti ödenmesine ilişkin kabullerin dayanaklarının ne olduğunun belirlenmesi gerektiği- Elektrik dağıtım şirketi İl Müdürlüğü’nün yazısında, yol ve yemek ücretlerinin nakdi olarak ödendiğine ilişkin ifade bulunmakta olup, bu yazı üzerinde durularak, hangi tarih aralıklarında ne miktarda ödeme yapılması hususunun kararlaştırılmış olduğu, ilgili müdürlükten sorularak, alınacak cevabi yazı ve eklerin incelenmesi gerektiği- Eksiklikler tamamlandıktan sonra davalının yemek ve yol ücreti ödemesi gerektiği anlaşılıp da ödenecek yemek ve yol yardımının miktarının belirlenememesi halinde ilgili oda ve kurumlara müzekkere yazılarak, davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı ve gidiş geliş toplu taşıma ücretinin sorulması, yine davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı günlük yemek ücreti konusunda emsal araştırması yapılması, gelen yazı cevapları ve araştırma yazıları ile birlikte dosya bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği- Islaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalılar arasında hizmet alım sözleşmesi düzenlendiği ve aralarında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, davacının iş sözleşmesinin davalı alt işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiği dosya içeriğinden anlaşıldığından mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesinin yerinde olduğu; ancak hüküm fıkrasında davacının hastanedeki işine aynı konum ile işe iadesine denilmek suretiyle infazda tereddüde yol açılmasının hatalı olduğu-
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünün alt işverenin olduğu- Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin tarafı sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemeyeceği- Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden İş Kanununun 2/6. maddesi gereği alt işverenle birlikte sorumluluğu olduğu-
Kısmi olarak açılan davada hüküm altına alınan ilave tediye ücretinin kısmi olarak istenen miktarı dışlandığında kalan kısmında ıslah tarihine göre geriye beş yıllık süre dikkate alındığında bu süre dışında kalan miktarların zamanaşımına uğradığı-
Zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesinin mümkün olmadığı- Kısmi davada ise zamanaşımının yalnızca dava edilen kısım için kesileceği, henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam edeceği; ancak kısmi davadaki miktar, kısmi davanın açıldığı dava tarihine göre geriye doğru belirlenen zamanaşımı süresini kapsayacağından bakiye alacağın talep edildiği tarihe göre, geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalıyor ise zamanaşımına uğramadığının kabul edilmesi gerektiği- Kısmi davadaki alacak miktarının belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmesi, bakiye alacak ise ondan sonraki süreyi kapsaması, ilk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra ise bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacağın, alacaklı lehine hüküm altına alınması gerektiği-